Dünyada sürdürülebilir tarım ve gıda ile ilgili farkındalığın yüksek olduğu bir dönemdeyiz. Bugün tarımın geleceği sadece tarlada değil, Ar-Ge merkezlerinde, laboratuvarlarda şekilleniyor. 2050’de 9,1 milyara ulaşacağı tahmin edilen dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamak için tarım üreticilerinin üretimlerini en az yüzde 70 oranında artırması gerekiyor. Durum böyleyken verimli tarım tekniklerinin geliştirilmesi ve bu gelişmelerin üreticilere aktarılması insanlığın devamı için hayati öneme sahip.
OYAK olarak son yıllarda ortaya koyduğumuz yaklaşım ve strateji, faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde örnek teknoloji ve uygulamalarla öne çıkıyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Grubu Şirketlerimizden HEKTAŞ’a gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla tarımsal üretimde sürdürülebilir ve verimli büyümenin kurallarını baştan yazıyoruz.
Global yatırım ve işbirliklerimiz var
Son yıllarda bitki korumada öncü çalışmalarıyla sektöre iz bırakan şirketimiz, geleceğin tarımına yön verecek global yatırımlar ve iş birlikleri gerçekleştiriyor. HEKTAŞ, tohum, bitki besleme, akıllı tarım teknolojileri, hayvan sağlığı, pet mama gibi alanlarda hem ulusal hem de uluslararası anlamda yeni satın almalar ve yatırımlarla yoluna devam ediyor.
Bu kapsamda Bursa, Orhangazi’de kurduğumuz Tarımsal İnovasyon, Eğitim ve Deneyim Merkezi F.A.R.M., tarımın geleceğini şekillendiren teknoloji ve ürünleri geliştirdiğimiz, küresel ölçekte bir tesis. Yetkin kadrolarımız ve bilim insanlarımızla gıdanın ve tarımın geleceğinin nereye doğru şekillendiğini görüyor, OYAK şirketlerimizle bu dönüşümün global oyuncularından biri olmaya odaklanıyoruz.
Buna güzel bir örnek de HEKTAŞ F.A.R.M ile ev sahipliğini üstlendiğimiz, 15-18 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen 2’nci Uluslararası Moleküler Bitki Koruma Kongresi (IMPPC2023) oldu. Kongrede, alanlarında uzman bilim insanlarının, sektör temsilcilerinin ve iş insanlarının bitki koruma stratejilerine yeniden yön vereceğine inanıyoruz.
Tarımın temeli bilime dayanır
Craig MELLO
Massachusetts Üniversitesi – ABD/2006 Nobel Tıp Ödülü sahibi
İnsanlık tarihinde ilk bilim insanları çiftçilerdi. Gelecekte de bilim, tıpkı geçmişte olduğu gibi tarımın temelini oluşturacak.
İnsanlık tarihinde ilk bilim adamları çiftçilerdi. Gelecekte de bilim, tıpkı geçmişte olduğu gibi tarımın temelini oluşturacak. Geçmişte çeşit geliştirmek nesiller boyunca sürüyordu. Bugün fenotip ve genotip özellikleri tek bir nesille aktararak ‘gen’de arzu edilen özellikleri yakalayabiliyoruz. Tarım sektöründe yapılan gen çalışmaları gıda krizini engelleyebilir mi? Bu çok fazla değişkene bağlı. Bu tarz çalışmaların devam etmesi gerekiyor. Daha fazla buradaki gibi yatırımlara ihtiyacımız var. Araştırmaların devam etmesi gerekiyor.
Bu merkezin tarım teknolojileri alanında dünyanın önde gelen kurumlarından biri olacağına yürekten inanıyorum. Katılımcıların, etkinliğe ev sahipliği yapan HEKTAŞ’ın, Tarımsal İnovasyon, Eğitim ve Deneyim Merkezi F.A.R.M.’ı deneyimlemeli.
Epigenetik gelişmeler tarımdaki potansiyeli nasıl etkiler?
Son yıllarda tarımda özellikle bitki koruma alanında yeni ufuklar açacak heyecan verici gelişmeler yaşanıyor. Epigenetik gelişmeler potansiyel olarak çok büyük bir güce sahip. Sebebi de bize genomu değiştirmeden geni değiştirme imkânı sunduğundan dolayı gelecekte çok büyük etkisi olacak çok güçlü ve büyük bir potansiyele sahip.
Toplantıda hakkında olumlu düşüncelere sahibim. Sadece toplantı değil, burada inşa edilen tesisler konumlandırılmış olan bütün cihazlar, teknolojinin en üst seviyesinde, son gelişmeler takip edilmiş.
Burada düzenlenen kongre de dünyada yaşanan son gelişmeleri tarım paydaşlarına tanıtmak için en önemli platformlardan biri. Şu an bilim dünyası ve tarımda her şey genetikle alakalı. Burada da çok büyük gelişmelerin kaydedileceğini düşünüyor.
Moleküler bitki koruma tarım için vazgeçilmezdir
M. Levent ORTAKÇIER
OYAK Gıda Tarım ve Hayvancılık Sektörü Grup Başkanı, HEKTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı
Dünyanın sayılı tarımsal inovasyon merkezlerinden biri olan F.A.R.M.’da düzenlenen kongre ile bir hayalin gerçeğe dönüşmesine tanıklık ettik. 20 ülkeden 81 davetli konuşmacı ile 300’ü aşkın uluslararası olmak üzere toplam 600 katılımcıyla, tarımın geleceğini bu platformda konuştuk.
OECD ve FAO’nun yayımladığı son Tarımsal Görünüm Raporu, gelecek 10 yılda nüfus artışına bağlı olarak gıda tüketiminin yüzde 1,4 artacağını, buna karşılık gıda üretiminin yüzde 1,1 seviyelerinde olacağını öngörüyor. Yani etkin tedbirler alınmadığı takdirde 2050 yılında yaklaşık 9,1 milyar nüfusa ulaşacağı beklenen dünyada gıda üretimi ile tüketimi arasındaki fark insanlık aleyhine büyüyecek. Nüfus 10 milyara çıktığında bizi ne bekliyor ona odaklanmalıyız ve bu yönde bilimsel ve sürdürülebilir çözümler geliştirmeliyiz.
Doğayı koruyabilmek için sürdürülebilir projeler gerçekleştirmek gerekiyor. Toprakları gereksiz uygulamalarla geri dönülemez şekilde kirletmemeliyiz. Biyolojik çalışmalara ağırlık vermeliyiz.
Yedi yıl önce hayallerimizle yola çıktık. OYAK Genel Müdürü Sayın Süleyman Savaş Erdem’in sürdürülebilir tarım ve gıdaya verdiği stratejik önem sayesinde, sadece Türkiye için değil dünya için de önemli hamleler yapabildik.
Burada yazdığımız hikâye, HEKTAŞ’ın bir kimya şirketinden kendi biyopestisitlerini üretme noktasına gelen bir şirkete dönüşmesidir. Biz tarıma farklı bir açıdan baktık;
Küresel iklim değişikliğinin neden olabileceği kuraklık ve kıtlık ihtimaline karşı, insanlığın gıdaya erişimini mümkün kılabilmek adına Avustralya’da kuraklığa toleranslı tohumlar geliştiren Agriventis Technologies’i bünyemize kattık. Küresel pazarda söz sahibi olabilmek için Malezya ve Pakistan’da iş ortaklıklarına imza atıp Özbekistan’da büyük ölçekli bitki koruma ve bitki besleme üretim tesisi kurulum çalışmalarımıza başladık.
Hastalıklara toleranslı tohumlar geliştirebilmek için de bir diğer şirketimiz Areo Tohum ile Akdeniz Üniversitesi Teknokenti’nde Tohum Teknolojileri Merkezimizi kurduk, yeni tohumlarımızı tek tek piyasaya sürmeye başladık.
Elde ettiğimiz know-how’ı kullanabileceğimiz, gıda sektöründeki Türkiye’nin en köklü markalarını bünyemize kattık.
Biyo-pestisit üretimi için önemli Ar-Ge yatırımlarına imza attık. Tüm bu çalışmalarla sektörümüzde alanında en çok Ar-Ge yatırımı yapan şirketler sıralamasında liderliğe yükseldik.
Geleneksel çiftçiliğin çevresel etkilerini azaltıp tarımın sürdürülebilirliğini geliştirmeye yardımcı olmak için moleküler bitki korumanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.
Moleküler bitki koruma sayesinde üreticilerin girdi maliyetlerini düşürüp daha verimli üretim yapmalarını sağlayabilir, dolayısıyla modern tarımın kapılarını açabiliriz.
Moleküler bitki korumanın, mahsullerin besin içeriğini iyileştirmeye imkan tanıdığını ve böylece insan sağlığına da katkı sağlayabildiğini unutmamalıyız. Örneğin; A vitamini ile zenginleştirilmiş tatlı patates gibi biyolojik olarak zenginleştirilmiş mahsullerin geliştirilmesi, dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen mikro besin eksikliklerinin giderilmesine yardımcı olabilir.
Moleküler bitki koruma, modern tarım için vazgeçilmez bir araç. Mahsul verimini artırma, kimyasal pestisitlerin kullanımını azaltma, sürdürülebilirliği teşvik etme ve insan sağlığını iyileştirme fırsatlarını bizlere sunuyor. İklim değişikliği ve artan nüfusun beslenme ihtiyacı dahil olmak üzere tarımda çok sayıda zorlukla yüzleşmeye devam ederken, moleküler bitki korumanın geliştirilmesine ve uygulanmasına yatırım yapmayı sürdürmek hayati önem taşıyor.
Bu nedenle değerli bilim insanlarını ve sektör paydaşlarını bir araya getiren ve ev sahipliği yapmaktan gurur duyduğumuz 2’nci Moleküler Bitki Koruma Kongresi’nin bu alandaki çalışmalara katkı sağlayacağına inanıyorum.
HEKTAŞ’ın ev sahipliğinde dünyada sayılı tesislerden biri olan F.A.R.M.’da kongre boyunca öğrendiklerimizle tarımın geleceğini hep birlikte şekillendireceğiz.
Bilim insanlarından Türkiye’ye ve kongreye övgü
GELECEĞİN ÜRÜNLERİ GELİŞTİRİLİYOR
Russel GROVES
Wisconsin Üniversitesi ABD
Kongrede tarımın sürdürülebilirliği hakkında yeni şeyler öğrendim. Şu an dünyada ve Amerika’da kullanılan pestisitler sürdürülebilirlik açısından yeterli değil, yaygın olarak hala geleneksel yöntemler kullanılıyor. Burada geleceğin ürünleri geliştiriliyor. Benim çalışmalarım direnç gösteren genlerin susturulması üzerine. Colorado patates böceği kullanılan ilaçlara direnç göstermeye başladı.
FARKLI TEKNOLOJİLERİ DİNLEME FIRSATI BULDUK
Neena MITTER
Queensland Üniversitesi Avusturalya
Doğal afetler, savaşlar gibi faktörler gıda sistemini olumsuz etkiliyor. Bu kongrede gıdalarımızın nasıl olumsuz etkilendiğini öğreniyoruz. Tarımda kullanılan geleneksel ürünler faydalı bakterileri de öldürüyor. Bunu önlemek için neler yapılabileceğini öğrendik. Bu kadar çok sayıda akademisyeni bir araya görmek ve dinlemek harika oldu. Hepsi aynı amaca hizmet eden farklı teknolojileri duymak çok güzeldi. Şu anda biyolojik pestisitlerle ilgili bir çalışmamız var. Kil bazlı, çevre dostu ve kalıntı bırakmayan ürün üzerinde çalışıyorum.
BU ÜLKEDE BÜYÜK BİR ENERJİ VAR
Noburiro SUZUKI
Okayama Üniversitesi Japonya
Konferans birçok açıdan çok farklıydı. Burada bütün dünyadan pek çok akademisyen meslektaşımla tanıştım. Prof. Craig Mello’nun ve diğer konuşmacıların araştırmaları çok önemliydi. Mello’nun söylediği gibi bu ülkede büyük bir enerji var. Bitki biyolojisi üzerine yapılan araştırmalar çok kıymetliydi. Ben bitkiler üzerindeki virüslerle ilgili araştırma yapıyorum. Dünya üzerindeki en yaygın üç hastalıktan birini tedavi etmek üzerine çalışıyorum.