Mehmet KAYA
Türkiye’nin en fazla yıkıma neden olan depremlerinden birinin yaşandığı 6 Şubat depremlerinde, çok riskli bölgelerde olmasına rağmen bazı binaların ayakta kaldığı görüldü. Zorunlu olarak izolatör konulan hastaneler bunlar arasındaydı. Ayrıca İskenderun’da, deniz kenarında olmasına rağmen biri 87 metre yüksekliğinde olan iki kuleye sahip AVM de hiç zarar görmedi. Bu inşaatı gerçekleştiren geçmişte Antalya’daki EXPO kulesi tasarım ve inşasıyla ödül alan TACA İnşaat’ın ortağı Tolga Akkurt, yapının başarısının ön çalışma ve zemine uygun müdahalenin yapılmasıyla mümkün olduğunu söyledi.
“Marmara depreminde ayakta kalan AVM, Kızılay’a üs oldu”
EKONOMİ gazetesinin sorularını yanıtlayan Akkurt, İzmit’te kötü bir zeminde daha önce yaptıkları AVM’nin, Marmara depreminde ayakta kaldığını ve Kızılay tarafından üs olarak kullanıldığını hatırlattı. Bu deneyimlerini İskenderun’daki AVM ve iki kulenin inşasında kullandıklarını belirten Akkurt, “Keşke hiç olmasa ama bölgemizin bir gerçeği deprem. İnşaat yönünden bunlar bilinmeyen şeyler değil. Hepsini biliyoruz, bunu göz ardı etmek, ciddiyete almama konusunda sıkıntımız var. Yapılan her iş sonunda insan hayatıyla bağlantılıdır” dedi.
İskenderun inşaatında kendi mühendislik yeteneklerinin yanı sıra birlikte daha önce çalışılan şirketler, İTÜ’den Ahmet Sağlamer ve ODTÜ’den bilim insanlarıyla işbirliği yaptıklarını vurgulayan Akkurt, benzer zeminlerde deneyimli bir ABD’li firmayla da “dış görüş, teyit” amaçlı bir çalışma yaptıklarını kaydetti. Yapılan işin bir pazarlama unsuru olarak ele alınmaması, iyi örnek olarak görülmesi gerektiğini dile getiren Akkurt, süreçle ilgili olarak Türkiye’nin yeteneklerinin vurgulanmasını arzu ettiğini belirtti. Akkurt, “Burada harikalar yaratılmadı, sadece işimizi yaptık. Burada Türk mühendis ve hocalarımızın yoğun çalışması var. Bu da bize gösteriyor ki, Türkiye’deki hocalarımız, mühendislerimiz yeterli. Bunları yaşamamız teknik yetersizlikten değil. Türkiye inşaatta en iyilerden. Temel sorun vizyon ve işin ciddiyetinin tam oturmaması. İnşaatın bir para odağı olarak görülmesi” dedi.
“Hayat söz konusu olunca bedel yoktur”
İskenderun’daki inşaatın denizin hemen kenarında, sulu bir zeminde olduğunu belirten Tolga Akkurt, bu nedenle öncelikli olarak yapının çevresinden tamamen izole edilerek sağlam zemine kadar dikey kazıklar çakıldığını, yatay kazıklarla desteklendiğini, bölgedeki suyun sürekli tahliye edildiğini, kulelerin çevresinin tamamen suya karşı yalıtıldığını ayrıca jet-groud denilen zemine çimento-su karışımından oluşturulan sütunlarla sıvılaşmayı önleyici müdahale yapıldığını açıkladı. Bütün bunların gereklilik olduğunu ve inşaatın başarısının böylece sağlandığını belirten Akkurt, “Podyumun havaya kalkmasını da kazıklarla engelledik. Kuleler de sağlam zemine kuruldu. Doğruyu anlatmak, iyi örneği göstermek önemli. Tasarım, plan kadar iyi uygulama da önemli. Her gün her aşama sürekli olarak denetlendi. Bugün bana ‘hangi gün, hangi saatte ne yapılmış’ diye sorsanız hemen yanıtını verebilirim. Burada büyük bir ekip çalışması var” dedi.
Tolga Akkurt, bu denli detaylı çalışılmasının bir maliyeti olduğunu ancak bunun büyük bir proje için görmezden gelmeye değmeyeceğini vurgularken, “İnsan hayatı açısından bakarsanız, bir doktorun ameliyatını düşünün, o ameliyatın bir bedeli yoktur. Evet alınan bir ücret vardır ama hayat söz konusu olunca bedeli yoktur” yanıtını verdi.