MURAT KÜÇÜK
Dördüncü Sanayi Devrimi olarak da nitelendirilen endüstri 4.0; insan-makine üretim ilişkisini yeniden biçimlendiren bir olgu olarak tanımlanıyor. Uygarlık tarihi boyunca, üretim süreçleri, yaşanan teknolojik gelişmeler doğrultusunda her seferinde yeniden biçimlendi. Geleneksel tezgahlarda el işçiliği ile gerçekleştirilen üretim, Sanayi Devrimi ile 18’inci yüzyılın başlarında bir dönüşüm geçirdi. Buharlı makinenin icadı, üretimin gücünü ileri taşıyarak seri üretimin başlamasına öncülük etti. Sanayideki ikinci devrim olarak kabul edilen 19’uncu yüzyılın ikinci yarısındaki gelişmeler ise güçlü üretimin ilk örneklerini oluşturdu. Elektriğin endüstride kullanılması, ucuz ve kolay çelik üretimi ve fosil yakıtlı motor teknolojisi gibi gelişmeler, güçlü seri üretim çağını başlattı. Elektroniğin gelişimi, bilgisayar teknolojisi, robotik araçlar ve internet gibi gelişmeler, üretim modellerine başka bir biçim kazandırdı. Üretimde insana duyulan ihtiyaç azaldığı gibi ölçülebilir ve hata sapmasının azaldığı bir üretim de mümkün kılındı. Kurulan devasa üretim hatlarında robotların sayısı artarken insanlar ise bilgisayar başında kontrolör olarak görev almaya başladı. Sanayinin dördüncü devrimi olarak nitelendirilen endüstri 4.0 ise yeni bir üretim modelini inşa etti ve etmeye de devam ediyor.
Endüstri 4.0 sadece insansız üretimi değil, nitelikli üretimi de vadediyor
İnsanın doğrudan üretim süreçlerinde görev almadığı bu yeni proseste, akıllı robotlar birbiriyle iletişim kuruyor, yapay zeka üretimde görev alıyor ve karanlık fabrikalarda insana ihtiyaç duyulmadan üretim yapılabiliyor. Nesnelerin interneti gibi kavramlar ışığında prosesteki tüm robotlar, iletişim halinde kendi üretim süreçlerini planlayabiliyor. Üretimde insanı devre dışı bırakan endüstri 4.0 verimliliği, hızlı üretimi, malzeme ve enerji tasarrufunun yanı sıra çevreyi korumayı da hedeflediği gibi tüm bu süreçlerde elde edilen veriyi de işliyor. İşlenen bu veri başka verilerle birleştirilerek geniş bir havuz oluşturuluyor. Bu havuzda biriken veri; raporlanarak endüstriyel süreçlerin giderek daha da kusursuzlaştırılması için sonraki aşamalarda kullanılıyor. Fütüristler, endüstri 4.0 son halini üretimin fabrikalardan evlere taşınması olarak ifade ediliyor. Bu noktada 3D yazıcılar, iletişimde olan makineler ve yapay zeka kavramı öne çıkıyor. Ancak bu endüstri 4.0’ın son raddesi olarak tanımlanabilir. Endüstri 4.0 konusunda ilk etapta konuşulması gereken konuların başında yatırım maliyetleri geliyor. Çünkü üretim tesislerinin endüstri 4.0 dönüşümü, büyük maliyetleri de beraberinde getiriyor. Bu maliyeti karşılayabilen kurum ve kuruluşlar, küresel pazarda rekabetçiliğini daha da güçlendiriyor ve güçlendirmeye de devam edecek. Dönüşümü gerçekleştiremeyenlerin ise üretim maliyetleri yükseldiği için rekabet güçleri azalacak. Rekabetçiliğin kaybolmasının piyasalara olan etkisi ise başlı başına konuşulması gereken bir konu olduğunu belirtmekte fayda var.
Nitelikli insan üretimde kendine yer bulmaya devam edecek
Endüstri 4.0 konusunda dikkat çekilen bir diğer husus da bu dönüşümün istihdama olan etkisi. Azalan insan ihtiyacı, işsizliği körükleyecek mi? Çünkü geçmiş endüstriyel dönüşümler, insanı kontrolör şeklinde de olsa prosesin içinde tuttu. Ancak endüstri 4.0’da ise nihayet tamamen insansız üretim olacak. Dönüşümün ilk dönemlerinde, insan makinenin yaratım sürecinde aklı ile var olsa da gelecek yıllarda robotların üretimini de başka robotların yapması planlanıyor. Geçmiş yıllar bize gösterdi ki yeni her gelişme ile bazı meslek kolları yok olsa da yeni meslek kolları da ortaya çıktı. Endüstri 4.0 ya da insansız sanayi, hiç kuşku yok ki dünyayı dönüştürecek. Bu dönüşümde insanın hem sanayideki hem de toplumdaki rolü değişecek. Fütüristlerin bazıları bu dönüşümün konuşulduğu gibi olumsuz bir dünyayı getireceğini düşünmüyor. Aksine bu dönüşüm ile yeni ve paylaşımcı bir dünyanın yaratılabileceğini, üretim işinin makinelere devredilmesinin insani bir yaşamı da beraberinde getirebileceğini dile getiriyor.