ERAY ŞEN
Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya ve İtalya’nın Po ovası ile birlikte en verimli üç ovadan biri olarak gösterilen Çukurova’da tarımda üretim planlaması çalışmaları nedeniyle ayrı bir heyecan yaşanıyor. Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin geniş sulama olanakları, zengin toprak yapısı ve iklim özelliklerinden kaynaklanan yüksek verim sayesinde ‘tarımın başkenti’ olarak anılan bölgede, planlama döneminin başlaması ile birlikte bugünkünden çok daha yüksek bir üretim potansiyelinin harekete geçmesi bekleniyor.
Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Şahin Bilgiç, bölge tarımındaki son gelişmeler, planlama döneminden beklentiler ve sektörün Yeşil Mutabakat öncesi ihtiyaçları gibi konuları EKONOMİ gazetesi Adana Bölge Temsilcisi Selçuk Altun’a anlattı. Tarımda planlama ve ürün deseninin belirlenmesi için çalışacak teknik komitede Adana Ticaret Borsası Başkanı olarak kendisinin de görev alacağını belirten Bilgiç, “Tarım İl Müdürlüğü, Devlet Su İşleri gibi tarımla ilgili devlet kurumları, bütün aktörler bu işin içerisinde olacak. Kurulda sahayı bilen, eli taşın altında olanlar görev yapacak. Sadece masa başında karar verilmeyecek ve doğrusu bu” dedi.
“Planlamada geç kalındı ama umutluyuz”
Tarımda planlamada geç kalındığını vurgulayan Bilgiç, “Şimdiye kadar hep ertelendi, artık bir yerden başlamak zorundasınız. Hem ürün hem de toprak yapısının planlaması şart. Yeni düzenlemeden umutluyum. Uygulamasında bir aksama olmadığı takdirde kesinlikle netice alacağız” diye konuştu.
“Hazine arazisi diyerek toprağı boş bırakmamak lazım”
“Çukurova’da Allah’ın verdiği bir nimet var” ifadesini kullanan Bilgiç, şunları kaydetti: “Havanın, suyun, toprağın en güzeli burada, bir ahenk var. Bunu en güzel şekilde değerlendirmeliyiz. Bunlar plan dahilinde olmak zorunda. Çukurova toprağı verimlidir, başka yerlere benzemez, az bir ekim yap, sana fazlası ile verir. Bir karış toprağı boş bırakmamamız, hazine arazisi demeden hepsini ektirmemiz lazım. Bu ülkenin buna ihtiyacı var. Ne kadar çok ekilirse o kadar iyi, fazlasını da dışarıya satarız.” Bitki deseni açısından Türkiye’nin en verimli topraklarının Adana’da olduğuna dikkat çeken Bilgiç, “Burada her şey yetişir ama iyi planlama yapmanız lazım. Her ürünün ilkini biz çıkarıyoruz; kavun, karpuz, patates, soğan ilk burada çıkıyor. Turfandanın hepsi burada yetişiyor. Ayrıca örtü altı üretimde iyiyiz, kavun, karpuz daha mayıs ortasında başka yerler soğukken burada yetişiyor” dedi.
“Verimli topraklarda yapılaşma olmamalı”
Tarımın ‘ertelenecek’ bir iş olmadığını ifade eden Bilgiç, şu değerlendirmeyi yaptı: “Gıdayı toprakta yetiştirmek zorundasınız. Toprağın önemi her geçen gün artıyor. Bu saatten sonra Çukurova topraklarının başka amaçlar için kullanılmasına asla müsaade edilmemeli, bir tane bile yapılaşmaya izin verilmemeli. Tarımsal yapı bile verimsiz arazi üzerinde yapılmalı. Organize sanayi bölgelerine (OSB) nasıl arazi bulunuyorsa, tarımsal yapılar için de o tür araziler bulunmalı.” Bölgedeki ‘tarla’ ve ‘bahçe’ tarımı oranlarına değinen Bilgiç, şunları söyledi: “Tarla ve bahçe tarımı oranı yarı yarıya olmaz. Şu anda yüzde 30-35 bahçeye dönüştü. Bunun burada kalÇukurova’daması lazım. Bundan sonra bahçeye devam etmek doğru değil, artık frene basmamız lazım. Şu an bahçe tarımının yüzde 90’ı meyve; sert çekirdekliler, narenciye, muz gibi ürünler. Bunlara ihtiyaç var, ihracat da yapalım ama buradan çıkacak pamuğa da ihtiyaç var. Bu topraklarda Türkiye’nin insanını besleyecek kadar her ürün var. Yılda 2-3 ürün alıyoruz. Buğdayımız bu sene 400-500 bin ton gibiydi, azdı, ancak buğdayın arkasına ikinci ürün soya ekilebiliyor. Soyada dönüme 500, buğdayda 700 olmak üzere, aynı tarladan 1200 kilo verim alınabiliyor. Bundan sonra tarla ziraatını öne çıkarmalıyız.”
Adana’da mısır verimi dünya ortalamasının üzerinde
Adana’da en çok mısır ekildiğini açıklayan Bilgiç, bu üründe verim ve kalite açısından dünyada ilk sırada yer aldıklarını söyledi. Bilgiç, “Mısırda dönüme 1.400 – 1.500 kilo verim alıyoruz ve bu rakam dünya ortalamasının üzerinde. Kalite olarak da dünyada birinci sınıf mısır üretiyoruz. Nişasta fabrikalarının çoğu bölgemizde ve birinci kalite ürün istiyor. Mısırdan sadece nişasta değil, yüzlerce ürün elde ediliyor” dedi. Bu yıl ülke genelinde 8 milyon ton civarında mısır üretimi beklendiğini belirten Bilgiç, “Eskiden 2 milyon tonu geçen bir rakam bizdeydi. O zaman Türkiye üretimi 5 milyon tondu. Şimdi üretimimiz 1 milyon 300 bin ton, Türkiye üretimi ise 8.5 milyon ton. Yani ülke genelinde yüzde 40’lardan yüzde 18’lere düşmüşüz. En büyük nedeni ise alternatif ürünlere yönelme” dedi. Adana Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Bilgiç, mısır fiyatında bu yıl yaşanan soruna da değindi. Alım fiyatının ton başına geçen yıl 5 bin 700 lira iken bu yıl yüzde 5,3 artışla 6 bin lira olarak açıklandığını hatırlatan Bilgiç, girdi maliyetlerinin yüzde 100’ün üzerinde arttığı bir dönemde verilen bu fiyatın doğru olmadığını söyledi. Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Şahin Bilgiç, tarımda istikrar için şu önerilerde bulundu: Üretici ‘ektiğim zaman zarar ederim’ diye düşünmemeli. Devlet belirli bir sınırın altında gelir oluşmaması için desteklerini ona göre vermeli. Üretici para kazanmasa bile zarar etmemeli, ‘ürünüm tarlada kaldı’ dememeli. Bu iş Amerika’da böyle yapılıyor. Üreticinin satışla ilgili kaygısı yok çünkü vadeli işlem borsasında daha tarladaki ürün satılabiliyor. Ürünün fiyatı belli olan çiftçi sadece verimi artırmaya odaklanıyor. İkinci olarak arz-talep dengesini iyi kollamak lazım. Bazı ürünler bazı yıllar iyi para ediyor, böyle dönemlerde desteği havuza atın ve bir sonraki yıl ihtiyaç olursa kullanın ama onu başka yere kullanmayın.”
Çukurova’da pamuk, ABD iç savaşıyla başladı
Adana Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Bilgiç, Adana Ticaret Borsası’nın kuruluş süreci ve sonrası hakkında şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin ilk kurulan borsalarından Adana Ticaret Borsası, Cumhuriyet öncesi ve pamuk borsası olarak kurulmuş. Kuruluş tarihi 1913 ama burada borsacılığın asıl başlaması 1860’larda. Amerika’da iç savaştan (1891- 1865) dolayı pamukta sıkıntı olmuş. Çukurova’nın pamuk yetiştirmeye uygun olduğunu keşfetmişler ve ilk kez 1860’larda Çukurova’da pamuk yetiştirmeye Amerikalılar başlamış. Burası 1913 öncesinde pamuk pazarı olarak faaliyet gösteriyor, resmileşmesi 1913 yılında oluyor. Resmi olmadan önce ‘Kapanı Pembe’ adı ile biliniyor. ‘Kapan’ kelimesi ‘pazar’ anlamında ve pamuğa da ‘pembe’ deniyor. Yani ‘Kapanı Pembe’ demek ‘Pamuk Pazarı’ anlamına geliyor. Adana’nın geçmişteki zenginliğinin kaynağının pamuk olduğunu söyleyen Bilgiç, şöyle konuştu: “Ağalık da pamuk üretiminden kaynaklanır. Mısır ağası ya da buğday ağası yoktur ama pamuk ağası vardır. Adana’ya zenginliği getiren pamuktur. Son dönemlerde alternatif ürünlere yönelme olunca, toprağın yapısı farklılaştıkça pamuk bölgeden yavaş yavaş uzaklaşmış. Belki bunun içinde uygulanan yanlış politikalar olabilir. Ancak pamuk yine baş rollerde olabilecek bir ürün. Çünkü Türkiye yüzde 50’den fazlasını dışarıdan alıyor. Lif pamuk üretimimiz en son 900 bin tondu ama bizim kullandığımız miktar 1 milyon 900 bin ton. Lif pamukta yüzde 55 ithalat, yüzde 45 yerli üretim var. Bazen bu oranlar yüzde 50-50, bazen yüzde 40-60 oluyor.”
“Pamuğun bitmesine izin vermemeliyiz, çünkü getirisi çok”
Çukurova’da pamuğun bitme noktasına gittiği uyarısında bulunan Bilgiç, “Bunu bitirmememiz, destek vermek lazım, çünkü getirisi çok olan bir ürün. Tekstil ve konfeksiyon ihracatında 30 milyar dolarlardaydık. Son dönemlerde biraz sıkıntılar yaşanıyor ama bu konuda önümüz açık. Şimdi pamuğun yüzde 60’ını dışarıdan alıyoruz, yarın yüzde 80-90’ını dışarıdan aldığımız zaman başka ülkelerin üreticisine para kazandıracağız. Pamuğa destek verilsin ki hem kendi üreticimiz para kazansın, hem milli servet, milli değerlerimiz güçlü olarak devam etsin. Çukurova, Güneydoğu GAP, Ege nerede yetişiyorsa buna destek verelim” yorumunu yaptı.
“Lisanslı depoculuk tarımda devrim niteliğinde”
Bilgiç, Adana Ticaret Borsası olarak önem verdikleri lisanslı depoculukla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Lisanslı depoculuk Türkiye’de devrim niteliğinde bir uygulamadır. Bu kapsamda Ürün İhtisas Borsası kuruldu ve lisanslı depolardaki ürünlerin satışı yapılıyor. Üretici olarak depolarımıza ürününüzü getiriyorsunuz, size elektronik ürün senedi oluşturuluyor. Bu senedi sistem üzerinden satıyorsunuz, paranız anında hesabınıza aktarılıyor. ‘Malı verdim para alamadım’ derdi artık bitti.”
Tarımın Yeşil Mutabakata hazırlanması kolay değil
Adana Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Bilgiç, günümüz dünyasında karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik tüm sektörlerde hız kazanan yeşil dönüşüm çalışmaları hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Tarımın yeşil mutabakata hazırlanması kolay bir iş değil. Tarımda en çok kullanılan yakıt, mazot, ilaç gibi girdiler karbon ayak izini artıran maddeler. Bu nedenle buna hızlı bir şekilde adaptasyonu sağlayabilmemiz lazım. Dünya buna doğru gidiyor. Siz bunu başaramazsanız, yarın tarımsal ihracatınız aşağıya doğru düşmeye başlar. Gerekli düzenlemeler uygulamaya geçilmez ise diğer ülkeler ürününüzü almayacak, sadece ürün değil, işlenmiş ürünü de almayacaklar, mesela pamuğunu almadığı gibi, tekstil ürününü de istemeyecek.”
Yeşil dönüşümde en zor işin tarımda olduğunu savunan Bilgiç, şöyle devam etti: “Çok sayıda küçük aile işletmesi var ve bunlara bir eğitim verilmesi gerekiyor. Borsa olarak daha önce bir projede, bu işletmelerin kullandığı ilaçları kayıt altına almaya çalıştık. Yeşil Mutabakat konusu ortada yokken yıllar önce yapmıştık. Amaç üreticilerin daha bilinçli olmasıydı. Bu çalışmada şunu gördük; insanları alışkanlıklarından vazgeçirip, daha iyi bir noktaya taşımak kolay bir hadise değil. Adam alışmış, ‘benim düzenimi bozuyorsun’ diyor. Ama başka yolu yok. Buna ayak uydurmak zorundasınız. Bunu sadece dışarısı için değil, benim ülkemin insanı için de yapmalısınız. Tarım ürünlerimizin çevresel etkilerden zarar görmemesi lazım. Hastalıkların artık alabildiğine yaygınlaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Yanlış beslenme ya da yanlış tarım üretiminden dolayı insanların sağlığı bozuluyor. Ürüne attığınız ilacın sağlığa ne ölçüde etki yaptığı bilinmiyor. Nasıl ki hasta olduğunuzda eczaneden rastgele ilaç alıp kullanamazsanız, tarımda da üretim yaparken kullanamazsınız. Türk tarımı ayağı kalkacaksa hep beraber kalkacak. Üretimimizi düzgün yapacağız. Ama bunların bir maliyeti var. Tarımla alakalı faizsiz krediler olması lazım. Üretici kendini yenilemek için finansman desteği almak zorunda, yoksa yeniletemezsin.”
“Bir an önce basınçlı sulamaya geçmeliyiz”
Çukurova’da sulama olanakları yüksek olmasına karşın sulama tekniklerinde sorun olduğunun altını çizen Bilgiç, “Toprağın üzerindeki en kaliteli katmanı, vahşi sulama yaptığımızda kaybediyoruz. Bölgenin bir an önce bundan kurtulup, basınçlı sulama sistemine geçmesi lazım. Böylece hem daha fazla verim elde edilir hem de toprağın özelliği kaybolmaz. Ayrıca artık su fakiri bir ülkeyiz, suyumuz çok fazla değil, bitkiye ihtiyacı kadar su vermeliyiz” dedi.
Adana Ticaret Borsası
X Kuruluş Tarihi: 17 Eylül 1913
Meclis Başkanı: Osman Bağış
Yönetim Kurulu: Şahin Bilgiç (Başkan), Sabahattin Yumuşak (Başkan Yardımcısı), Hamit Tezcan (Sayman Üye), Yasin Milli (Üye), Şahin Güneşer (Üye)
Genel Sekreter: Turan Gökhan Öztürk X Üye Sayısı: 1978
En fazla işlem gören ürünler: Mısır, büyükbaş hayvan eti, canlı hayvan, buğday, ayçiçeği, sıvı yağ, narenciye ürünleri, preseli pamuk, nişasta.