FİKRİ CİNOKUR / ANTALYA
Geçen yıl 61 milyon turist ve 60 milyar dolar gelir hedefini başarıyla gerçekleştiren Türkiye, 2025 turizm sezonuna döviz bazında yüzde 6-15 arası fiyat artış ile başladı. Ancak, döviz kurlarının baskılanması, maliyetlerin artması, Avrupa’daki ekonomik durgunluk ile ABD’nin Rusya’ya ambargo yaptırımlarını sertleştirmek istemesi turizm sektöründe tedirginlik yarattı.
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Saatçioğlu, başta Antalya olmak üzere Türk turizminin hem iç hem de dış pazarlardaki hareketliliğiyle sezona umutlu başlangıç yaptığını söyledi.
Avrupa ve Rusya’dan erken rezervasyonların sezona güçlü bir şekilde başlayacağını düşündüğünü belirten Saatçioğlu, “Turizm sektör temsilcileri Londra’daki fuarda erken rezervasyonlarla ilgili olumlu dönüşler alarak geri döndü. Umarız aynı yoğunluk özellikle Avrupa’daki ekonomik durgunluğa rağmen 2025 sezonunda da devam eder” dedi.
Almanlar tatillerinden vazgeçmeyerek yine Türkiye’yi tercih edeceklerini belirten Saatçioğlu, “İlk verileri mart ayında Berlin Turizm Fuarında (ITB) almayı bekliyoruz. Rusya pazarında ise savaşa rağmen her yıl çift haneli büyüme kaydettik. Bu yıl da Rusya pazarında güzel rezervasyonlar alacağımızı düşünüyoruz. Ancak rakiplerimiz her geçen gün daha da güçleniyor ve Türkiye’deki pahalılıktan dolayı avantajlı hale geliyorlar.” şeklinde konuştu.
Rusya pazarında yüzde 10 artış bekleniyor
Döviz kurunda baskılanma ve maliyet artışları ile rakip ülkelerin güçlenmesinin özellikle Rusya pazarında sıkıntı yaratabileceğine dikkat çeken Saatçioğlu, şunları kaydetti: “Genel olarak erken rezervasyon oranlarında geçtiğimiz yıla göre Rusya pazarında yaklaşık yüzde 10’luk bir artış beklemekteyiz. Antalya’da, 2025 sezonuna otelciler genel olarak fiyatlarını döviz bazlı yüzde 6-8 oranında artırarak giriş yaptı. Halen rekabetçi bir durumdayız, ancak kurun baskılı seyretmesi turizmcileri ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakabilir gibi görünüyor.”
“Tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini artırmalıyız”
Saatçioğlu, sezonun başarılı geçmesi için şu önerilerde bulundu: “Dijital rezervasyon platformlarını ve veri analiz araçlarını daha etkin kullanarak müşteri deneyimini artırmalıyız. Sadece fiyat rekabetine odaklanmak yerine, kaliteyi ön planda tutarak turistlerin Türkiye’yi tekrar tercih etmesini sağlamalıyız. Avrupa ve Rusya pazarı yanı sıra, Orta Doğu, Asya ve Amerika kıtasındaki potansiyel pazarlara yönelik tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini artırmalıyız. Çevre dostu ve sürdürülebilir uygulamalara önem vererek uluslararası standartları yakalamalıyız. En önemlisi, eğitim ve insan kaynağına yatırım yaparak, nitelikli personel yetiştirmeye devam etmeliyiz.’’
Turizmi bekleyen riskler
NBK Turizm Genel Müdürü ve Antalya Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz da kısa vadede Antalya turizmini, personel, trafik, iklim değişikliği, orman yangınları ile rakip ülkelerle rekabet ve döviz kurları- maliyet artışlarından kaynaklanan riskler taşıdığını söyledi. Yavuz, şöyle konuştu: “Antalya’nın sıcak ve kuru Akdeniz iklimi, turizm sezonunun uzun olması açısından avantaj sağlamaktadır. Ancak, iklim değişikliği nedeniyle yaşanan ekstrem hava olayları, turizmi olumsuz etkileyebilir. Olası orman yangınları riskinin artarak devam etmesi, hem turistler için güvenlik kaygısı yaratabilir hem de bölgenin doğal güzelliklerini tehdit edebilir. Antalya’nın kıyı şeridindeki oteller ve plajlar, deniz seviyesindeki yükselme nedeniyle zarar görebilir. Bu sahil şeridinde yeniden yapılanma maliyetlerini artırabilir.”
Antalya yoğun rekabet içinde
Türkiye’nin turizm lokomotifi Antalya’nın Akdeniz çanağındaki diğer destinasyonlarla sürekli rekabet içinde olduğuna dikkat çeken Yavuz ise şunları kaydetti: “Yunanistan, Girit, Rodos ve Santorini gibi destinasyonlar, butik otel konsepti ve sürdürülebilir turizm politikaları ile dikkat çekiyor. Yunanistan, lüks segmentte güçlü bir alternatif olarak Antalya ile rekabet etmektedir. İspanya, Mallorca, Kanarya Adaları ve İbiza kültürel miraslarını koruyarak ve deneyim odaklı turizm hizmetleri sunarak Avrupa pazarında güçlü bir konumdadır. Mısır ve Tunus, uygun fiyatlı tatil seçenekleri ile Antalya’nın orta gelirli turist pazarını tehdit etmektedir.”’
Avrupa ekonomisinde belirsizlik
Döviz kurundaki durum nedeniyle geliri döviz kuruna, gideri ise TL’ye endeksli sektörün artan maliyetlerle baş etmesinin mümkün görünmediğini anlatan Recep Yavuz, şöyle konuştu: “Yerinde sayan kur durgunluğu 2025’te turizm işletmelerinin en büyük zorluğu olacaktır. Avrupa’nın ekonomik belirsizliği sürüyor. Avrupa ülkelerinin ekonomileri kötü sinyaller vermeye başladı. AB’nin baş aktörü Almanya yılın hemen başında bir seçim yaşayarak Aşırı Sağ ile ilgili tutumunu belirleyecek. Ocak sonundaki yeni Amerika hükümetinin tavrı ise en büyük merak konusu. Avrupa biraz endişeli ve huzursuz. Özellikle Antalya’nın en önemli turizm pazarı olan Avrupa’da yaşanabilecek ekonomik krizler, turist sayısında azalmaya neden olabilir. Rusya ise tam bir muamma.’’
Maliyet artışları devam ediyor
Passo turizm şirketi sahibi ve TÜRSAB Başkan Başdanışmanı Hamit Kuk da turizm sektörünün 2025 yılına döviz bazında fiyatların yüzde 10-25 arası artışla başladığını belirterek maliyetlerin artmaya devam ettiğini vurguladı.
Sektörde 2025 sezonuyla ilgili ‘belirsiz bir iyimserlik’ hâkim olduğunu anlatan Kuk, şunları söyledi: “Yüksek enflasyondan kaynaklı maliyet artışları devam ediyor. Döviz kurları mevcut ekonomik parametrelerle uyumlu değil. Bu hedef pazarlarda rekabeti daraltıyor. Avrupa’da ekonomik daralma sürüyor. Talepteki durgunluk, yüksek ücretler, azalan rekabet gücü ve pandemiden kalan kredilerin geri ödemesi Avrupa’daki şirketleri zorluyor. Almanya’da iflas başvurusunda bulunan şirket sayısı 20 binin üzerindedir. Artan işsizlikle birlikte daralan bütçeler tüketiciyi yeni tedbirler almaya iterken destinasyonlar arası rekabet kızışacak. Rusya’ya uygulanan ambargolara yenilerinin eklenmesi başka bir sorun. Mısır, Tunus, gibi ucuz destinasyonların atağa kalkması, Suudi Arabistan ve BAE gibi pazarların nitelikli turistlere cazip geliyor. Birçok parametrenin etkisinde kalan turizm sektörü için 2025 yılı hiç de kolay olmayacak.”