BARIŞ SEDEF
Dünya Gümrük Örgütü olarak 1994 yılında adını değiştiren “Gümrük İşbirliği Konseyi”, ilk toplantısını gerçekleştirdiği 26 Ocak 1952 tarihinden esinlenerek, her yıl 26 Ocak’ta Dünya Gümrük Günü’nü kutluyor. Sektörün bu yılki belirlediği tema ise ‘Gümrüklerin Verimlilik, Güvenlik ve Refah Taahhütlerine Katkısı’. Konuyu ülkemiz açısından ele aldığımızda ise 1909’da hazırlanan bir talimatname ile tarihi başlatılan gümrük müşavirleri, geldiği konumu itibarı ile ihracatın görünmeyen kahramanları arasında yer alıyor.
Sektörü mercek altına aldığımızda ise Türkiye’de gümrük müşaviri sayısı 3 bin 578 iken yetkilendirilmiş gümrük müşaviri sayısı ise Ticaret Bakanlığı’nın son verilerine göre 407 olarak kayıtlarda bulunuyor. Özellikle ihracat ve dış ticaretin artmasıyla birlikte bu alandaki hareketlilik her geçen gün artış gösterirken özel sektör ve kamu alanındaki işbirlikleri de daha fazla öne çıkmaya başladı.
Ulusal alanda ise değişen gümrük ve dış ticaret mevzuatı, gümrük birliği güncelleme çalışmaları sürekli takip gerektiren konular. Diğer taraftan, en sağlıklı kontrollerin ilk ülkeye girişte yapılabileceği mantığıyla gümrük sektörüne gümrük dışında diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yüklenen rollere sürekli yenileri ekleniyor.
Uçtan uca bir yapıya evriliyor
Ticaret Bakanlığı’nın 2024-2028 Stratejik Planı’nda Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, gümrük işlemlerinin daha hızlı ve kolay hale getirilmesi, yeşil ve dijital dönüşüme uygum sağlanması, yüksek teknoloji ve katma değerli ihracatın teşviği, e-ticaretin desteklenmesi, yakın ülkelerden tedarik ve uzak ülkeler stratejisi öne çıkıyor.
Gümrük Birliği’nde güncelleme ile tarım ve hizmetler sektörlerinde de rekabetin artacağı göz önünde bulundurulduğunda, bu sektörlerde ürünlerin bilinirliğine yönelik çalışmalar yapılması da gündemde olacak. Bu süreçte gümrük müşavirliği anlayışı, beyanname açmanın ötesinde, dış ticaret düzenleme ve uygulamalarını yakından takip eden, olası etkilerini öngörebilen, yeni pazar arayışlarında farklı ülke düzenlemeleri konusunda müşterilerini bilgilendirebilen, ithalat öncesi eşya bazlı risk analizleri ile gümrük operasyonları sırasında beklemeleri en aza indirebilen, dijital dönüşümle daha hızlı ve güvenli hizmet verilebilen, çok yönlü gümrük müşavirliğine doğru evriliyor.
Ticaret savaşlarında da önemli bir silah
Allianz Trade’in 2025-2026 yılını ele aldığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nda gümrük tarifelerine atıfta bulunuluyor. Rapora göre; 2025 yılının ikinci çeyreğinde ABD’nin Çin’e yönelik gümrük tarifelerini yüzde 60’a, diğer ülkeler için yüzde 10’a çıkaracağı olası bir ticaret savaşına yer veriliyor. Bu perspektiften bakıldığında gümrüklerle ilgili atılan adımların küresel ticarette etkisinin enflasyondan büyümeye kadar birçok başlıkta görmek mümkün.
“Türkiye’de lojistik merkezleriyle ilgili farklı bir modellemeye ihtiyaç var”
Türkiye’nin coğrafi konumuyla doğal bir ‘hub’ konumunda. Öyle ki bunun doğru bir şekilde uygun modellerle ele alınması hem gümrük hem de ticari katma değeri artıran bir etmen olarak görülüyor. ÜNSPED Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetler İcra Kurulu Başkanı Rıza Mehmet Korkmaz, bu noktada lojistik merkezlerinin doğru şekilde modellenmesinin özellikle ‘reexport’ta Türkiye için büyük fırsatlar yaratacağını söyledi.
Hong Kong, Dubai ve Singapur’un reexport ile büyük kazançlar elde ettiğine dikkat çeken Korkmaz, “Türkiye’de lojistik merkezleriyle ilgili farklı bir modellemeye ihtiyaç var. Liman altyapılarımız güçlendirilmeli, çoklu modlu taşıma desteklenmeli, orta kuşak boyunca özellikle trenle yapılan taşımalar için güzergah boyu ülkelerde önceden veri değişimine dayalı gümrük işlemlerinde kolaylaştırıcı tedbirler alınmalı, yeni antrepo yatırımlarıyla ülkemizin depolama kapasitesi artırılmalı, Londra Metal Borsası (LME) onaylı antrepo ve varant uygulamasına ülkemizde de geçilmeli böylelikle ülkemize yeni finansal enstrümanlar kazandırılmalı” dedi.