Dönüşen Liderlik Zirvesi, PwC’nin hazırlandığı “Yurt Dışı Yatırımları Araştırması”nın lansmanına ev sahipliği yaptı. Son yıllarda Türk şirketlerinin hızlanan yurtdışı yatırımlarının arkasındaki motivasyonları ve zorlukları masaya yatıran rapor, bu alanda Türkiye’de hazırlanmış ilk detaylı çalışma olarak dikkat çekiyor. Rapora göre, yurt dışı yatırımlar yıllar içerisinde değişim gösterirken, son yıllardaki artış göze çarpıyor. TCMB’nin Ödemeler Dengesi verilerine göre, Türkiye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin 2013-2022 yılları arasında gerçekleştirdiği doğrudan yatırım tutarının yıllık ortalama 3 milyar dolar seviyesinde olduğu görülüyor.
Yıllık ortalama 4,7 milyar dolar
Yatırım miktarının 2000’li yılların başından 2008 yılına kadar hızla arttığı, 2008 yılında dünyada yaşanan küresel ekonomik kriz nedeniyle düşüşe geçtiği gözleniyor. Verilere göre 2014-2015 yıllarında yurt dışına yapılan doğrudan yatırım miktarının 5 milyar dolar ile en yüksek yıllık seviyesine ulaştığı kaydediliyor. Dikkat çeken artışta Yıldız Holding’in dünyanın altıncı büyük bisküvi üreticisi olan United Biscuits’i 3 milyar dolar karşılığında satın almasının önemli bir etkisi var. 2016-2020 yılları arasında yıllık ortalama 3,3 milyar dolar seviyesinde seyreden Türkiye’deki yerleşik kişilerin yurt dışına yaptığı doğrudan yatırım miktarının 2021 ve 2022 yıllarında ortalama 4,7 milyar dolar seviyesine ulaştığı gözleniyor. Rapora göre, bu artışın sebepleri arasında pandeminin ardından yatırımcıların tedarik zinciri ve üretim bölgelerini çeşitlendirip güçlendirmek istemeleri, istikrarlı piyasalarda faaliyet göstererek döviz riskini yönetme hedefi ile gelirlerini artırmak istemelerine ilişkin faktörler ön plana çıkıyor.
En fazla yatırım madencilikten
Türkiye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin yurt dışı yatırımları sektörel olarak incelendiğinde, madencilik ve taş ocakçılığı sektörlerinin ön plana çıktığı görülüyor. Madencilik ve taşocağı sektörünün 2002-2023 yılları arasında yapılan 16 milyar dolar ile yatırım yapılan tüm sektörler içerisinde yüzde 25 payı bulunduğu gözleniyor. Bu sektörü, 14 milyar dolar yatırım ve yüzde 22 pay ile imalat sektörü izliyor. Yüzde 19 pay ve 12 milyar dolar sermaye pozisyonu ile ‘finans ve sigorta’ sektörü, yüzde 9 pay ve 5 milyar dolar sermaye pozisyonu ile gayrimenkul, yüzde 4 pay ve 2 milyar dolar sermaye pozisyonu ile inşaat sektörü de toplam yatırımlar içerisinde önemli bir bölümü oluşturuyor.
İlk sıradaki adres Hollanda
Raporda, yurt dışı yatırımlar bölgesel olarak da inceleniyor. Buna göre, AB ülkeleri yüzde 62’lik pay ile ilk sırada yer alırken, Asya yüzde 17’lik pay ile ikinci sırada yer alıyor. Bu bölgeleri yüzde 10’luk pay ile Amerika ve yüzde 1 ile de Afrika takip ediyor. Yatırımların yapıldığı ülkeler kapsamında incelendiğinde ise Hollanda’nın yüzde 29 pay ile tüm yurt dışı yatırımların içerisinde önemli pay sahibi olduğu görülüyor. Hollanda’yı yüzde 16 pay ile ABD, yüzde 10 pay ile Almanya, yüzde 6 pay ile İngiltere izliyor. Katılımcıların büyük bir çoğunluğu yatırımlarında pazar büyüklüğü ve büyüme oranı ile bölgedeki politik ve ekonomik istikrarı göz önünde bulunduruyor. Daha yüksek kârlılık potansiyeli ve rekabet koşulları da ‘olmazsa olmaz istikrar faktörlerini’ takip eden unsurlar olarak öne çıkıyor. İnsan kaynağı yurt dışına yapılan yatırım kararlarını etkileyen ilk 5 unsurdan biri değil. Vergi kolaylığı, finansmana ulaşım, regülasyonlar gibi uzun vadede yatırımları etkileyebilecek unsurların son sıralarda yer alması, katılımcıların yatırım bölgelerinin istikrarına ve büyüme potansiyeline yönelik değerlendirmelere öncelik verdiğine işaret ediyor. Kararlarda bölgenin gelişim potansiyelini ve mevcut istikrarını göz önünde bulunduran katılımcıların yurt dışına yatırım motivasyonları da değişkenlik gösteriyor.
TL’deki değer kaybı da etkili oldu
Katılımcılar pazara ulaşım motivasyonunun önemini vurgularken, döviz bazlı gelir elde etme motivasyonu da öne çıkıyor. Bu durum Türk Lirası’nın son yıllardaki belirgin değer kaybının bir sonucu olarak risk yönetimi adına bir tercih olarak karşımıza çıkıyor. Müşteriye fiziki yakınlık da motivasyon kaynağı olarak öne çıkıyor. Temel motivasyonların dağılımı incelendiğinde, yatırımlarda gözetilen faktörlerle uyumlu olarak teşvikler, finansmana ulaşım ve vergi kolaylığı öncü motivasyon kaynakları arasında yer almıyor.
Zorlukların başında insan kaynağı var
Yatırımlardaki memnuniyet; %89 Uzun süreli bağlantılar AB ve ABD’yi cazip kılıyor Rapora göre katılımcıların en çok karşılaştıkları zorlukların belirli bir alana yoğunlaşmadığı görülürken, katılımcılar sırasıyla yetkin insan kaynağı eksikliği, iş kültüründeki farklılıklar, regülasyonlara yönelik bilgilerin az olması, yerel pazara yönelik iç görü eksikliği, finansmana erişimde ve hukuksal süreçlerdeki farklılıkları karşılaştıkları temel zorluklar olarak dile getiriyorlar.
Yatırımlardaki memnuniyet; %89
Raporda mevcut yatırımların sağladığı tatmine de yer verilmiş. Katılımcılara yatırımlarının gözlemlenen katkılarından memnun olup olmadıkları sorulduğunda yüzde 89’u yurt dışına yaptıkları yatırımlardan memnun olduğunu söylerken, yüzde 11’i ne memnun ne de memnun değil yanıtını veriyor. Yurt dışına yatırımlardan genel itibarıyla memnuniyet duyulduğunun ifade edilmesi, katılımcıların uluslararası genişleme stratejilerinin etkinliğine ve devamlılığına dair önemli bir gösterge olarak izleniyor.
Uzun süreli bağlantılar AB ve ABD’yi cazip kılıyor
Son on yılda toplam ihracatın ortalama yüzde 69’unu oluşturan Avrupa ülkelerinin ve yüzde 9’unu oluşturan ABD’nin yatırımlarda ön planda olması halihazırda uzun zamandır sürdürülen ticari ilişkilerin yürütüldüğü ülkelerde var olan bağlantıların yatırımları kolaylaştırıcı bir rol oynayabileceğini gösteriyor. Araştırma kapsamında katılımcılar aynı zamanda en çok doğrudan yatırım yaptıkları üç ülkeyi yatırım büyüklüklerine göre sıraladı. Bu kapsamda yatırım büyüklüklerine göre en çok öne çıkan üç ülke Almanya, Romanya ve Hollanda, takip eden ülkeler ise Rusya ABD ve Birleşik Krallık oldu.
Ekonomiye 15,7 trilyon dolarlık yapay zeka katkısı
Dönüşen Liderlik Zirvesi’nde PwC Türkiye Müşteri ve Endüstri Grupları Lideri Cihan Harman moderatörlüğünde “Teknoloji ile Dönüşen İş Modelleri” konulu panel düzenlendi. Panele PwC Türkiye Dijital Hizmetler Lideri Cem Aracı, Nazar Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Emre Balduk, Hepsiburada Fintek ve Ödeme Çözümleri Direktörü Soner Beyhan ve Kariyer.Net Genel Müdürü Fatih Uysal konuşmacı olarak katıldı.
PAMUKTA FİYAT TAHMİNİ YAPACAK PROGRAM
Nazar Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Emre Balduk:
Pamuk ipliği üretimi yapıyoruz. Teknoloji ile ilgili de kulanım alanlarımız bulunuyor. Biz de yapay zeka uygulamalarını kullanıyoruz. En çok pamuk satın alım, kalite ve kıyaslama süreçlerini kontrol ediyoruz. Hatta bununla ilgili kendi GBT’mi yazmaya başladım, kaynaklar araştırıyorum. Bu sene devreye aldığımız yeni bir yatırımımız bulunuyor. Günlük 35 ton kapasiteyi 85 tona çıkardık. Paketleme, otomasyon uygulaması satın aldık. Bu sayede 55 işçi tasarrufu sağladık. Büyük veriyi kullanma ve analiz etme gibi alanlarda teknoloji ile iç içeyiz. Şimdi pamukla ilgili bir yapay zeka temelli program yazdık. Bunu ilk fazda Türkiye’de sonra ABD, Brezilya ve Hindistan pazarına sunmak istiyoruz. Pamuktan sonra diğer tarımsal emtiaya odaklanacağız.
YAPAY ZEKANIN EKONOMİK ETKİSİ BÜYÜYOR
PwC Türkiye Dijital Hizmetler Lideri Cem Aracı:
Yapay zeka uzun zamandır var. Analiz yapıyor ve bilgi oluşturuyor. Bugün en önemli konu üretken yapay zeka; içerik, resim yaratıyor. Bunun gideceği bir yer var o da yapay genel zeka. Artık işin içine sorumluluk, etik, denetim ve kontrol giriyor. Denetlenmesi ve etkin bir şekilde kullanılmasına dikkat edilmeli. 2023 nabız anketine göre şirketlerin bilgi işlem liderlerinin yüzde 89’u şirketlerini yeni düzene başarılı bir şekilde geçireceklerine dair kapasitelerine güvendiklerini söylüyorlar. CEO’ların yüzde 88’i teknoloji yatırımlarının geri dönüşünü tam ölçemediklerini Ekonomiye 15,7 trilyon dolarlık yapay zeka katkısı söylüyorlar. Ancak öte yandan yapay zekanın ekonomik etkisi hızla büyüyor. Global ekonomik büyüklük 2030’a kadar yapay zeka ile yüzde 14 büyüyecek. 15,7 trilyon dolar ek yapay zekadan tetiklenecek artış olacak.
ÇÖZÜMÜ İHTİYAÇ ANINDA SUNMAK GEREKİYOR
Hepsiburada Fintek ve ödeme Çözümleri Direktörü Soner Beyhan:
Artık daha mobil endeksli bir yaşama girdik. Müşteri kendi hayat dönüsü içinde hizmetleri almak istiyor. Burada fi nansal kurumların yapması gereken de bu ihtiyacı karşılamak. Efsane Cuma oldu mesela. Kartlar dolmuştur bu dönemlerde. Almak istediği bir ürün var ve hedefi ne ulaşması için de ihtiyacı olduğu anda çözümü sunmanız lazım. Tüm oyuncular buna benzer programlar için çalışıyor. İki trend var. Alışverişin aslında off -line’da da çok fazla dönüştüğü bir dönemdeyiz. İkincisi de nakitsiz deneyim gittikçe artıyor. Firmaların bu çözümleri teknolojiye dönüştürerek sunmaları gerekiyor. Hepsiburada olarak 23 yıldır hala büyümekte olan bir sektörün içindeyiz. Eski olunca sektörün büyümesi için çok fazla yatırım yapmanız gerekiyor.
“ŞİRKETLER YETENEĞİ NASIL ELİMDE TUTARIM DİYE ÇALIŞMALI”
Kariyer.Net Genel Müdürü Fatih Uysal:
Son dönemde bir fi nansmana, ikincisi de nitelikli elemana ulaşım en önemli iki sorun. Birçok farklı krizden bahsediyoruz ama “çalışansızlık” diye bir terim var artık. Bu dünyanın da sorunu ve pandemi ile birlikte daha da arttı. Türkiye’deki mevcut konjonktür ile birlikte bu sorun katlanarak ilerliyor. Geçen ay yapılan araştırmaya göre Türkiye’de yeni işe başlayanların yüzde 30’u işe başladığı ay işi bırakıyor. Son bir yıl işe girenlerin de yüzde 70’i şu an iş arıyor. En büyük sebebi de maaşlardaki sürekli artış. Geliri artırmanın en kısa yolu iş değiştirme olarak görülüyor. Bunun için eğitimden başlayarak nitelikli insan üretmeye ve bunu bir seferberlik olarak düşünmeye ihtiyaç var. Bilişim sektöründe mezun sayısı 20 bin iken ihtiyaç 120 bin.