MURAT KÜÇÜK
Küresel hidrolik-pnömatik pazar büyüklüğünün 2022 yılı itibariyle 53,2 milyar Euro olduğu biliniyor. Türkiye’nin de içinde yer aldığı Avrupa, bu pazarın yaklaşık % 30’unu temsil ediyor. Bu oranın rakamsal karşılığı 16,4 milyar Euro’ya tekabül ediyor. Pazarın yüzde 72,5’i hidrolik, yüzde 27,5’i ise pnömatik olarak sınıflandırılıyor. Sektörün uzmanları, sonuna geldiğimiz 2023 yılının, küresel bazda bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 3 büyüme ile kapatılacağını söylüyor. Keza sektör temsilcileri, 2024 yılında da sektörün küresel bazda ancak yüzde 2 ila 3 arasında bir büyüme yaşayacağını dile getiriyor.
Türkiye hidrolik-pnömatik pazar büyüklüğü, 2022 yılında 583 milyon Euro olarak kayıtlara geçti. Bunun 420 milyon Euro’sunu hidrolik, 163 milyon Euro’sunu ise pnömatik oluşturuyor. Sektör temsilcileri Türkiye’nin 2023 büyümesini yüzde 4 olarak ifade ediyor. Bu da Türkiye pazar büyüklüğünün, 2023 yılında 609 milyon Euro’ya ulaşacağı anlamına geliyor.
Sektörün kısa vadede 1 milyar Euro’yu aşması zor
Mevcut durumda 2022’yi 583 milyon Euro ile kapatan hidrolik-pnömatik, bu yılı ise 609 milyon Euro ile kapatmayı hedefl iyor. 2024 beklentisinin 632 milyon Euro olduğu göz önüne alındığında, sektörün son yıllardaki büyüme oranının yüzde 3 ila 6 arasında gezdiği görülüyor. Sektörün her yıl ortalama yüzde 5 büyüme ihtimali düşünüldüğünde, psikolojik sınır olarak görülen 1 milyar Euro barajının 5 yıldan önce aşılması mümkün olmayacak. Dünya nüfusunun yüzde 1’ini oluşturan Türkiye, küresel Gayri Safi Milli Hasıla’dan yüzde 1 pay alıyor. Sektörün rakamları her ne kadar küçük gibi görünse de Türkiye hidrolik-pnömatik sektörü, global pazarın yaklaşık yüzde 1,15’ini oluşturuyor. Bu rakam, hidrolik-pnömatikte Türkiye’nin diğer sektörlere oranla iyi durumda olduğunu gösteriyor.
Pazarı büyütecek faktör nedir?
Makine sektörü ile doğrudan temas eden hidrolik- pnömatik pazarının Türkiye’de büyümesi için makine pazarının da üretim ve ihracat bakımından hacmini artırması gerekiyor. Türkiye’de iş veya endüstri makineleri üretiminin, iç ve dış talebe bağlı artması, hidrolik sektörünün de büyümesini sağlıyor. Hammadde ithal ederek onu mamule dönüştürüp satmak, Türkiye pazarını büyütmüyor. Bu faaliyet sadece ihracatı artırıyor ve ithalat-ihracat dengesini düzeltiyor. Sektörün uzman isimleri, Türkiye’de faaliyet gösteren yerli ve yabancı firma yatırımlarıyla, pazarın 1 milyar Euro’ya kısa sürede sıçramasını mümkün görmüyor. Ancak yapılacak yatırımların ihracatı artıracağı da bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Akışkan Gücü Derneği (AKDER), Türkiye’de sektörün çatı kuruluşu olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Derneğin 83 üyesi bulunsa da sektörde 300’ü aşkın firma olduğu tahmin ediliyor.
2024 beklentileri ve sektörün belli başlı problemleri
Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde de aynı 2023 yılının 3’üncü ve 4’üncü çeyreğinde olduğu gibi yavaşlamanın devam edeceği öngörülüyor. Sektörün ancak 4’üncü aydan itibaren pozitif yönde seyretmesi bekleniyor. Durumu kısaca özetlemek gerekirse;
- Talep azalıyor. Bu durum şirket performanslarına ve cirolara yansıyor.
- 2023 cirosundaki düşüşün sınırlı olması bekleniyor. * Yüksek belirsizliğe bağlı olarak 2024’te de durgunluk devam edecek.
- Enerji ve hammadde maliyetleri kontrol edilebilir seviyeye yaklaşıyor.
- Rekabet koşullarındaki zorlaşma sürüyor.
- 2023 beklenenden daha az sancısız geçerken, 2024 için devam eden negatif görünüm temkinli olmayı gerekli kılıyor.
Hedef, makine sektöründeki ithal girdisini azaltmak olmalı
Sektörün doğrudan ilişkili olduğu endüstrilerin başında gelen makine sanayisindeki rakamlara baktığımızda ise şöyle bir tablo görüyoruz: Türkiye, 2022 yılında 25,5 milyar dolarlık makine ihraç ederken 38 milyar dolarlık da ithalat yaptı. İthalat-ihracat dengesi tabloya negatif olarak yansıdı. İhraç ettiğimiz makinelerin ithal girdisi yüzde 60-65 arasında. Uzmanlara göre önceliğimiz, makine alt parçalarını ve makineleri üretmeye yönelmek olmalıdır. Burada öncelik, kalitesiz ve makinelerimize katma değer sağlamayan ürünlerin ithalatını düşürmektir. Nihai hedefimiz, makine alt parçalarını üreten, iç piyasanın ihtiyacını karşılayan ve ihracat yapan üreticilere desteklemek olmalıdır. Sektör temsilcilerinin en büyük beklentilerinden biri de KDV alacaklarının iade edilememesi ya da mahsup edilememesi. Bu durum ihracat yapan sektör firmalarının nakit akışlarını bozmaktadır. Bu konuda, 2024 yılında reel çözümlerin sağlanması sektör paydaşlarının en büyük beklentisidir.
Sektör dünyada istikrarlı şekilde büyüyor
Hidrolik -pnömatik sektörünün serüveni, Endüstri 2.0 çağı ile başladı. Makinelerin hayatımıza girdiği günden beri varlığını sürdüren sektörün rakamlarında da marjinal değişimler gözlemlenmiyor. Sektörün uzmanları, rakamların 100 yılı aşkın süredir istikrarlı bir grafik çizdiğini belirtiyor. Türkiye’deki hidrolik-pnömatik rakamlarının yukarı doğru güçlü sıçraması için 2 seçenek var. Ya yerli makine sektörünün küresel pazardan aldığı pay hızlı şekilde artacak ya da iç pazardaki hidrolik ve pnömatik talebinin tamamı yerli üreticiler tarafından karşılanacak. Her iki ihtimal de çok olası görünmediğinden sektörün rutin akışında da kısa ve orta vadede bir değişiklik beklenmiyor.