Aysel YÜCEL
Türkiye’de bu yıl 35. yılını kutlayan ABD’li hava kargo devi UPS, büyüyen e-ihracat potansiyeline odaklandı. EKONOMİ gazetesine konuşan UPS Türkiye Ülke Müdürü Engin Kolat, küresel tedarik zincirinde rolü artan ve lojistik altyapısı giderek güçlenen Türkiye’nin önünde çok fazla fırsat olduğunu vurguladı. Kolat, özellikle KOBİ pazarında büyük potansiyel olduğuna işaret ederek, “E-ihracat büyüyor. Ancak yine de Türkiye’de şu anda ihracat yapan KOBİ’lerin payı yüzde 3 bile değil. Burada büyük potansiyel var. Küresel ticaretteki yavaşlamaya paralel Türkiye’nin ihracatı daralma trendine girse de e-ihracat yapan firmaların bu dönemde diğerlerinden pozitif ayrıştığını görüyoruz. Dolayısıyla gidecek daha çok yol var ve bu bizim gibi taşımacılık şirketleri için büyük fırsat ” diye konuştu.
Avrupalı firma ile aynı hızda teslimat imkanı
UPS Türkiye, ihracattaki daralmaya karşın ilk yarıda geçen yılın hacmini yakalamış. Engin Kolat, “Ekonomi yavaşlasa da bizim açımızdan ilk 6 ay geçen yıla paralel geçti. Hızlı hava kargo şirketi olmamız avantaj. Türkiye’deki ihracatçı bizim gibi servisleri kullanarak, neredeyse Avrupa’daki KOBİ ile aynı hizmeti alabiliyor çünkü ertesi gün Avrupa’daki müşteriye teslim ediliyor. İki günde ABD’ye ulaşıyor. Biz burada ihracatın genelinden pozitif ayrıştığımızı düşünüyorum. Çünkü e-ihracatta daralma yok” dedi.
Anadolu’nun ihracat potansiyeli UPS’i şaşırttı
Özellikle Anadolu’da KOBİ’ler için çok fırsat olduğunu gördüklerini ifade eden Kolat, “İhracat deyince aklımıza Denizli, Gaziantep gibi iller geliyor ama son dönemde Kayseri çok öne çıkmaya başladı. Özellikle son birkaç yılda Kayseri ciddi bir pazar yeri çıkış noktası olmaya başladı. İç pazardan daha fazla bir potansiyel olduğunu görüyorlar. Fırsat çok, bugün yolladığınız bir ürün yarın Berlin’de, ikinci gün New York’ta. Türkiye’deki bir KOBİ, Avrupa’daki bir Kobi ile aynı hızda ürünü teslim edebiliyor. Lojistik hızı aynı bu büyük avantaj. Biz KOBİ’lerin 220 ülkeye ulaştırıyoruz. Pazaryerleri başlamak için çok iyi fırsat” açıklamasını yaptı. Kolat özellikle kişiselleştirilmiş ürünlerde Türk girişimcilerin önemli bir fark yarattığını söyledi.
Engin Kolat, 220’den fazla ülkede insanları ve işleri birbirine bağlayarak müşteri odaklı teknolojik hizmetler sunan UPS, 540 bin fazla çalışanıyla her gün 24,7 milyondan fazla paket teslimat kapasitesine sahip. Türkiye’deki faaliyetlerine 1988 yılında ihracat gönderilerini uluslararası pazarlarla buluşturmak amacıyla başlayan UPS, bugün 2 binden fazla çalışanıyla ve geniş organizasyon ağıyla operasyonlarına devam ediyor. Uluslararası lojistik ve teslimat faaliyetleriyle Türkiye’de ihracatın gelişimine destek sağlıyor ve 81 ildeki varlığıyla müşterilerine yüksek kaliteli tamamlayıcı bireysel lojistik çözümleri sunuyor. Türkiye’de aynı anda yurt içi ve yurt dışı kargo hizmeti sunan; deniz, hava ve karayolunu kullanan bunun yanı sıra depoculuk hizmeti veren tek lojistik şirketidir. İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerde ofisleri ve depoları bulunuyor.
UPS, Türkiye’nin ihracatına katkı sunma hedefleri doğrultusunda 2016 yılında İzmir Aktarma Merkezi, 2019 yılında İstanbul Havalimanı Merkezi, 2021 yılında ise İstanbul Avrupa Aktarma Merkezi projelerini tamamlayarak ticaretin, e-ticaretin ve e-ihracatın büyümesi adına yatırımlarına hız kesmeden devam etti. 2018 yılında İGA yönetimi ile imzaladığı 25 yıllık sözleşme kapsamında İstanbul Havalimanı’na yaptığı yatırımla ülkenin büyüme hedeflerine katkı sağlayarak farklı pazarlar ve ihracatçılar arasında köprü oluşturmaya devam ediyor. İstanbul Havalimanı’nın devreye girmesiyle Türkiye’deki birçok operasyonunu buradaki merkez üzerinden gerçekleştirmeye başladı.
Üreticiden direkt tüketiciye trendi güçleniyor
Engin Kolat, son dönemde B2C, yani şirketlerden tüketiciye satışın, şirketten şirkete olan ticareti temsil eden B2B’ye göre daha hızlı büyüdüğüne işaret ederek, “Türkiye’de son zamanlarda çok fazla kişiselleştirilmiş ürünler var. Çok fazla katma değer yaratmaya başladı küçük ve orta işletmeler. Burada çok kolay ulaşabileceğiniz bazı hizmetler, rekabetçi maliyetle ulaşabileceğiniz bazı hizmetler ABD’de ya da Avrupa pazarında o kadar da değil. Bunu bulup o dikeylerde ilerleyen e-ihracat odaklı yapan pozitif ayrıştı. Bir müşterimiz var. Mesela, Ahşap ürünü kişiselleştiriyor. Evcil hayvanınıza kulübe ya da ev alıyorsunuz onun üzerine hayvanınızın resmini basabiliyor. Ya da ismi yazılıyor. Yani isteğinize göre kişiselleştiriliyor. İzmir, İstanbul Bursa’da var. Bizim ilk kez bir iş yaptığımız İzmir’de müşterimiz var mesela, ahşap ürünleri kişiselleştirmede inanılmaz. B2C tarafında bir hareket var. B2BC trendi güçleniyor. Türkiye’deki e-ihracatçı Avrupa’daki KOBİ ile aynı lojistik hizmeti alabiliyor, ertesi gün Avrupa’daki müşteriye teslimat yapabiliyor” şeklinde konuştu.
Her ay bin KOBİ’ye e-ihracat fırsatlarını anlatıyor
UPS, KOBİ’lerin ve girişimcilerin ihracat potansiyellerini keşfedebilmesi ve e-ihracat sürecinde önlerine çıkabilecek engelleri ve çözümleri çok daha önceden görebilmesi için T.C. Ticaret Bakanlığı ile Export Akademi programını hayata geçirdi. Engin Kolat, her ay yaklaşık bin KOBİ’ye e-ihracat fırsatlarını anlattıkları bir eğitim programı düzenledikleri söyledi. Export Akademi programı ile Türkiye’nin dört bir yanını gezerek KOBİ’lere sanal pazarlarda hesap yönetimi, online ödeme yöntemleri, e-ihracatta gönderi paketleme, dijital pazarlama, gümrük mevzuat çözümleri gibi konularda eğitimler verirken aynı zamanda onlarla başarılı ihracat hikayelerini paylaşıyor. UPS, kadınların sınırları aşmasına, zorlukların üstesinden gelmesine ve işletmelerini küresel pazarlara genişleterek yeni gelecekler oluşturmalarına destek olmak amacıyla UPS Kadın İhracatçı Programı’nı hayata geçirdi. Bugüne kadar 8.500’ün üzerinde kadının güçlenmesine destek olundu.
Yatırımlar hızlandı, 2050’de karbon nötr şirket olacak
UPS için sürdürülebilirlik konusu kurumsal bir planın çok daha ötesinde kişisel bir konu olarak ele alınıyor. Geçtiğimiz yıl sürdürülebilir hedefler ve bunlara nasıl ulaşılacağına dair somut bir yol haritası belirlendi. 2021 yılında şirket çapında yeni bir dizi ESG hedefini duyuruldu. Bunlar arasında 2050 yılına kadar küresel operasyonlarda kapsam 1, 2 ve 3 emisyonlarında karbon nötr olma taahhüdü de yer alıyor. 2035 yılı için belirledikleri çevresel sürdürülebilirlik hedefleri arasında küresel küçük sipariş operasyonlarında teslim edilen paket başına karbon emisyonlarını yarı yarıya azaltılması, tüm tesislerin yenilenebilir elektrik enerjisiyle çalışmasının sağlanması ve küresel hava filosunda kullanılan yakıtın yüzde 30’unun sürdürülebilir havacılık yakıtı olması yer alıyor.