ALİ ŞAHİN
Arkasına 20 yıllık sektör tecrübesini alarak 2016 yılından bu yana uluslararası ul alanında faaliyetler yürüten Logex Lojistik, uluslararası komple ve grupaj taşımacılık, uluslararası express taşımacılık, uluslararası ağır ve gabari dışı proje, makine ve tesis taşımaları, multi modal taşımacılık çözümleri ile müşteri odaklı analitik çözümler sunmaya devam ediyor. Müşterilerine ayrıca 3rd PL + 4th PL Lojistik, İleri Depolama Süreçleri, Kalite Kontrol Hizmeti, Tamir ve Bakım Hizmeti, Elleçleme ve Ayıklama Hizmeti gibi ileri seviye tedarik zinciri çözümleri de sunan Logex Avrupa’daki büyümesini de ivmelendirdi. Halihazırda Türkiye’nin dışında Almanya, İtalya ve İspanya’da kendilerine ait depolarının olduğunu belirten Logex Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yamankaradeniz, “Avrupa genelinde taşımacılık yaptığımız her noktada acentelerimiz bulunuyor. Ayrıca 3 ülkedeki depolarımızın yanı sıra Çekya’da da bir şirketimiz mevcut. Almanya, İtalya ve İspanya’da da şirketleşerek ihracat süreçlerini müşterilerimiz adına kolaylaştırıyoruz. Depolarımızda elleçleme, kalite kontrol gibi tüm operasyonları yapabiliyoruz. Bu da bize önemli bir avantaj kazandırıyor” dedi.
“Üçüncü parti lojistik hizmetleri sunuyoruz”
Avrupa’ya 48 saatte hızlı teslimat yaptıklarını da hatırlatan Yamankaradeniz, “Dünyanın önemli OEM’leri ile çalışıyoruz. Sunduğumuz üçüncü parti lojistik hizmetleri bizi sektörde farklılaştırıyor. Bursa gümrüklerinden çıkış ve direkt varış yapan ender firmalardan biriyiz. Bu da firmalar adına hem maliyet hem de zamandan kazanç sağlıyor. Otomotiv, tekstil, makina sektörleri ağırlıklı çalıştığımız sektörler. İşimizin yüzde 80’ini parsiyel, yüzde 20’sini ise komple taşımacılık oluşturuyor. İhracat ve ithalatı birlikte düşünmek gerektiğine inanıyoruz. İthal edilen ham ya da yarı mamul maddenin işlenerek yüksek katma değerli olarak ihraç edilmesi gerekiyor. Türkiye’den ihracata katkı sunduğumuz gibi Avrupa’dan ithal edilecek malzemeleri de toplayıp Avrupa’dan çıkış yaparak Bursa’ya getiriyoruz. Yaptığımız teknoloji yatırımları ile tüm operasyonu bulut üzerinden mekan bağımsız yönetebiliyoruz. Şu aşamada operasyonda tamamı AB normlarına uygun 75 araçlık bir filo ile operasyonu yönetiyoruz” dedi.
“Ucuz kredi ya da teşviklerden faydalanamıyoruz”
Sektörde önemli bir rekabet problemi olduğunu belirten Yamankaradeniz, “Avrupa’da olmayan birçok uygulama ne yazık ki ülkemizde mevcut. Bu da bazı firmaların rekabet kurallarının dışına çıkmasına neden oluyor. Biz tamamen ihracat ve ithalata hizmet eden bir firmayız ve araçlarımıza hem trafik sigortası hem de yeşil kart sigortası yaptırıyoruz. Bu da doğal olarak maliyetlerimize ekleniyor. Ayrıca kullandığımız araçlar yatırım malı kapsamında değil. Örneğin, üretim yapan makine sahibi firmalar makineleri için devlete vergi vermiyor ama biz her araç için MTV ödüyoruz. Avrupa’ya ihracatı sağlarken Euro6 ve üzeri normlardaki araçların kullanılması gerekiyor. Bu da sektördeki birçok firmanın araç parkının genç tutması demek. Ama bu yatırımı yaparken imalat sanayii gibi Eximbank kredilerinden ya da bir teşvikten yararlanamıyoruz” diye konuştu. Lojistik sektörü içindeki bir diğer önemli konunun büyük şirketlerin birçoğunun yabancı sermayeli firmalara satılmaya başlaması olduğunu ifade eden Yamankaradeniz, şöyle devam etti: “Bazı yerli firmaların da görüşmeleri devam ediyor. Lojistik ülkelerin dış ticaret süreci için stratejik bir sektör. Yerli lojistik firmaların faaliyeti önem arz ediyor. Ayrıca, sektör olarak uygun şoför bulma ve şoför vizeleri konusunda da ciddi sıkıntı yaşıyor” diye konuştu.
Lojistik merkez yatırımı için somut adım bekliyor
Bursa’nın en önemli eksikliklerinden biri olan lojistik merkezi ihtiyacı konusunda henüz somut bir girişimde bulunulmadığını dile getiren Yamankaradeniz, “Lojistik üssünün kurulması ve bu üssün demir yolu ile limanlara bağlanması şehrin geleceği için çok önemli. Bursa önemli bir üretim merkezi ve lojistik lisansı olan herkese yetecek kadar iş var. Ama verimlilik konusunda doğru adımlar henüz atılmadı” dedi.