TECDELİOĞLU: YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ ŞART
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu, iş dünyasının beklentisinin öncelikle finansmana erişim olduğunu kaydederek, bunun yanında kur politikasının da enflasyonla paralel gitmesini beklediklerini söyledi. Yatırım iştahının tekrardan artırılması gerektiğini savunan Tecdelioğlu, yatırım ortamını iyileştirecek sektörel bazlı teşvik politikalarına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Seçimlerin sonuçlanmasıyla 5 yıllık yeni bir sayfanın açıldığını aktaran Tecdelioğlu, “Türkiye’nin önünde ciddi fırsatlar olduğuna inanıyoruz. Yeni açılan sayfada üretime, sanayiye dönük oluşturulacak politikalarla bu fırsatları değerlendirebiliriz” ifadelerini kullandı.
PELİSTER: ENFLASYON/KUR MAKASI DARALTILMALI
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister de Tecdelioğlu gibi finansmana erişim sorununa dikkat çekti. EKONOMİ’nin sorularını yanıtlayan Pelister, kimya sektörü olarak yeni ekonomi yönetiminden adım atılmasını bekledikleri başlıkları, ‘enflasyon/kur makasının daraltılması’, ‘enflasyon/faiz dengesinin sağlanması’ ile finansmana ulaşım şeklinde sıraladı.
FAYAT: FAİZ SORUNU ÇÖZÜM BEKLİYOR
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat da finansmana erişimi önceliklendiren isimlerden biri… Finansmana erişim sorununa dikkat çeken Fayat, ikinci en önemli konunun kur baskısının ortadan kalkarak reel bir kurun ortaya çıkması olduğunu kaydetti. Faiz konusunun da çözüme kavuşması gereken bir diğer sorun olduğuna işaret eden Fayat, “Faizde seçim öncesi ciddi bir belirsizlik yaşandı. Bankaların kredi vermemesi bu belirsizliği artırdı. Net ihracatçılar bir miktar da olsa uygun koşullu TL reeskont kredisi kullanabilirken, birçok firma işletme kredisi kullanmakta ciddi güçlüklerle karşılaştı. Yüzde 40-50’leri bulan oranlar çıktı karşılarına. Politika faizi yüzde 8,5 olsa da bu oranlar sürdürülebilir değil” diye konuştu. Bu üç konunun tüm iş dünyasının beklentisi olduğunu vurgulayan Fayat, ortadoks politikalara yumuşak bir geçiş beklediğini sözlerine ekledi.
BUZBAŞ: BELİRSİZLİKLERİN ORTADAN KALKMASI GEREKİYOR
TOBB Gıda Sanayi Meclis Başkanı Necdet Buzbaş, gıda sektöründe birçok işverenin seçim sonuçlarına odaklandığı için yatırımlarını ertelediklerini hatırlatarak, sektörde bir yatırım iştahının söz konusu olduğunu, dolayısıyla sektör olarak beklentilerinin yeni bir ekonomik programla büyümeyi teşvik eden yatırımların teşvik edildiği bir düzen tesis edilmesi olduğunu söyledi. Bu noktada doların gerçek değerini bulmasının önemine dikkat çeken Buzbaş, “Çünkü yatırımlar, hesaplar ve maliyetler buna göre yapılıyor. Dolayısıyla belirsizliklerin ortadan kalkması gerekiyor. İkinci olarak da gıda sanayi için özellikle enflasyona bağlı olarak, tarımda radikal değişimle birlikte gıda enflasyonunun aşağı çekilmesi öncelikli hedef olmalı” ifadelerini kullandı.
KARADENİZ: ÖNGÖRÜLEBİLİRLİĞİN SAĞLANMASI ÖNEMLİ
PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz ise üretimi önceleyen bir politika setinin benimsenmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın ancak üretimle mümkün olduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğine işaret ederek, yeni dönemde finansmana erişim kanallarının genişletilmesi ve finansman maliyetinin düşürülmesini beklediklerini ifade etti. Karadeniz, ayrıca mevzuat düzenlemelerinin zamana yayılarak öngörülebilirliğin sağlanmasının önemine işaret edildi.
ÇALIŞKAN: EĞİTİM SİSTEMİNDE REVİZYONA GİDİLMELİ
Piyasaların uzun bir süredir seçimi beklediğini söyleyen MODOKO Başkanı Koray Çalışkan, “Ancak seçimin ikinci tura kalması belirsizliği daha da büyüttü. Zaten her yaz durağan bir ekonomiden bahsediyoruz. Seçimin bir an önce netleşmesiyle piyasalar rahat bir nefes alacak. Öncelikle kim kazanırsa kazansın mobilya sektörü olarak ekonominin düzelmesi için denk bütçe istiyoruz. Çünkü finansmana erişim sorunumuz bulunuyor. Her sektörde olduğu gibi mobilya sektöründe de kalifiye eleman sorunu giderek büyüyor. Rakiplerimizle mücadele edecek hızlı ve kaliteli üretim gücüne sahibiz. Ancak mavi yakalı beyaz yakalıdan çok daha fazla ücret alabilecekken sektörümüzde çalışacak insanları bulmakta zorlanıyoruz. Sanayicinin taleplerine yönelik eğitim sisteminde revizyona gidilmeli. En önemlisi de ihracatın hızlanması için kurun değerine gelmesi gerekiyor. Kur farkı bizi rakiplerimiz karşısında dezavantaja düşürüyor” diye konuştu.
KUMOVA: KONUT ARZININ ARTIRILMASI SAĞLANABİLİR
Dernek olarak seçim sonrası önceliklerinin güvenli konut ihtiyacının karşılanmasında çözüme katkı sağlamak olduğunu kaydeden KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova, bu noktada 3 temel konuya dikkat çekti. Artan kira ve konut fiyatları nedeniyle barınmanın da bir diğer problemi oluşturduğuna değinen Kumova, şunları söyledi: “Enflasyon rakamlarının çok üzerinde kira artışına gitmek yalnızca bireylere değil ülke ekonomisine de çarpan etkisiyle zarar vermekte. Bu fahiş artışa arz-talep dengesizliği değil, bireysel hareketlerin toplu bir harekete dönüşmesi neden olmuştur. Burada en hızlı çözüm arzın biraz artırılması ile sağlanabilir.” Bir diğer çözüme kavuşması gereken konu olarak hem tüketici hem de üretici açısından arazi geliştirme ve finansmanı işaret eden Kumova, “Sektörün önünün açılması ise kredi ikliminin yumuşaması ile mümkün olacak. Yeni finansman enstrümanlarına da ihtiyaç var tabii ki. Konut satış fiyatlarının maliyet artışı nedeni ile çok yükselmiş olması ve mortage kullanarak konut alım oranının yüzde 45’lerden yüzde 25’lere düşmesi önümüzdeki dönemin en önemli tehditlerinden biri olabilir. Uygun koşullu krediye erişim artırıldığında satışlarda daha çok hareketlilik görmemiz mümkün olacak” dedi.