İMAM GÜNEŞ
Çin, Bangladeş, Hindistan gibi ülkeler başta olmak üzere Asyalı üretici-ihracatçı ülkelerin rotasını ABD’de pazarından Avrupa ülkelerine yöneltmesi hazır giyim sektöründe rekabeti zora soktu.
Küresel daralmanın negatif etkisine ek olarak mevcut pazarlarda rekabet gücünü yitiren sektör, işçilik ve enerji gibi üretim maliyetlerinde rakip ülkelere göre pahalı kaldığı fiyat rekabetçiliği sağlayamıyor. Sene başından bu yana ihracat siparişleri azalan sektörde Ekim ayı PMI verileri yüzde 48,4’e, giyim ve deri ürünlerinde ise yüzde 46,1’e geriledi. Geçen yılı kapasite kullanım oranı yüzde 80,3 olan sektörde, ekim ayında bu rakam yüzde 76,4’e düştü. Bu süreçte gerileme istihdama da yansıdı, Ocak-Ağustos döneminde hazır giyimdeki kayıp 71 bir olurken, yılsonunda bu rakamın 120 bine ulaşacağı ön görülüyor. Sektörün durumunu EKONOMİ’ye anlatan hazır giyim sektörünün ihracatçı birlik başkanları, özellikle kurların bulunduğu seviyenin maliyetleri karşılayamadığını, fiyat rekabeti sağlayamadıklarını belirtti.
Yılbaşında işçilik ücretlerine gelecek zammın hangi oranda olursa olsun sektöre olumsuz yansıyacağının altını çizen başkanlar, dolar kurunun 40 TL’ye ulaşmaması, üretim maliyetlerine ciddi destek verilmemesi halinde kapanan firma sayısının artacağına, istihdam kaybının 120 bine doğru çıkacağına dikkat çekti.
Denizli’de kapasite %30 düştü
Siparişlerdeki düşüşe vurgu yapan Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Hüseyin Memişoğlu, “İş varsa 20 bin TL bile ödenir asgari ücrete ama iş yokken bugünkü koşullarda 10 bin TL bile fazla. Söylemek istediğimiz, siparişin ve işin olması. İş yoksa maaş ödemek de zor oluyor. Buna bir çare bulmak lazım. Sonuçta işverenin de işçinin de mutlu olması gerekiyor. Bugün ABD’de ve Avrupa’da da talep yok. Oralarda da işçi çıkarılmaya başladı. Bizim yine küçük miktarlarda mal üretebilme ve veresiye verme özelliğimiz var. İlk 20 ihracatçımıza sorduk. İhracatı en az azalan yüzde 27, en fazla azalan yüzde 53. Kapasiteler yüze 30 düştü. Bangladeş, Pakistan, Vietnam gibi ülkelerin de ihracatı düştü. İpliğin referans fiyatı 1,5 yıl önce 4 dolar olarak açıklandı. Bugün Özbekistan’da 2,40 dolar, Türkmenistan’da 2 dolar. Biz de hala 4 dolar üzerinden vergi alınıyor. Referans fiyatların güncellenmesi lazım. Üretim maliyetlerinde ihracatçıya destek olunması gerekiyor” dedi.
“Biz sıfır kârla fiyat verirken Bangladeş %10 altına işi alıyor”
Büyük alım gruplarının verdiği bazı siparişlerin 3-4 haftada hazırlanmasını istediğini söyleyen Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Başkanı Nüvit Gündemir, “Uzakdoğu ülkelerinin bunu başaramadığını ancak Türkiye’nin bunu yapacak üretim gücüne sahip olduğunu ifade etti. Birçok alıcıya sıfır karla fiyat veriyoruz ama Bangladeş verdiğimiz fiyatın yüzde 10 altına işi alabiliyor. Gelinen noktada üretim maliyetlerimiz rakiplere göre çok yüksek. Asıl sorun enflasyonist ortam. Böyle devam ettikçe her taraftan gol yeriz. Kur 35 bile olsa işe yaramaz, aynı anda maliyet de artar. 2024 yılı da çok zor olacak bizim için” diye konuştu.
Rakipler ülkelerin de Avrupa’ya ihracatı düştü
Dünyada ticaretin daraldığını, herkesin küçülen pastaya saldırdığını dile getiren Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) Başkanı Burak Sertbaş, şunları söyledi: “Fiyatta rekabet edebilen şanslı. Bizim dışımızda rakip ülkelerden Bangladeş, Çin, Pakistan gibi ülkelerin de Avrupa’ya yaptığı ihracat yüzde 10 daraldı. İlk 8 ayda 71 bin kişilik istihdam kaybımız var. Bugün 100 bin üzerine çıktı. Yılsonuna kadar 120 bine yakın kayıp olacağını düşünüyoruz. İşçilik ücretleri de artacak. Bölgesel asgari ücretin verilmesi taraftarıyım. Her ilin dinamiği farklı. Giydirilmiş rakamlarla beraber 800 dolar isçilik maliyetimiz var. İstanbul’da bir kişinin 4 bin TL servis maliyeti var, Anadolu’da ise 2 bin 500 lira. Bu maliyetlerle iş yapmak kolay değil.”
“İŞVERENE VERİLEN ASGARİ ÜCRET DESTEĞİ 2 BİN TL OLMALI”
Bugünkü koşullarda dolar kurunun minimum 35 TL olması gerektiğini vurgulayan Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Başkanı Gürkan Tekin, şu açıklamaları yaptı: “Yılbaşında gelecek asgari ücret zammını da düşününce kurun 40 TL olması gerekiyor. Çünkü bugün Türkiye’nin her yerinde üretim problemi var. Bu maliyetleri fiyatlara yansıtmak mümkün değil. Avrupa ve ABD pazarının düzelmesi gerekiyor. Ekonomik durgunluk ve savaş ortamında insanların ilk vazgeçtiği ürünlerden biri hazır giyim oluyor. Asgari ücret için 2 bin TL işveren desteği verilmeli. Aksi halde sanayici bu maliyeti kaldıramaz, istihdam kaybına yol açar. Bugün Türkiye’deki bir fabrika müdürü Mısır’a gittiğinde 8-10 bin dolar arasında maaş alıyor. Kazanç olarak Mısır’daki 20 çalışan Türkiye’deki 300 çalışana bedel. Buradaki dengeleri iyi korumamız lazım.”