Necla DALAN
Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, ekonomik ve sosyal gelişimin sağlanabilmesi için kadın istihdamının artmasının bir zorunluluk olduğunu vurguladı. “Türkiye’de kadınların, kız çocuklarının hak ettiği güvenli geleceğe, eşit yaşam koşullarına kavuştuğu güne kadar bu alanda konuşmaya, elimizi taşın altına koymaya, gücümüzün yettiği her alanda projelerle varlık göstermeye devam edeceğiz” diyen Boyner, sorularımıza şu yanıtları verdi:
Deprem felaketinden sonra bölgede ciddi bir yapılanmaya ihtiyaç olacak. Bu konuda neler yapılması gerekiyor? Hangi konulara öncelik verilmeli?
Şunu biliyoruz ki 11 ilin yeniden yaşanabilir hale getirilmesi için uzun zamana ihtiyaç var. Bu uzun zamanda yeniden inşadan psikolojik desteğe, ekonomik kalkınma programlarından eğitime birçok alanda gelişimi desteklememiz, iş birliği ve dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Grup olarak uzun yıllardır toplumsal cinsiyet eşitliği temelli çalışmalar yapıyor, bu alanda daha eşit, adil bir toplum yaratılmasına katkı sunmaya odaklanıyoruz. Afet zamanlarında da kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi kırılgan gruplar için var olan risklerin arttığı bir gerçek. Biz de bu alandaki bilgimizi ve enerjimizi hızla bölgenin ihtiyaçlarına yönelttik.
Ne gibi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
Bölgeye yönelik olarak Mor Yerleşke projesini hayata geçiren Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) ile güçlerimizi birleştirdik. Mor Yerleşke projesi deprem bölgesindeki kadınlar, çocuklar, yaşı nedeniyle bakıma ihtiyaç duyanlar ve engelli bireylerin koşullarını iyileştirmeyi, en temel ihtiyaçlarını sağlayarak psikososyal açıdan güvenli alanlar yaratılmasını hedefl iyor. Boyner Grup olarak ilk etapta 14 adet ile destek olduğumuz rehabilitasyon üniteleri konteynır kentlerin yakınlarında kurulacak ve en az 18-24 ay bölgede kalacak. İlkini Kahramanmaraş’ta hayata geçireceğimiz rehabilitasyon ünitelerinin sayısının artmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü kadın iyileşirse dünyanın iyileşeceğine inanıyoruz.
Kadınların ekonomideki yeri ve gücü Türkiye’nin yeniden ayağa kalkmasında nasıl bir rol oynayacak?
Türkiye’de kadınların temsili ne yazık ki hiçbir alanda beklenen ve istenen düzeyde değil. Böylesi kriz zamanlarında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanamamasının eksikliğini daha derinden hissediyoruz. Bu çok basit bir denklem, bir toplumun yarısının sağlayabileceği faydayı, iş gücünü, katılımı yok saymak tek kolla iş yapmaya benziyor. Neden tüm gücümüzle koşmak varken emekleyerek yürüyelim? Ama ne yazık ki emeklemeyi sürdürüyoruz. Rakamlar da bunu kanıtlıyor. Türkiye’nin sadece ekonomik kalkınma için değil toplumsal kalkınma için de cinsiyet temelli eşitliği sağlayabilmesi, kadınlara yalnızca iş yaşamında değil hayatının her alanında hak ettiği eşitliği sunması şart.
Boyner Grup’un tüm eşitlik politikası var
“Boyner Grup’ta işe alımdan başlayan ve tüm kademelerde titizlikle uygulanan bir eşitlik politikamız var. Ekonomik ve sosyal gelişimin sağlanabilmesi için kadın istihdamının artmasının bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Tüm şirketlerimizde eşit işe eşit ücret politikası uyguluyoruz. İcra kurulumuzun yüzde 60’ını kadınlar oluşturuyor. Merkez ofislerde kadın yönetici oranımız yüzde 46, merkez ofis çalışanları içinde kadın çalışan oranımız yüzde 47. Kadın-erkek çalışan oranına bakıldığında Türkiye ve dünya ortalamasının üzerindeyiz. Tüm bunlara ek olarak kadınların toplumsal alışkanlıklarla görmeye alışkın olmadığımız rollerde sorumluluk almasını destekliyoruz. Lojistik yöneticisi ya da kurye gibi pozisyonlarda kadın çalışanlarımızın sayısı her geçen gün artıyor. İç denetimlerimizi Fırsat Eşitliği Modeli sertifikası ile sağlamlaştırıyoruz. Bu politikayı tedarik zincirimize de yansıtıyor ve yarattığımız etkiyi büyütmeye çalışıyoruz”.