İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Meclis’i Cumhuriyetin 100’üncü yılında, ‘Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında Yeni Nesil Sanayi İçin Önceliklerimiz Neler Olmalı?’ ana gündem maddesi ile toplandı. Mecliste konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, sadece geçen 100 yılda değil son 200 yılda Türkiye’de iktisadi büyümenin dünya ortalamalarına yakın olduğunu buna karşılık insani gelişmenin dünya ortalamalarının altında kaldığını belirterek, “200 yıldır patinaj yapıyoruz. Bu patinajdan kurtulmak için salt ekonomik büyüme, rakamlar ve niceliksel değerlere dayalı egemen anlayışı artık ivedilikle terk etmeliyiz” dedi.
Bahçıvan, yeni dönemde benimsenmesi gereken üretim tarzı ile ilgili, “Yeşil ekonomiye dayalı bütünsel kalkınma, teknoloji odaklı yüksek katma değerli üretim, Ar-Ge, tasarım ve dijitalleşme, verimlilik ve ölçek ekonomisi, nitelikli eğitim ve nitelikli insan gücü Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında önceliklerimiz olmalıdır. Bu konular ve öncelikler bir süredir ülkemizin gündeminde ve tartışılıyor da. Burada önemli olan nokta konuşulanları uygulama ve pratiğe geçirmek olmalıdır. Aksi takdirde kendimizi aynı kelimelerin tekrar tekrar döndüğü bir kısır döngünün içine mahkum etmiş oluruz” ifadelerini kullandı. Mevcut ekonomik gelişmeler hakkında da değerlendirmeler yapan Erdal Bahçıvan, dünyada enflasyon oranlarının hala hedefl erin üzerinde olduğunu, küresel ekonominin de zayıf büyüme-yüksek enflasyon sorunuyla mücadelesine devam ettiğini belirtti. Bahçıvan, şöyle devam etti: “Ülkemizde de 2023 yılını nispeten yüksek bir büyüme ile kapatacağımız açık. Ancak, büyüme kompozisyonumuzun kırılganlıklarımızı artırdığını da unutmamamız gerekiyor. Sanayi üretimi ve ihracatın zayıf, özel tüketim ve ithalatın canlı seyrettiği dengesiz görünüm sürüyor. Bunun cari açık ve enflasyon tarafındaki yansımalarını yaşamaya devam ediyoruz.”
Hedef, bedel ödenmeden kırılganlıkların azaltılması
Tüm bunlara depremin kamu mali dengeleri üzerinde yarattığı baskının da eklenmesi gerektiğine işaret eden Erdal Bahçıvan, “Yeni ekonomi yönetimimiz, başta para politikası olmak üzere ekonomi politikalarında köklü değişikliklere gitti ve yeni bir yol haritası ortaya koydu. En net ifadesini Orta Vadeli Program’da gördüğümüz bu yol haritasını tek cümlede özetlemek istersek; ‘Büyüme ve istihdamda ağır bedeller ödemeden, enflasyon ve cari açık gibi kırılganlıkların azaltılmasıdır’ diyebiliriz. Böylesi zor bir hedefi başarabilmek için, en başta büyümeye dış talep ve üretken yatırımlardan gelen katkının artırılması, özel tüketim harcamalarının ise daha ılımlı düzeylere çekilmesi gerekiyor. OVP’de de bu hedefin altının kalın şekilde çizildiğini görüyoruz” diye konuştu.
Asgari ücrette popülist söylemler soruna yol açabilir
Yeni yılın yaklaşması ile birlikte asgari ücrette yaşanacak artışa ilişkin tartışmalara da değine Bahçıvan, şöyle devam etti: “Yılbaşı yaklaşırken çalışanların ücret artışları konusu gündemde ön sıralarda yerini alıyor. Adeta toto oynar gibi asgari ücretin ne kadar olacağına dair bahisler de alınmaya başladı. Bu konuda sadece çalışanların değil üretim hayatımızın ve işletmelerin içinde bulunduğu zorlu koşullar da dikkate alınmalı. Rasyonellikten uzak, popülist söylem ve yaklaşımlara dayalı ücret artışı zor dönemden geçen ekonomi ve üretim hayatımızı olumsuz etkileyerek içinden çıkılması daha zor ve daha büyük sorunlar doğuracaktır” diye konuştu.
Para politikasının yapısal sorunları tek başına çözme gücüne sahip olmadığına vurgu yapan Erdal Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Para politikasından ancak, ihtiyaç duyduğumuz reformları hayata geçirebilmek için uygun ortamı yaratmasını bekleyebiliriz. Bu açıdan baktığımızda, enfl asyonda kalıcı iyileşmeyi sağlarken diğer taraftan gelir düzeyimizi gerçekçi şekilde artıracak ve dış pazarlarda rekabet gücümüzü iyileştirecek temel unsur, yüksek ve kalıcı verimlilik artışlarıdır.” Bahçıvan, küresel anlamda rekabetçi olabilmek için sanayinin, daha yeşil, daha döngüsel ve daha dijital bir yaklaşımı benimsemesi gerektiğini belirterek, nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyduğunu vurguladı. İSO Meclis toplantısının ardından ise Gazeteci Servet Yıldırım moderatörlüğünde Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Pamuk, Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin ve Yazar/ Danışman Evrim Kuran’ın konuşmacı olarak yer aldığı bir de panel düzenlendi.
İsrail’i şiddetle kınıyorum
Konuşmasında yakın coğrafyada yıllardır yaşanan savaşlara da değinen İSO Başkanı Bahçıvan, 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze’de patlak veren savaşta İsrail’in savaş hukukuna aykırı hareket ettiğine dikkat çekerek, “Maalesef toplumların en savunmasız kesimleri olan çocuk, kadın, yaşlı ve masum sivilleri ayırmadan, hastane ve ibadethaneler de dahil olmak üzere vurup geçiyor. Uluslararası hukuku, modern dünyanın büyük mücadeleler sonucunda kazanılan yerleşik norm ve değerlerini tanımayan İsrail’i şiddetle kınıyorum. Bu kötü, ürkütücü gidişata dünyanın ve tüm insanlığın dur demesi lazım. İsrail’i devlet olarak kınarken; ne antisemitizme, ne de İslamofobiya’ya asla prim verilmemelidir.”