Merve YİĞİTCAN
Kimya, plastik, ağaç işleri gibi yangın riski yüksek sektörler sigorta yapılmayan fabrikaların sayısındaki artış sanayicilerle sigortacıları karşı karşıya getirdi. İlgili sektörlerdeki sanayiciler, sigorta şirketlerinin özellikle son iki yılda hiç risk almak istemediğini, riski yüksek fabrikaları sigortalamadıklarını ileri sürerken, sigorta acenteleri tarafında da reasürans kapasitesinin düşürüldüğü yönünde görüş birliği var. Sigorta şirketleri ise ‘riskten kaçıldığı’ yönündeki eleştirileri kabul etmezken, her sektörde sigorta işlemlerinin koşullar yerine getirildiği takdirde yapıldığını belirtiyor.
Bahar: Hiçbir gerekçe göstermiyorlar
EKONOMİ gazetesine konuşan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATS0) Başkanı Ali Bahar, bazı fabrikaların sigorta şirketleri tarafından ziyaret dahi edilmeden sigorta başvurularının reddedildiğini, bu durumun son 1 yılda giderek arttığını söylerken, “Bu durum artık sanayi şirketlerimizin boyunlarında giyotin olmaya başladı” benzetmesini yaptı. Kimya, plastik, boya, gübre ve ahşap işlerine yönelik fabrikaların büyük çoğunluğunun bu sorundan mustarip olduğunu ileri süren Bahar, “Sigortacılar hiçbir gerekçe göstermiyorlar. Sadece sektör nedeniyle riskli bulduklarını belirtiyorlar. Oysa risk primini yükseltebilirler ya da farklı önlemler alabilirler ama yapmıyorlar” dedi. İşyerinin sigortalanmamasının çok büyük riskleri olduğunu anlatan Bahar, ayrıca bankaların sigortalanmayan gayrimenkullerin ipotek gösterilememesi nedeniyle, bankalardan kredi de çekilemediğini dile getirdi. “Asıl büyük sıkıntı bu” diyen Bahar, “Zaten finansman bulmak çok zor… Bir de sanayici elindeki fabrikayı ipotek gösteremiyor böyle olunca, kredi kullanamıyor. Burada istihdam, üretim ve iş kaybı söz konusu. Aynı zamanda hakkaniyetsiz bir tutum var. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu konuya müdahale etmesini istiyoruz. Sanayicilerimizin şikayetleri artmış durumda” diye konuştu.
Eroğlu: İstatistik biliminden uzak bir tutum var
Şikayetlerin en yoğun yaşandığı sektörlerin başında plastik geliyor. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, Bahar’ın iddialarını desteklerken, bu konuyla ilgili geçmiş yıllarda da benzer şikayetler olduğunu, 2013 yılında Rekabet Kurumu’na başvurduklarını, ancak o dönem sonuç alamadıklarını hatırlattı. Eroğlu, “Sigortanın mantığı riskleri belli bir havuzda tutmak, bunları ölçümlemek, buna göre de prim karşılığı havuzda toplanan para ile teminat altına almak… Ama sigorta şirketleri ‘Risksizi alayım havuza koyayım, risk varsa almayayım’ şeklinde tutumda. Oysa ekonominin dönüşümü için finansman nasıl önemliyse, sigorta da önemli.
Sigorta yaptırılmamış bir şekilde yatırımlarımızı tutamayız” dedi. Sigorta şirketlerinin risk eksperlerinin istatistik biliminden uzak olduklarını da iddia eden Eroğlu, “Eksperler genel kanaatle hareket ediyor. Kamuoyunda hep plastik geri dönüşüm tesislerinin yandığı haberleri öne çıkar. Biz de araştırdık, gerçekten bu kadar yanıyor mu tesislerimiz ve diğer sektörlere yangın oranı ne kadar diye. Çeşitli belediyelerin itfaiyelerinden aldığımız bilgilerle rapor hazırlattık. 2019-2020 yıllarına ilişkin raporda sektörümüz bu konuda 4’üncü sırada. Ama eksper bu istatistiğe göre hareket etmiyor. Nasıl BDDK bankaları denetliyorsa, sigorta şirketlerinin de çok iyi denetlenmesi lazım. Bu kurumların etkinliğini sorguluyoruz, bilimsel çalıştıklarına dair şüphelerim var” diye konuştu.
Develioğlu: Şartlar ağırlaştı, maliyet arttı
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Mehmet Develioğlu aynı zamanda kağıt ambalaj sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösteriyor. Sigorta şirketlerinin özellikle kağıt depolarını sigortalama noktasında hem koşulları zorlaştırdığını hem de fiyatları artırdığına dikkat çeken Develioğlu, “Sigorta şirketleri risk almaktan kaçınıyorlar. Daha önce aynı koşullarda sigortaladıkları tesisleri şimdi sigortalamak istemiyorlar. Çeşitli yangın önleme yatırımları talep ediyorlar. Tabii bunlar da maliyetli yatırımlar. Ancak bu önlemler alınınca da sigorta yapıyorlar. Burada sektörün menfaatine olan bir durum da söz konusu olabiliyor. Ancak şartların zorlaştığı doğru” diye konuştu.
Türkiye’deki reasürans kapasitesi yüzde 25 civarında düşürüldü
Sanayi tesislerinin sigortalanmamasına yönelik konu İTO’nun ocak ayı meclis toplantısında da gündeme geldi. Aynı zamanda TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) Başkanı olan Levent Korkut, sektörün reasürans kapasitesinin daraldığını, bu nedenle bazı sektörlerde sigorta sorunlarının yaşandığını ifade etti. EKONOMİ gazetesine de konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Korkut, enfl asyon ve döviz kurunda son iki yılda yaşanan yükselişin ve son beş ayda yoğunlaşan yangın hasarlarının gerek Türkiye’deki reasürans ve sigorta şirketleri gerekse de yurtdışındaki reasürans brokerleri tarafından dikkatle izlendiğini söyledi. Bunun neticesi olarak SwissRe ve birçok şirketin Türkiye’deki reasürans kapasitelerini yüzde 25 civarında aşağı çektiğini iddia eden Korkut, “Bu da sektöre bir daralma getirdi. Aslında sadece Türkiye ile ilgili değil pandemi ile tüm dünyada bir reasürans daralması söz konusu. Bu nedenle 2020-2021 yıllarında başlayan daha dikkatli risk seçim işi 2022’de çok öne çıktı. Yangın önlemleriyle ilgili koşullar çok artırıldı. Bu konuda sektördeki üç büyük şirket yangınla ilgili sanayi rizikolarının hemen hemen hepsinden çıktı. Ardından bunlara 5-6 orta ölçekli şirket de eklenince kapasite daraldı. Şu an çoğu risk sigorta edilmiyor” diye konuştu.
“DASK havuzu değerlendirilebilir”
Özel Riskler Yönetim Merkezi’nde bu konuyla ilgili ciddi altyapı hazırlıkları olduğunu dile getiren Korkut, “Şu an sigortalamasında ciddi sıkıntılar yaşanan bu tesisler aynı zamanda ülkemizin zenginliği, mal varlığı… Çok büyük ihracatçı sektörlerden bahsediyoruz. Bunların sigortasız kalması yarın telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. ‘Bundan ben çıkıyorum, yapmıyorum’ demek çözüm değil. DASK havuzundaki reasürans kapasitesinin bunlar için kullanılması belki bir formül olabilir” ifadelerini kullandı.