Selçuk ALTUN
12. Sigorta Haftası etkinlikleri kapsamında, sigorta sektörü en üst düzeyde Adana’da depremzede sanayicilerle bir araya geldi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) koordinasyonunda, Adana Sanayi Odası’nda (ADASO) düzenlenen etkinlikle, “Sanayici ve KOBİ Gözüyle Deprem Sigortası” ve “Kahramanmaraş Depreminin Sigortacılık Sektörüne Etkileri” başlıklı paneller gerçekleştirildi. Tüm gün süren ve konuşmacılar arasında Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) Başkanı Levent Korkut, TOBB Sigorta Eksperleri İcra Komitesi (SEİK) Başkanı Ahmet Nedim Erdem, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Ölken, Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği Başkan Yardımcısı Tarık Serpil, TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı’nın yer aldığı panelleri ADASO Meclis Başkanı İsrafil Uçurum, ADASO Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı Berkan Ağar’ın da aralarında olduğu çok sayıda iş insanı takip etti.
6 Şubat’ta gerçekleşen Kahramanmaraş depremlerini reel sektör özelinde değerlendiren SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, “Otorite olarak Maraş depremlerinden sonra gördük ki, KOBİ tarafında ciddi sorun var. Net veriler olmamakla birlikte, KOBİ’lerimizin yarısında yangın poliçesi, 3’te ikisinde de paket poliçe yok. Reel sektörde özellikle de KOBİ tarafında sigortalılık oranını artırmamız lazım. Özellikle de İstanbul’da. Orası bir Kahramanmaraş değil, yatırımın, üretimin, ihracatın merkezi. Burada yaşanacak benzer büyüklükte bir deprem bizi ekonomik olarak çökertir. Dolayısıyla bu bir beka sorunu. Bu nedenle de, KOBİ’lerde sigortalılık oranını çok hızlı bir şekilde artırmak için İstanbul’dan başlayarak Türkiye genelinde TSB’nin de desteğiyle bir seferberlik başlatalım” dedi.
Sigorta sektörünün Kahramanmaraş depremlerinde DASK hariç 76 milyar lira hasar ödediğini ve bunun 73 milyar liralık kısmını reasürans mekanizması aracılığıyla dünyaya transfer ettiğini aktaran Başkan Eroğlu, “Bizim zaten hayat dışı şirketlerimizin toplam öz kaynağı 70 milyar. Reasürans olmasa bu özkaynakla bu güvenceleri veremezdik. Bu sigortalılık oranları, sektörün bu öz kaynak büyüklüğü, fon birikimleriyle İstanbul depremine yakalanırsak olacakları aklıma bile getirmek istemiyorum” ifadelerini kullandı.
“Fiyata değil, poliçenin içeriğine bakın”
Sigortacı gözüyle reel sektör tarafında gördükleri eksiklikleri de paylaşan SEDDK Başkanı Eroğlu, şunları söyledi: “Elbette ki genellemek yanlış olur, fakat iş insanlarımızın büyük bir çoğunluğu en ucuz poliçeyi almanın derdinde. Biz bunu sivilde DASK poliçelerinde de görüyoruz. En düşük metrekareyi söyleyerek en ucuz poliçeyi almaya çalışıyoruz. İş adamı da önce şuna bakıyor; ‘poliçe kaç lira.’ Önce fiyatına değil, içeriğine bakmanız, ihtiyaçlarınıza göre poliçeyi şekillendirmeniz lazım. Artık şu en ucuz poliçeyi arama huyumuzdan vazgeçelim, ne aldığımıza bakalım. Teminat nedir, muhteviyat var mı, sadece bina mı, eksik sigorta var mı, kar kaybı var mı, iş durma kaybı var mı muafiyet nedir, klozlar, teminat dışı haller nelerdir. Bunlara bakmadan sadece fiyatlamaya bakarsanız işte bu son depremde gördüğünüz sorunları yaşarsınız.”
Bunun yanı sıra reasürans piyasasında yaşanan daralmaya da dikkat çekerek sigorta kapasitesi bulmanın da zorlaştığı bilgisini paylaşan Eroğlu, “Biz sigortacılar olarak bu yıl reasürans bulabilecek miyiz, onun derdindeyiz. Çünkü reasürans piyasasında fiyatlar artıyor, Türkiye’ye ayrılan kapasiteler küçülüyor. O nedenle bu yıl, artık fiyat konuşacağımız bir sene değil. Bu yıl sigorta yaptırabilir miyiz, yaptıramaz mıyız, onu konuşacağız. En son konuşacağımız şey poliçelerin fiyatı olmalı. Poliçe alabilecek miyim, bunun derdine düşmeniz lazım” şeklinde konuştu.
“Yaşatmak için yaşamak zorunda olan bir sektörüz”
TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı ise, iş dünyasının sigortaya bakış açısını değiştirmesi gerektiğini belirterek, “Biz aslında sigorta satmıyoruz, sizin riskinizi yönetmenize finansal anlamda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Siz de risk yönetimi danışmanlığı ve sigorta satın alıyorsunuz” dedi.
Sigorta sektörünün belki 500 yılda bir yaşanacak bir felaketle karşı karşıya kaldığını söyleyen TSB Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Ölken ise, deprem bölgesine gerçekleştirdiği çok sayıda ziyaretin ardından hem sigortacı hem de bir inşaat mühendisi bakış açısıyla edindiği izlenimleri anlattı: “Bu meslek deneyim gerektiren ve çok itibarlı bir meslek. Bu sene çok büyük bir ders aldık. Deprem bölgesinde sanayi tesislerinin sivil yerleşim yerlerine göre daha çok ayakta kaldığını gördük. Sigortalılık oranı çok düşük olduğu için ortada kalan KOBİ’lere şahit olduk. Biz sigortacılar gerçekten yaşatmak için yaşamak zorunda olan bir endüstriyiz. Dimdik ayakta kalmamız lazım. İlk kez, tüm sigorta şirketleri açısından beraberce finansal gücün ne kadar önemli olduğunu gördüğümüz bir dönemi yaşıyoruz. Türk sigorta tarihinde ilk kez 5 milyar dolarlık bir hasardan bahsediyoruz. Çok büyük bir sınavdan geçtik. DASK ve Türk Reasürans’ın müthiş koordinasyonu vardı. Diğer taraftan, finansal güç konusunda bundan daha ileri gitmemiz gerektiğini gördük. Artık sermayelerimizi daha güçlü tutmak zorunda olduğumuzun farkındayız.”
“Patron, sigortayı muhasebeciye bırakmamalı”
Deprem sonrasında yaptıkları incelemeleri paylaşan TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) Başkanı Levent Korkut, poliçelerdeki eksiklik ve hatalara dikkat çekti: “İş adamı artık sigortanın ne kadar önemli ve ciddi bir iş olduğunu bilmesi gerekir. Sigortayı muhasebecisinin üzerine atmaması, en azından senede bir gün neyi, nasıl sigorta ettirdiğine bakması, neleri önceliklendirdiğini bilmesi, yani bu işe zaman ayırması gerekir. Bu deprem bize gösterdi ki, sigortalılar da bundan sonra kendilerini sorgulayacak.”
“Eksper gelmeden ellemeyin mantığı yanlış”
TOBB Sigorta Eksperleri İcra Komitesi (SEİK) Başkanı Ahmet Nedim Erdem, hasar sonrasında imkân varken malzemenin kurtarılması gerektiğini belirterek, “Eksper gelinceye kadar elinizi sürmeyin anlayışı var, bu yanlış. Sürün elinizi, orada bir ekonomik değer var. Bunlar günün sonunda milli servetin bir parçası, bir değer, ülke ekonomisine, vatandaşa, sigorta şirketine bir maliyeti var. Dolayısıyla hiçbir eksper veya sigortacı kalkıp da bu malı neden kurtardınız, neden tedbir aldınız demeyecektir. Ama koruma metotlarını alıp bir malzemeyi kurtarma imkânı varken göz göre göre bu yapılmıyorsa bunun hesabını sigortalı muhakkak ödeyecektir. Korkmayın, eksper mantıklı açıklaması olan her şeyi kabul edecektir. Sadece fotoğraf, video ve kurtarma tedbirlerini alın yeter. Nihayetinde hasar hesaplamasına, poliçe primine ve ülke ekonomisine bir yansıması olacak” diye konuştu.
“İş insanı için 3 sigorta branşı önemli olacak”
Dünyanın modern çağda yaşadığı en büyük afetlerden birisinin şubat ayında Türkiye’de gerçekleştiğini dile getiren Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği Başkan Yardımcısı Tarık Serpil, “Bildiğiniz gibi çok ciddi bir iklim değişikliği yaşıyoruz. Yangınlar, seller ve diğer doğal afetler. Bunlar olmaya devam edecek. Bir de bu deprem yaşadık ve komşu faylarını tetikleyecek. Yakın zamanda bizim için en önemli sigorta doğal afet sigortası olacak. Bunun yanı sıra, bir afet gerçekleştiğinde iş durması sigortası çok kritik bir önem kazanacak. Maddi kayıp kadar ticari kayıplar da oluyor, doğal afetlere bağlı bunun da yapılması lazım” dedi.
Bunun yanı sıra ticarette eski alacak mekanizmasının artık işlemediğini kaydeden Serpil, “Ticari alacak sigortası iş insanlarının göz önüne alması gereken ikinci branş. Bu branşın penetrasyonu çok ilerlemiş değil. Sanayicilerin yeni ticari hayatta risklerini yönetmek adına bu ürüne yönelmeleri gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu. Son olarak da siber risklere dikkat çeken Serpil, “Bugün fabrikalarınızda irili ufaklı uzaktan izlenen hatta yönetilen makineler, cihazlar ve hatta tesisler var. Bu uzaktan yaptığınız işler dünyaya açık olduğunuzu ve birilerinin buna müdahale edebileceğini, değiştirebileceğini, azaltabileceğini, çoğaltabileceğini gösteriyor. Bu da hem ticari hem de fiziksel kayıplar yaratabilir” açıklamasında bulundu.
“Bize göre de sigortasızlık kader”
Adana Sanayi Odası Sakıp Sabancı Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmasını yapan TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, risk yönetiminin önemine vurgu yaparak, Türkiye’nin ekonomik kalkınması ve zenginleşmesi için kazançların ve yatırımların korunması gerektiğini söyledi. Başkan Kıvanç, şöyle devam etti: “Kahramanmaraş merkezli depremler bize bir kez daha gösterdi ki, ekonomik kalkınma ve zenginlik için kazancın ve yatırımların korunması gerekiyor. Bunun içinde etkin ve doğru bir risk yönetimi şart. Son zamanlarda sıkça kullanılan bir söz var. Coğrafya kaderdir diye. Bize göre de sigortasızlık kader. Çünkü gerek sektörel bazda, gerekse yaşadığımız coğrafya itibariyle sigorta yaptıramıyoruz. Bakınız ben tekstil sektöründe faaliyet gösteriyorum. Sigorta yaptırmam çok zor. Atık öyle, çırçır öyle, tekstil, mobilya, plastik, kimya sektörleri öyle. Pek çok sektörde yıllardır sigorta yaptıramıyoruz. Halbuki, bu tesisler, fabrikalar hepimizin malı, milli servet. Bunları korumak boynumuzun borcu. Tabi ki hiç önlem almayalım, kurallara uymayalım demiyorum. Gerek sektörel anlamda gerekse işletme bazında gerekli tedbirleri alalım. Ama bizlere karşılığı olmayan, işletme riskinde hiçbir koruma sağlamayacak tedbirlerin alınması sorumluluğu da verilmesin.”
Son olarak, hasar süreçlerinde yaşanan sorunları dile getiren Kıvanç, sigortacıların bilgi verme ve tazminat ödeme süreçlerini daha şeffaf ve hızlı hale getirmelerini istedi. Sigorta eksperlerinin daha etkin bir şekilde bilgilendirme yapmalarını ve gereksiz gecikmelerin önüne geçmelerini talep etti.