Sabiha TOPRAK-Ramazan AYDIN
Fenerbahçe Üniversitesi’nde yapılan toplantıda Ar-Ge merkezlerinin 4. Nesil üniversitelerden beklentileri masaya yatırıldı. Toplantıda ayrıca mevcut durum değerlendirmesi yapılarak, beklentilerin karşılıklı olarak yerine getirilip getirilmediği tartışıldı. Sektöründe lider firmalar yeşil girişimcilik kapsamındaki projeleri ve bunların yeterlilik durumu hakkında bilgi verdi. Zirvede yeşil girişimcilik anlaşmaları ile firmaların nasıl aksiyon alması gerektiği konusunda katılımcılar bilgilendirildi.
Fenerbahçe Üniversitesi ev sahipliği ve Ekonomi Gazetesi iş birlikteliği ile IQ Partners Tek Eğitim ve Danışmanlık A.Ş.’nin sponsorluğunda düzenlenen Yeni Nesil Üniversite – Sanayi İş Birliği Zirvesi gerçekleşti. Zirvede, üniversitelerin sanayiden beklentileri hakkında görüşler bildirildi. Günümüzde Ar-Ge merkezlerinin 4. Nesil üniversitelerden beklentileri ve Ar-Ge merkezleri ve sanayicinin mevcut durum değerlendirmesi yapılarak, beklentilerin karşılıklı olarak yerine getirilip getirilmediği tartışıldı. Sektöründe lider firmaların yeşil girişimcilik kapsamındaki projelerinden ve bunların yeterlilik durumundan bahsedilerek, Avrupa Birliği kapsamında imzalanan yeşil girişimcilik anlaşmaları ile firmaların nasıl aksiyon alması gerektiği konusunda katılımcılar bilgilendirildi.
Fenerbahçe Üniversitesi’nde gerçekleşen zirvenin açılış konuşmalarını Fenerbahçe Üniversitesi Rektör Yardımcı ları Prof. Dr. Ş. Güniz Küçükgüzel, Prof. Dr. M. Emin Arat ve IQ Partners Tek Eğitim ve Ar-Ge Danışmanlık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ferkan Çelik yaptı.
Toplam üç oturumda gerçekleşen zirvenin birinci kısmında EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinin 4. Nesil Üniversitelerden beklentileri konuşuldu. Oturumda konuşmacı olarak Başoğlu Kablo ve Profil San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kur. Baş. Yard. Tolga Başoğlu, Kösedağ Tel Örme ve Çit San. ve Tic. İth. İhr. A.Ş. Ar-Ge Merkezi Müdürü Dr. Tuncay Kamaş, Onka Elektrik Mal. San. ve Tic. A.Ş. Dijital Dönüşüm Direk. Ve İcra Kur. Üyesi Burak Karaca, Erasys Eğitim Müh. ve Danışmanlık Ltd. Şti. Kurucu ve Yönetici Ortağı Hakan Cengiz fikirlerini paylaştı.
EKONOMİ Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz’un moderatörlüğünde gerçekleşen zirvenin ikinci oturumunda ise Sürdürülebilir Üniversite ve Sanayi İş Birliği Modelleri ele alındı. Bu bölümde Pimtaş Plastik İnş. Malz. San. Tic. A.Ş. Sürdürülebilirlik Direk. ve Ar-Ge Müdürü Özlem Kozankurt ve Kilim Mobilya A.Ş. Ar-Ge Merkezi Müdürü Fatih Uçar konuşmalarını yaptılar.
Zirvenin son oturumunda ise Yeşil Girişimcilik Kapsamında Üniversite ve Sanayi İş Birliği Modelleri konusu tartışıldı. EKONOMİ Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar’ın moderatörlüğünde gerçekleşen üçüncü oturumda ise, Müh. Ve Mimarlık Fak. End. Müh. Böl. Öğr. Üyesi Dr. Elif Çaloğlu Büyükselçuk, Kampotu İlaç Gıda ve Tic. A.Ş. Üretim ve Teknik Operasyonlar Direktörü Sevcan Deveci, Almila Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çataloğlu ve Rasyotek İnsan Kaynakları Bilişim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Haldun Pak konuşmacı olarak yer aldılar.
Üniversite-sanayi iş birliğinde karşılıklı fayda prensibi esastır
PROF. DR. GÜNİZ KÜÇÜKGÜZEL – FENERBAHÇE ÜNİVERSİTESİ REKTÖR YARDIMCISI
Prof. Dr. Güniz Küçükgüzel “Yükseköğretimdeki kaliteli ve nitelikli akademisyenler sanayi merkezli sorunlara akademik olarak çözüm üreterek büyük bir bilgi ve teknoloji odağı oluşturmaktadır” dedi.
Üniversite sanayi iş birliği üniversitelerdeki bilgi birikimi, yetişmiş insan gücü ve araştırma potansiyeli ile sanayinin deneyimi ve finansal gücünü birleştirerek gerçekleştirilen kurumsal faaliyetlerin ortak adı olarak ifade ediliyor. Üniversiteler bir yandan yenilikçi teknolojilerin gelişmesine öncülük ederken diğer yandan da bilimsel birikimin oluşmasında etkin rol oynuyor. Üniversite sanayi iş birliğinde karşılıklı fayda prensibi esastır. Yükseköğretim kurumlarında ki araştırma tabanı yetişmiş nitelikli insan gücü ile günün modern teknolojilerine dayalı makine, tesisat, donanım ve yazılımı içerisinde bulunduran Ar- Ge faaliyetlerinin yapıldığı kurumlardır.
Sanayi merkezli sorunlara akademik çözümler üretiliyor
Yükseköğretimde ki kaliteli ve nitelikli akademisyenler sanayi merkezli sorunlara akademik olarak çözüm üreterek büyük bir bilgi ve teknoloji odağı oluşturmaktadır. Bu amaçla akademisyenlerin amaca yönelik yaptıkları çalışmalar, sanayi tarafında tasarım ve üretim süreçlerine dahil edilmesi gerekmektedir. Bu süreç çerçevesinde bilgi üretimi ve mezun yeterliliklerine yönelik olarak üniversitelerdeki eğitim, öğretim ve derecelendirmesi yapılarak buna yönelik önerilerin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır. Yeni bir ürünün pazara çıkış sürecinde Ar- Ge çalışmaları, tasarım ve ürün geliştirme aşamaları ile elde edilen bilgi ve birikimin ürün geliştirme süreçlerine aktarılabilmesi için üniversite ve sanayiyi bir araya getirecek özel sektör, eğitim sistemi ve kamu kesiminden oluşan yenilikçi bir ekosistemin oluşturulması gerekmektedir. Bu yaklaşım ile Ar-Ge ve yenilikçi ekosisteme yönelik kaynakların geliştirilmesi ve harekete geçirilmesi nitelikli bilgi üretimi ve ticarileşmenin teşvik edilmesi, teknoloji tabanlı girişimciliğin teşvik edilmesi, Ar-Ge ve yeniliğe dönük etkin piyasa oluşumu sağlanması, ihracatta ve üretimde katma değerin artması ve böylelikle cari açığın kapanması ile toplum refahının yükselmesi sağlanabilmelidir.
İnteraktif projelerle sanayi ve üniversiteler verimli çalışabilir
TOLGA BAŞOĞLU – BAŞOĞLU KABLO VE PROFİL SAN. TİC. A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI
Bolu’daki iki fabrikamız için Ar-Ge merkezi belgelerimizi aldık. Manisa fabrikamız için de tasarım merkezi başvurumuzu yapmak üzereyiz. Bizim ana hammaddemiz silikon. Biz silikon üzerine hamurhanesi olan bir firmayız. Manisa’daki fabrikamız ağırlıklı olarak tasarım üzerine. Müşterinin taleplerine göre tasarım geliştiren bir fabrika. Bolu’daki fabrikalarımız daha çok Ar-Ge faaliyetlerini yürüttüğümüz fabrikalar. Ülke olarak katma değeri yüksek, ihracat potansiyeli olan globalde satışa sunabileceğiz ürünler geliştirmek lazım. Bununda en büyük çözümü Ar- Ge ile olabilir. Ar-Ge’de çalışan 60 personelimiz ile şu anda bitirdiğimiz 55 projemiz var. Ar-Ge konusunda TÜBİTAK projeleri ile İstanbul Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Abant İzzet Baysal Üniversiteleri ile ortak çalışma yürüttüğümüz projelerimiz oldu. Halihazırda Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile yeni bir çalışma için protokol imzalamak üzereyiz.
“Pratik teoriyi terbiye eder”
İşin pratiğini yapmadan sadece teorik olarak Ar-Ge çalışmaları yapmak ekonomiye dönüşmediği sürece ne yazık ki yetersiz kalıyor. Bunun için hem sanayinin hem de üniversitelerin daha çok bir araya gelmeleri ve ortak projeler çıkarmaları lazım. Böylelikle çalışmalar ürüne dönüşebilir ve ülkemiz için katma değeri yüksek ürünler ile gelir elde edilebiliriz. Cari açığımızı kapatmanın en önemli yollarında biri de budur. Üniversite öğrencilerinin de içerisine dâhil edildiği projeler daha verimli olur. İnteraktif projelerle sanayi ve üniversiteler verimli çalışabilir.
Dünyanın önde gelen üniversiteleri arasında yer almayı hedefliyoruz
PROF. DR. ŞAHAMET BÜLBÜL – FENERBAHÇE ÜNİVERSİTESİ REKTÖR YARDIMCISI
“İşin pratiğini yapmadan sadece teorik olarak Ar-Ge çalışmaları yapmak ekonomiye dönüşmediği sürece ne yazık ki yetersiz kalıyor. Bunun için hem sanayinin hem de üniversitelerin daha çok bir araya gelmeleri ve ortak projeler çıkarmaları lazım.”
Fenerbahçe Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı’nın kurucusu olduğu Fenerbahçe Üniversitesi 7 Ekim 2019 tarihinde eğitim hayatına başladı. 6 bin öğrenci sayısına ulaşmış durumdayız. Fenerbahçe Üniversitesi dünya dillerine hâkim yenilikçi ve yaratıcı düşünceye açık bilimsel gelişime odaklanmış bireysel sosyal ve akademik gelişimini tamamlamış bireyler yetiştirmek ve böylelikle dünyanın önde gelen üniversiteleri arasında yer almayı hedefl emiş genç bir üniversitedir.
Değişimin hızlanarak süreklilik kazandığı bugünün dünyasında eğitim öğretim alanında yaşanan yenilikler, teknolojik gelişmeler, bilgi toplumun ihtiyaçları ve beklentilerine göre biçimlenen araştırma ve geliştirme, inovasyon ve girişimcilik yükseköğretim kurumları için de ulusal ve uluslararası düzeyde rekabeti zorunlu hale getirmektedir.
Fenerbahçe Üniversitesi olarak ülkemizde ve dünyada nasıl bir yer edinmek istediğimizi düşünmek, hedefler belirlemek ve bu hedefl eri gerçekleştirmek için atacağımız adımları ön görmek ve planlamak çok önemlidir. Bu kapsamda üniversitemizi geleceğe taşıyacak stratejilerin belirlenmesi amacı ile kalite performans ve akreditasyon çalışmalarına yön vermek üzere 2022- 2026 dönemini kapsayan stratejik planımız oluşturduk.
Kalite güvence sisteminde yer alan Ar- Ge politikamız ile ülkemiz ve bölgemizin öncelikli araştırma alanları doğrultusunda akademik birimlerimiz ve araştırma merkezlerimiz ile sürekli değişen ve yeni oluşan teknolojik koşulları hızla sağlamak için Kamu, Üniversite ve sanayi iş birliği içinde toplum gelişimine katkı sunacak ulusal ve uluslararası düzeyde nitelikli bilimsel araştırmalar gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
Yeşil Mutabakat konusunda bilgilendirici yayınlar olmalı
FATİH UÇAR – KİLİM MOBİLYA A.Ş. AR-GE MERKEZİ MÜDÜRÜ
Ar-Ge’nin ticarileşmemesinin önünde birimler arasında birden fazla bilinmeyenin ve bunun yönetilememesi olduğunu düşünüyorum. Ar-Ge’nin ticarileşmesi kısmı bilinmeyenlerin yönetilmesidir. Gelişen teknoloji ve dijitalleşme ile beraber uygulamaların çok ucuza gelmesi ile sistematik çalışması daha da kolaylaştı. Üniversite ve sanayi iş birliği noktasında şöyle bir örnek vermek isterim.
Ben bir üniversitesinin sitesini incelediğimde öğrenci girişi ve akademisyen girişinin olduğunu görüyorum. Ben bir sanayiciyim. Sanayici girişi var mı? Hayır. Bir projemi paylaşmak istediğimde hangi üniversitenin öğretim görevlisi ve laboratuvarı bana nasıl bir hizmet verebilir bilemiyorum! Bu sorunların giderilmesi lazım. Denizlerimizden poşet ve plastik atık çıkmasın diye sürekli reklamlar görüyoruz. Devlet poşetin paralı olması yönünde kanun koyduktan sonra ciddi manada poşet atığı azaldı.
Kural koyucular gücünü ortaya koyduğunda icraat kolaylaşıyor. Aynı zamanda yeşil mutabakat konusunda ciddi bilgilendirici yayınlar olmalıdır.
Dünya da 17 ülkede çok ciddi su krizi var
DR. ELİF ÇALOĞLU BÜYÜKSELÇUK – MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAK. END. MÜH. BÖL. ÖĞR. ÜYESİ
Yeşil dönüşüm hayatımızı sürdürmemiz için bir zorunluluk. Toplum, sanayi, üniversiteler ve bireyler olarak mutlaka farkındalık kazanarak hayatımızı organize etmemiz gerekir. Karbon ayak izi kavramına herkes aşina oldu ancak su ayak izi kavramı ile çoğumuz tanışmadık. Neden su konusunu seçtim? Çünkü Dünya Kaynakları Enstitüsü tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre dünyada 17 ülkede çok ciddi su krizi var. Türkiye bu listede 32. sırada bulunuyor. 2030 yılları için yapılan tahminlerde 100 milyon nüfusa sahip olan ülkelerde, şu anda kişi başına düşen 1591 metreküp su kullanımı miktarı, 1120 metreküplere kadar düşecek. Sürdürülebilirliğin üç temel sac ayağından biri çevredir. Bir nebzede olsa bu konuda farkındalık oluşturmak istiyorum. Su ayak izi dediğimiz konu ürünün hammaddesinden tüketiciye gelene kadar ki süreçte harcanan toplam su miktarıdır. 1 litre su içiyorum dediğinizde aslında 17 litre su içiyorsunuz. Türkiye olarak biz tarım toplumuyuz. Ülkemizde yapılan araştırmalara göre tarımsal faaliyetler en çok suyu tükettiğimiz alandır. Önlem olarak akıllı sulama sistemlerine geçiş yapmalıyız. İşin içine yapay zekâyı da katarak, eğer yağışlı bir hava durumu varsa sulama yapmamak gerektiğini anlayabilmeliyiz. Üniversiteler ve sanayiciler iş birliği yapmak zorundayız. Denetimlerin artması lazım. Üretim süreçlerinde belki yeniden tasarlamak, malzemenin doğru seçilmesi ve geri dönüşüm tercih edilmelidir. 2050 yılına geldiğimizde gerçekten su savaşları bizi bekliyor olacak. İklim krizi, küresel ısınma bunların hepsi bir zincir.
Üniversitelerin ve sanayinin iş birliği yapması kaçınılmaz oldu
DR. FERKAN ÇELİK – IQ PARTNERS TEK EĞİTİM VE AR-GE DANIŞMANLIK A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Üniversite ve sanayi iş birliği ile üniversitelerin araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile endüstrinin ihtiyaçları arasında köprü kurularak, üretim süreçlerinin ve ürün kalitesinin artırılmasına katkı sağlamalıyız”
Üniversite sanayi iş birliği çok önemli bir konudur. Özellikle teknolojinin çok hızlı ilerlemesi ve iş dünyasının taleplerinin değişmesi ile üniversitelerin ve sanayinin bir araya gelerek iş birliği yapması kaçınılmaz oldu. Özellikle devletin verdiği hibe ve teşvikler, regülasyonlar bunu zorlamaktadır. Neden? Cari açığımız büyük ve bunu katma değerli ürünlerle aşabiliriz. Bu görevde üniversite ve sanayinin iş birliğine kalmaktadır.
Öğrencilere katkı sağlayacak
Üniversite ve sanayi iş birliği sayesinde üniversitelerin araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile endüstrinin ihtiyaçları arasında köprü kurarak, üretim süreçlerinin ve ürün kalitesinin artırılmasına katkı sağlamalıyız. Bu iş birliği ile üniversitelerdeki akademik birikimin iş dünyasına ve sanayinin sorunlarına çözüm sunarak yine ürün ve ticarileşmeye yönelik faaliyetleri sürdürmesi hepimizin dileğidir. Üniversite sanayi iş birliği aynı zamanda öğrencilere de katkı sağlayacaktır. Sanayicinin iş gücüne ve nitelikli istihdama yönelik ihtiyacının bu tür programlarla karşılanabileceğinin hepimiz farkındayız. Her açıdan sanayicinin yetişmiş insan gücüne olan ihtiyacı ortadadır. Üniversite sanayi iş birliği ile inovasyon ve teknolojik gelişim açısından önemli adımlar atılabileceğinin bilincindeyiz. Bu birliktelik ile ülke ekonomisi güçlenebilir ve nitelikli istihdamı artırmamız da kolaylaşır. Buradaki asıl hedefimiz tabii ki katma değeri yüksek ürün oluşturmaktır ve bu görev hepimize aittir.
Öğrencileri sanayiye yönlendirmemiz gerekli
DR. TUNCAY KAMAŞ – KÖSEDAĞ TEL ÖRME VE ÇİT SAN. VE TİC. İTH. İHR. A.Ş. AR-GE MERKEZİ MÜDÜRÜ
Kösedağ firması olarak 2017 yılında 647. Ar-Ge merkezi onayını aldık. Firma olarak Sivil Savunma Sanayine sınır korumasını geliştirmeye yönelik güvenlik panelleri, direkler gibi metaller ve sık örgülü paneller üretiyoruz. Katma değeri yüksek ürünler ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Sadece fiziki olarak koruma değil aynı zamanda içerisinde sensörlerinde dahil olduğu enerji depolayan güneş panelli şapkalarında üzerine takılabildiği paneller üretiyoruz. Bu şekilde elektronik bir savunma da sağlayabiliyoruz. Üniversiteler pratik yetersizlik sebebiyle sanayi tarafına çok fazla bilgi aktarımı yapamıyorlar. Ar-Ge merkezleri olarak üniversitenin sanayiye ulaşması noktasında biz köprü vazifesi görüyoruz. Niteliği doldurmak için bölgesini şahlandıracak, Dünyanın 1 numaralı ekonomisi haline getirecek üniversiteler olmalı ki stratejik ürünler geliştirerek sanayiye de katkıda bulunsunlar. Bunun için de hocalarımızın gerçekten uyguladığı bilgileri öğretmesi lazım. Öğrencileri sanayiye yönlendirmemiz gerekli. Ar-Ge merkezleri olarak öğrencilere mentörlük yapma isteğimiz var. Dolayısı ile bizlerde birer hoca olarak üniversitelerin yükünü hafifl etme noktasında da destek olabiliriz.
Ürünlerimizi 90 ülkeye ihraç ediyoruz
BURAK KARACA – ONKA ELEKTRİK MAL. SAN. TİC. A.Ş. DİJİTAL DÖN. DİREK. VE. İCRA KUR. ÜYESİ
Bilgi transferinin ve networkün ne kadar kıymetli olduğunu deneyimlemiş biriyim. 1986 yılından bu yana inovatif ve sürdürülebilir ürünler üretmeye çalışan bir aile firmasıyız. Yenilenebilir enerji sektöründen telekomünikasyon alt yapısına, ulaşım altyapısından enerji dağıtım tesislerine kadar ulaştığımız birçok endüstri var. Ürettiğimizin yarısını da yaklaşık 90 ülkeye ihraç ediyoruz. Birçok ülkeye ürünlerimizi sattığımız için oradan gelen beklentileri de karşılayabilmemiz gerekli. Bizim firma olarak misyonumuz müşterisinden çalışanına kadar profesyonellerin tercihi olmak. Dolayısı ile bu misyonu gerçekleştirmek için akademi ile birlikte çalışmamız lazım. Ar-ge, Ür-Ge, dijital dönüşüm ve toplam kalite yönetimi gibi konularda biz üniversite ile iş birliği yapıyoruz. Ray klemensler olarak ifade ettiğimiz iki nokta arasındaki bağlantıyı sağlamak için ürettiğimiz ürünler var. Binin üzerinde çeşidimiz var. 20 kişilik Ar-Ge ekibimiz ile yenilikçi farklı fikirlere bakarak Ar-Ge birimlerimizle üzerine odaklanıp daha iyisini nasıl yapabiliriz diye tartışıyoruz. Ar-Ge, Ür-Ge, yalın üretim gibi konularda biz akademi ile iş birliği yapıyoruz. Hacettepe, Aydın ve Fenerbahçe Üniversiteleri ile protokol anlaşmalarımız var. Staj programları gibi proje bazlı programlarımız var. Kök nedenleri biliyoruz. Firmalarımızın ticari başarı öncelikleri olabiliyor. Bulgularını paylaşmak istemeyen firma sahipleri olabiliyor. En başta fayda üretmeye gönlü olmalı insanın.
Kaynakların 1 yıllık tüketim kotasını 6 ay öncesinden tüketiyoruz
HALDUN PAK – RASYOTEK İNSAN KAYNAKLARI BİLİŞİM A.Ş. YÖN. KURULU BAŞKANI
Grup şirketleri olarak yedi farklı sektördeyiz. Amiral gemisi insan kaynakları ve bilişim olan bir şirketiz. Hayvancılık, turizm, güneş enerjisi, ayakkabı üretimi gibi sektörlerde faaliyetlerimiz var. Dolayısı ile farklı pencerelerden son dönemde öne çıkan Yeşil Mutabakat ile ilgili gündemleri inceliyoruz. İnsan olmayı hissettiğimiz ender yerler var. Bence içinde olduğumuz dönem şu şekilde anılacak: ‘İnsanlar kaynaklarını çılgınca tüketmeye başladı. Bir bilinç yoktu. Doğa ile barışmamız lazım. Dünyanın sunduğu kaynakların 1 yıllık tüketim kotasını en az 6 ay öncesinden tüketiyoruz. Buna tabiatın da gücü yetmez. Çevre kirliliği konusunda daha duyarlı olmalıyız.
Saha diyor ki ben istemezsem sen hiçbir şey yapamazsın
HAKAN CENGİZ – ERASYS EĞİTİM MÜH. VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ. KURUCU VE YÖNETİCİ ORTAĞI
Türk firmalarında usta problemi var. Siz bir şey söylediğinizde ustalar size ben bu işi 30 yıldır yapıyorum, bu iş böyle olmaz diyebiliyorlar ve işi ertelemeye çalışıyorlar. Saha diyor ki ben istemezsem sen hiçbir şey yapamazsın. Sadece kâğıt üzerinde yaparsın. Şu anda 72 kişilik ekibimiz var. Yarısı sahadan gelen arkadaşlarımız. Üniversitelere burada çok iş düşüyor. Sahada işçiye yaklaştık ve Türk kültürüne göre hareket etmeye başladık. Mavi yaka psikolojisine göre hareket ediyoruz ve bu şekilde başarılı oluyoruz. Firma sahipleri ustalarına söz geçiremiyorlar. Üniversiteden mezun oluyorsunuz ve sahada bir usta tiplemesi ile karşılıyorsunuz. Firma sahipleri endüstri mühendislerini alıyor ve hadi alın bu işi yapın diyorlar. Olmaz! Üniversiteden mezun olmadan öğrencilere anlatılması lazım. Senin çalışma hayatında 3 tip insan karşına çıkacak. Birincisi usta. Bütün sistem onun üzerine kuruludur. İkincisi ara yönetici. Koltuğu kaptırmak istemeyen bu kişiler size gayri resmi mobing uygulayacaklar ve üçüncüsü firma sahipleri. Bunların çok iyi ifade edilmesi lazımdır
TÜBİTAK KOBİ alanında 1507 projemiz oldu
ÖZLEM KOZANKURT – PİMTAŞ PLASTİK İNŞ. MALZ. SAN. TİC. A.Ş. SÜRDÜRÜLEBİLİR DİREK. VE AR-GE MER. MÜDÜRÜ
Sanayi Üniversite İş birliği modelinin aslında çok uzun zamandır uygulayan ve bununla alakalı çok ciddi başarıları olan bir insanım. TÜBİTAK KOBİ alanında 1507 projemiz oldu. İlerlemelerimi hep üniversitelerle sağladım. Üniversite sanayi iş birliği için üniversiteler fiziksel olarak sanayi içerisinde yer almalılar. Üniversitelerinin en azından bir departmanlarının sanayi içerisinde yer alması gerektiğine inanıyorum.
Sanayi Türkiye’yi lokomotif olarak bir yerlere taşıyan en önemli alandır. Ancak sanayiyi tek başına bırakmamak gerekir. Onu destekleyecek yapılar üniversitelerdir. Eş finansman yolu ile devlet desteği sayesinde iyi yerlere geldik. Bu çok elzem bir konudur.
Üniversite sanayi iş birliğini sağlamak için 12 yıldır çabalayan biriyim. Üniversiteler çok eski yapılar ve gelişmişlik düzeyleri daha farklı. Sanayici tarafı ise daha yoz bir mantığa sahip. Her iki tarafta sorumluluğu üzerinde hissetmeli. Devlette burada kural koyucu olmalı ve iş birlikteliğini zorunlu hale getirilmeli. Burada bir model oluşturulmalıdır. Üniversite hocaları ile çalışmak zorundalar. Sanayi Üniversite iş birliği konusunda YÖK bir komisyon kurarak çalışma başlattı. YÖK hocaları zorunlu tutmalı. Kesinlikle bir doktora öğrencisini sanayiye yönlendirip oradaki bir sorunu çözmeye yönelik ya da yeni bir ürün geliştirmeye yönelik proje üretmesini istemeli. Yeni bir ürün ve katma değerli ürün. Türkiye’nin kurtuluşu katma değerli ürün üretmekten geçiyor.”
Fabrikamızın ısı ihtiyacını kendimiz karşılıyoruz
ALİ ÇATALOĞLU – ALMİLA MOBİLYA A.Ş. YÖNETİM KURULU ÜYESİ
Güzel projelerimiz var. 40 ülkeye ihracat yapıyoruz. Türkiye içerisinde 80’e yakın satış noktamız var. Üniversite ile karbon ayak izi konusunda beraber çalışıyoruz. İlk olarak güneş enerjisine dönüş yaptık. Karbon ayak izini azaltma ile işe başladık. 2500 ağacı bu şekilde kurtarmış olduk. Katı yakıt dönüşümü yaparak çıkan talaşları ısıya dönüştürdük. Fabrikamızın bütün ısı ihtiyacını kendimiz karşılıyoruz. E-dönüşüm üzerine ciddi çalışmalar yapıyoruz. Kâğıt kullanımını azaltıyoruz. Kullan at ürünleri azaltmamız gerekir yoksa sürdürülebilir olamayız. Biz üreticiler belki bundan olumsuz etkileneceğiz ancak sürekli kazanacağımız bir dünya olması için bu çok önemli bir husus. Yaptığımız ürünleri daha uzun süreli kullanıma uygun yapıyoruz. Bu şekilde sürdürülebilirliği sağlamaya çalışıyoruz.
Yeni dünya düzenini takip etmek gerekiyor
SEVCAN DEVECİ – KAMPOTU İLAÇ GIDA SANAYİ VE TİC. A.Ş. ÜRETİM VE TEKNİK OPERASYONLAR DİREKTÖRÜ
Şirketi kurarken bitkileri Japonya’dan getirelim diye bir düşünce oluştu. Kampotu Japonca ’da şifalı bitki demek. Yeşil Mutabakat ile beraber öncelikle fabrikayı yeşil dönüşüm içerisine sokmak istedik. Bu bir ekip işi. Karbon ayak izini azaltmamız gerektiğine önem verdik. Sanayi üniversite iş birliğine burada geliyoruz. Öncelikle enerji ile başladık. Rüzgâr enerjisine geçiş yaptık. Ve yağmur sularını toplamaya başladık. Bu suyu bahçe sulamada kullandık. Küçük bir bahçemiz var ve yetişen ürünleri çalışanlarımıza sunuyoruz.
Yeni dünya düzenini takip etmek gerekiyor. Önümüzdeki 10 yıl çok önemli. Siz bunları başlattığınızda diğer paydaşlarınızda bunları yapıyor. O yüzden öncü olmak çok önemli. Atıklarımızdan komposto elde ediyoruz. Gübre olarak kullanıyoruz. Atıkları geri dönüştürüp ürün elde ediyoruz. Yumurta kabuğundan elde edilen kalsiyumları kullanıyoruz. Yeşil dönüşümcülük kapsamında hem çevreyi etkileyecek hem de sosyal sorumluluk olacak projeler yapıyoruz.
Çok yeni bir Ar-Ge merkezimiz var. İlk faaliyet raporumuzu Kasım ayında açıklayacağız. Şu anda yürüttüğümüz 4 projemiz var. Su ayak izini ölçmeye pandemi döneminde başladık. Suyum mataramda projesini başlattık. Tüm çalışanlar cam şişelerin içerisinde suyunu içiyor. Şirkette tek kullanımlık yasak. Çünkü yıkarken daha az su harcıyoruz.