Nurettin BAKİ
Asgari ücrette yaşanan artış emek yoğun sektörlerde işleri zorlaştırdı. Bunlardan biri olan seralarda da üretim aksamaya başladı. Seracılığın başkenti olan Antalya’nın Kumluca içesinin Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökçe’ye göre çok sayıda sera şirketi artan asgari ücret sonrası zor durumda kaldı. İzmir Bergama’da bulunan ve Avrupa’nın en büyük domates serasına sahip Agrobay firması da 20’nci yılında bakım ve yenileme işlemlerine başlarken, artan üretim maliyetleri karşısında zorlanıyor. Agrobay Seracılık Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şentürk, sektörde yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, yüksek maliyetle mücadele yapamaz hale geldiklerini söyledi. Şirket, artan maliyetlerden sonra üretimde azalmaya gitti. Topraksız tarımla yüksek maliyetli üretim yapan firma, ağırlıklı olarak yurtdışına satış gerçekleştiriyor. Seracılıkta haksız bir rekabet olduğunun altını çizen Şentürk, “Yaklaşık 600 dönümlük kapalı seramız vardı, burada yaklaşık 600 kişi çalışıyordu. Bu sene seralarımızın yüzde 50’sinde dikim yapmayacağız ve bakıma alacağız. Personel sayısını da 350’ye çekeceğiz” dedi.
“Asgari ücret artışı maliyetlerimizi de arttırdı”
Türkiye’nin son yıllardaki en büyük probleminin ara eleman olduğunu söyleyen Şentürk, artan asgari ücrete de dikkat çekerek; şu ifadelere yer verdi: “Asgari ücretin yüksek artışlarından dolayı maliyetlerimiz de çok yüksek noktalara gidiyor. Seralarda üretimimiz tamamen topraksız tarıma dayanıyor. Seralarda üretimi tohum, gübre, ilaç gibi kalemleri euro ile Avrupa ve dünya piyasasından aldığımız materyallerle yapıyoruz. Yani girdilerimizin ana temeli döviz bazlı. Sadece elektrik ve personel giderlerimiz TL ile. Bu oranı rakamsal olarak ifade etmem gerekirse yüzde 40’ı TL maliyetli, yüzde 60’ı da Euro maliyetli şekilde üretim yapıyoruz.”
“Üretimimizi düşürüyoruz”
Artan maliyetlerden dolayı üretimi ve personel sayısını azalttıklarını söyleyen Şentürk, “Bu sezon çok kötü bir sezon geçiriyoruz. Önümüzdeki süreçte 20 yıllık ve sektöründe bölgede öncü, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük seraları olan bir firma olarak; yaklaşık 200 dönümlük serada işçi bulamama ve maliyet artışlarından dolayı bu sene üretimi durduruyoruz. Yıllık 15 bin ton domates üretimimiz vardı. Bunu yaklaşık 9 bin tona düşürüyoruz. Bu piyasa şartlarında rekabet etmekte artık çok zorlanıyoruz. Çünkü sistem bizi iç piyasaya zorladıkça bizim bununla rekabet etmek ve bu maliyetleri karşılama şansımız kalmıyor” dedi.
“İhracat kodumuzun farklı olması lazım”
Şentürk şöyle devam etti, “Topraksız tarım ile üretim yapan firmaların ihracat kodunun farklı olması lazım. Yani normal toprakta üreten, kayıt dışı işçi çalıştıranların koduyla bizim gibi her şeyi kayıt altında, doğru ve zamanında vergisini ödeyip, yurtdışında Türkiye’yi temsil eden topraksız modern seraların kodunun farklı olması lazım. Bizlerin ihracatının yavaşlamaması adına böyle bir ayrımın şart olduğunu düşünüyorum. Bizim ürettiğimiz domates toprakta üretilen domatesle bir değil. Maliyeti yüksek bir üretim biçimimiz var. Avrupa’nın en büyük marketler grubu ile haftada üç TIR sözleşmemiz varken, bu sene bir TIR’a düşürdüler. Çünkü Avrupa bizi artık güvenilir bir partner olarak görmüyor” ifadelerine yer verdi.
“Yüksek maliyetler çiftçiyi bıktırıyor”
Sera üretiminde Türkiye’nin başkenti olan Kumluca’da da durum farklı değil. Bölgede asgari ücretin artmasıyla işçilik maliyetlerinin arttığına dikkat çeken Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökçe, “Akdeniz havzası Türkiye ve dünyada turfanda üretim anlamında birinci sırada yer alıyor. Seracılıkta Kumluca bu işin başkenti. Ancak şu sıralar artan girdi maliyetleri sebebiyle ciddi sıkıntılarımız var. Ürettiğimiz domatesin, biberin, patlıcanın enflasyon sepetine konulup enflasyon sebebi, enflasyon canavarı olmasını istemiyoruz. Çiftçi para kazanamıyor. Üstüne asgari ücretin yükselmesi sebebiyle de seraların işçilik maliyetleri ciddi şekilde arttı. Bu durumda ister istemez üretim aksıyor. Devletin gençleri seracılığa özendirmesi gerekiyor. Örtü altı seracılıkta hiç gençlik yok. İlerleyen yıllarda bu işi yapan kimse kalmayacak. Seralarını şu an itibariyle bırakan kimse yok ama ilerleyen dönemlerde böyle bir sorunla karşı karşıya kalabiliriz. Çünkü girdi maliyetleri inanılmaz yüksek, işçilik maliyetleri de çok yükseldi. Bu durum çiftçiyi bıktırıyor” ifadelerini kullandı.