Yeşil dönüşüm özellikle Avrupa ülkelerinin öncelikli gündemi konumunda. İklim Kriziyle mücadele etmek için Avrupa Birliği’nin yaptığı önemli bir çalışma olan Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın etkileri tüm sektörlerde hissedilmeye başlandı. Buna göre, Avrupa kıtasında Karbon emisyonlarının 2030 yılına kadar yüzde 55 azaltılması, 2050’de ise nötrlenmesi hedefleniyor. AB ülkelerinde ulaşımda şu anda 95 gram olan, ancak 2030 yılına kadar 47, 2035 yılına kadar ise 0’a düşürülecek olan kilometre başına karbon emisyonu standardı için benzinli ve dizel araçların aşamalı olarak kaldırılması planlanıyor. Türkiye otomotiv endüstrisi de Avrupa pazarıyla yakın ilişkileri olan bir sektör olarak gerek AB, gerek BM, gerekse diğer kuruluşlar ve ülkelerin yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlikle ilgili çalışmalarını yakından takip ediyor.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, sektörün ‘0’ karbon hedefleriyle uyumlu olarak elektrikli, otonom, paylaşımlı araç teknolojilerinin giderek yaygınlaştığına işaret etti. Otomobillerin araç olmaktan çıkıp teknolojik bir platforma dönüştüğü bu dönemde bu teknolojik platformun bir özelliğinin de çevreye duyarlılık olmasına dikkat edildiğini belirten Çelik, tüketici tercihlerinin de bu yönde değişmeye başladığını vurguladı.
Değişen araç yapıları ile birlikte, ana sanayiinin ihtiyaç duyduğu aksam ve parçalarda da değişim yaşandığına dikkat çeken Baran Çelik, “Gerekli dönüşümü gerçekleştiremezsek, sanayimizin rekabetçiliğinde önemi çok büyük olan yüksek yerlilik oranları düşme riski ile karşı karşıya kalabilir. Bu durumun sektörün katma değerini düşürmesini engellemek, en önemli pazarımız olan Avrupa pazarını kaybetmemek ve otomotiv endüstrimizin rekabet gücünü koruyabilmek için yeni teknolojilere ve elektrikli araçlara yatırım yapmamız çok önemli” dedi.
Elektrikli araçların pazar payı büyüyor
Elektrikli araçların pazar payının bu yılın Ocak-Eylül döneminde yüzde 6’ya yükseldiğine dikkati çeken Çelik, birkaç yıl içinde AB’deki yüzde 15 oranına ulaşılabileceğini söyledi. Türkiye’nin elektrikli araç yatırımları açısından daha cazip hale getirilebileceğini kaydeden Baran Çelik, “Hali hazırda ülkemizde üretim yapan OEM’ler AB’deki talep doğrultusunda hibrit ve elektrikli araç yatırımlarına yöneldiler. Tedarik endüstrimiz de bu doğrultuda dönüşecektir” dedi. Baran Çelik, OİB-TAYSAD-OSD iş birliğinde 2-3 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirecekleri IAEC-Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı’nda da Elektrikli Araçlar ve Yeni Yakıt Teknolojileri, Otomotivde Siber Güvenlik ve Bağlanabilirlik, Sanayinin Karbonsuzlaştırılması, Otonom Araçlar, Döngüsel Ekonomi ve Akıllı Üretim Teknolojileri gibi konu başlıklarının ele alınacağını aktardı.
Türkiye otomotiv sektörü sürdürülebilirlik eylem planı’nı hazırladı
Otomotivin dönüşümüne yön veren en önemli unsurlardan birinin çevreye duyarlılık olduğunun altını çizen Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Biz de bu kapsamda çalışmalar yürütüyoruz. Bunlardan biri ‘Türkiye Otomotiv Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı’. Çatı kuruluşumuz Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Sürdürülebilirlik Eylem Planı hedefl eri kapsamında hazırlanan eylem planı, sektör temsilcilerinin görüşleri alınarak uzun bir süreçte, kapsayıcı ve hedef odaklı bir şekilde hazırlandı” diye konuştu. Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’na (OGTY) da değinen Çelik, sektörde girişimci projelerin ödüllendirildiğini, bu yıl temanın ‘Sürdürülebilirlik’ olduğunu hatırlattı.