Aysel YÜCEL
İsrail ile Hamas güçleri arasında 10’uncu günü geride bırakan çatışmalarda insani dramın boyutu her geçen gün artarken, savaş halinin ticarete etkisi de giderek büyüyor. Filistin’e yönelik mal hareketinin tamamen durduğu belirtilirken, İsrail’e yapılan ihracat taşımalarında da yük miktarının yüzde 50’den fazla azaldığı ifade ediliyor.
Türkiye’nin savaşın tarafları olan Filistin ve İsrail ile yıllık 9 milyar dolara yaklaşan dış ticaretinin yüzde 90’dan fazlası denizyoluyla taşınıyor. Havayolunun da çok az bir payı bulunuyor. Filistin’e giden ya da o ülkeden çıkan yükler için de İsrail limanları kullanılıyor. Diğer yandan, İsrail’in önemli limanlarından Hayfa, Uzakdoğu’dan Avrupa’ya ve Türkiye’ye gelen ya da Türkiye’den giden yükler için aktarma limanı konumunda.
Çatışmaların başladığı ilk günlerde EKONOMİ’ye konuşan denizcilik sektörü temsilcileri, Doğu Akdeniz’deki sıcak gelişmelerin Türkiye’nin bölgeye yönelik dış ticaretini olumsuz etkileyebileceğinin sinyallerini vermişti. Bu konuda güncel gelişmeleri sorduğumuz Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Denizyolu Çalışma Grubu Başkanı Cihan Özkal, İsrail’deki bazı alıcılara ulaşılamadığı için birçok ihracatçının bu ülkeye mal göndermeyi durdurduğunu aktardı.
İsrail’e yıllık yaklaşık 140 uğrak yapan yerli armatörlük şirketi Medkon’un Genel Müdürü Mahmut Işık, tehlikeli madde taşıyan gemiler hariç İsrail limanlarına seferlerin devam ettiğini, ancak giden yük miktarında ciddi düşüşler olduğunu söyledi.
Mahmut Işık, “Filistin’e yönelik mal hareketi tamamen durdu diyebiliriz. Çünkü Filistin yüklerini çekecek kimse yok. İsrail’e yönelik taşımalarda ise yük miktarı yüzde 50’den fazla düştü” diye konuştu.
MSC Gemi Acenteliği A.Ş Genel Müdürü Barış Dilek de ihracatçıların riskten kaçındığı için Filistin’e mal göndermek istemediğini söyledi. Dilek, “İsrail taşımalarında da sadece alıcılarına ulaşıldığı takdirde yükleme yapılıyor. Kimse risk almak istemiyor” dedi.
Rif Line Türkiye Genel Müdürü Mehmet Serkan Erdem de İsrail seferlerinin devam ettiğini ancak limanlarda kontrollerin artmasına paralel alıcıların limanlardaki demuraj ücretinden korunmak için fazla süre talep ettiğini söyledi. Erdem, İsrail’e yönelik taşımalarda çok büyük düşüş beklediklerini ifade etti.
Savaş nedeniyle THY ve Pegasus’un da aralarında olduğu birçok havayolu şirketi de İsrail’e taşımaları durdurmuştu.
Türkiye’nin İsrail ve Filistin ile gerçekleştirdiği yıllık dış ticaretin toplam değeri 9 milyar dolara yaklaşıyor. Bu rakamın büyük bir kısmını İsrail’e yapılan ihracat oluşturuyor. 2022 yılında Türkiye’den İsrail’e yaklaşık 6,8 milyar dolarlık ihracat geçekleştirilirken, bu ülkeden Türkiye’ye 2,1 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Geçen yıl Türkiye’den Filistin’e yapılan ihracat 120,3 milyon dolar olurken, bu ülkeden yapılan ithalat ise yaklaşık 11 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Tehlikeli madde taşıyan gemilere sefer yasağı
Tehlikeli madde taşıyan gemilerin Hayfa ve Aşdot limanlarına yanaşması yasaklandı. Bazı armatörler, bu malları farklı limanlara yönlendirmeye çalışıyor. Bazıları ise yükü çıkış yaptıkları limana geri boşaltmak üzerinde çalışıyor. Maersk, müşterilerine konuyla ilgili “Maersk İzmir ve Pan GG gemileriyle Hayfa’ya giden tehlikeli mal rezervasyonları hafta sonu normal şekilde teslim edildi, ancak kabuller artık durdurulacak. Aşdod Limanı’nda belirli kalemler için tehlikeli mal kısıtlamaları uygulanıyor. Seçenekleri görüşmek için durumdan etkilenen müşterilere doğrudan ulaşacağız”açıklamasını yaptı.
Navluna ‘risk primi’ zammı
Savaş, İsrail limanlarına yapılan taşımalarda navlunu da yukarı çekti. Sektör yetkilileri, İsrail hattında hizmet veren armatörlerin savaş risk primi uygulaması başlattığını söyledi. Armatörlerin konteyner başına yük sahibinden 50 ila 100 dolar arası savaş risk primi almaya başladığı belirtiliyor. ZIM bu primi ilk almaya başlayan firmalardan biri oldu. Yerli armatörlerin de navluna bu farkı yansıtmaya hazırlandığı öğrenildi.