Türk ilaç sektörünün öncü firmaları arasında yer alan Abdi İbrahim, biyoteknoloji alanında yatırım yapmaya devam ediyor. Şirket, dünyanın sayılı biyobenzer ilaç geliştirici şirketlerinden İspanyol mAbxience ile teknoloji transferi anlaşması yaparak, kanser tedavisinde kullanılan ve halen ithal edilen bir ilacı bundan böyle AbdiBio bünyesinde üreteceğini açıkladı. Metastatik kolorektal kanser, beyin tümörlerinin içinde en sık rastlanan ve tedavisi en zor olan beyin tümörü (glioblastoma multiforme) ve serviks kanseri tedavilerinde kullanılan ilacın Türkiye’de üretilmesini sağlayacak olan teknoloji transferinin “hücreden itibaren” olması, bir diğer deyişle direkt monoklonal antikor (mab) molekülünün üretiminin gerçekleştirilmesi, biyoteknoloji alanında Türkiye için bir ilk olma özelliği taşıyor. Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, söz konusu teknoloji transferinin, bu alanda hücreden nihai ürüne Türkiye için bir ilk olacağını vurgulayarak, “Ülkemizin en büyük biyoteknolojik ilaç üretim tesisi AbdiBio ile sadece ülkemizde değil dünya pazarlarında da var olmayı hedefliyoruz. Abdi İbrahim’in biyoteknoloji alanında da lider olma iddiasında kritik bir eşiği simgeleyen bu anlaşma ile ülkemizin çok ihtiyacı olan ve ithal edilen bir kanser ilacının hücreden başlayarak Türkiye’de üretimini gerçekleştireceğiz” dedi.
Bütün aşamalarıyla biyoteknoloji ürünü yerelleştirmeyi planlıyor
Türkiye’de kritik yeri olan bu biyoteknoloji ürününü Abdi İbrahim bütün aşamalarıyla yerlileşeceğini kaydeden Barut, “Ürünün Türkiye’de üretilmesi sayesinde ekonomiye katkı sağlanırken, ithal ürünlerde karşılaşılan tedarik problemlerinin aşılması ile de hastanın ilaca erişimi kolaylaşacak. Ürünün ülkemizde üretimi için teknoloji transferi çalışmalarının 2024’te başlaması ve 2026 yılının ortasında ise Türkiye pazarına sunulması planlanıyor” şeklinde konuştu. Anlaşmanın önemine işaret eden Barut, şu bilgileri verdi: “Ürünleri dünyanın dört bir yanında 100’den fazla ülkede kullanılan mAbxience şirketi ile lisansör iş ortaklığımız 2012’den bu yana devam ediyor. Biyoteknoloji ürünlerinde en kritik aşama, hücreden protein elde edilen süreçtir. Bu teknoloji transferi ile proteini de kendimiz üreterek bütün aşamalarıyla bir biyoteknoloji ürününü yerelleştiriyoruz. Hücreden itibaren üretim kabiliyeti son derece kritik bir adım çünkü ilaç hammaddesinde dışa bağımlılığı azaltarak ülke ekonomisine de olumlu katkı sağlıyor.”