Pandemiden çıkışta tüm emtialarda olduğu gibi kömür ve doğalgaz fiyatlarında yaşanan patlama, Türkiye’de 2001 yılında girilen serbest bir enerji piyasası oluşturma çabalarının ağır darbe almasına yol açtı. Çünkü kömür ve gaz fiyatları, elektrik üretim maliyetlerini de katlanılması güç seviyelere yükseltti. Elektrik fiyatlarında da yüksek artışları zorunlu kılan bu gelişmeler üzerine ekonomi yönetimi özellikle konutlarda tüketilen gaz ve elektrik fiyatlarını baskılayacak sübvansiyon uygulamalarını yaygınlaştırdı. Spot elektrik piyasasında sıkı bir tavan fiyat uygulamasının devreye girmesi de serbest piyasa iddiasında bulunmayı neredeyse imkânsız hale getirdi. Ancak elektrik sektörü hala serbest bir piyasa beklentisi içinde. En azından umutlarını yitirmiş değiller. Bunda, yeni Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yeni Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın kimliklerinde sembolleşen yeni ekonomi yönetimi anlayışının etkisi büyük. Peki elektrik piyasası, daha doğrusu elektrik fiyatları nereye doğru gider? Türkiye serbest elektrik piyasasına yönelik analiz ve tahminleriyle tanınan APLUS Enerji’nin Kurucu Ortağı Volkan Yiğit, Ekonomi ve Enerji Günlüğü’nün sorularını cevapladı.
Elektrik fiyatlarında nasıl bir seyir bekliyorsunuz?
Birkaç hafta öne YEKDEM’e girmeli mi, girmemeli mi? 2024 yılında YEKDEM hakkı bulunan santraller, spot piyasada çalışsa ne kadar gelir elde eder? Ne kadar elektriği satar? Ya da YEKDEM’de onları ne tür riskler bekliyor? İki tarafı kıyaslayan dört farklı senaryo yapmıştık. Dört senaryoda doğalgaz fiyatlarıyla alakalı farklı varsayımlar altında projeksiyonlar oluşturmuştuk. Gaz fiyatının maliyet bazlı devam etmesi ya da sübvansiyonun biraz işin içine girdiği, seçime doğru gaza zam yapmama güdüsünün olabileceğini öngördüğümüz baz senaryolar vardı. Bazı senaryolarda gelecek sene için yaklaşık 85 dolar megawatt saatlik bir bantta tahminler yapmıştık. Tabii ki içinde bulunduğumuz dönemdeki vadeli kontratlar, kurla alakalı, petrolle alakalı, Avrupa doğalgaz fiyatıyla alakalı beklentilerle paralel giden bir şey. Su durumuyla alakalı, gelen su miktarı, hidroelektrik üretimiyle alakalı bir varsayım setinin sonucuydu. 85 dolar ile 75 dolar arasında, hatta bir yüksek senaryoda yani gaz krizi yaşarsak, doğalgaz kısıntısı yaşarsak 88-89 dolara kadar çıkabileceğini öngörmüştük.
Daha uzun vadeli tahminleriniz de var sanırız…
Evet, Enerji Ticareti Derneği için yapıp Türkiye Enerji Zirvesi’nde sunduğumuz çalışmada da 2024- 2026 dönemine baktık. Orada da fiyatlar yaklaşık benzeri aralıklarda ama 2025 için dolar bazında bir düşüş eğrisi de var. Artık orada nükleer santralin devreye girmesi gündemde. Talep artışının hızı ne olacak, bunlarla alakalı farklı versiyonlar, farklı senaryolar çalışıyoruz sürekli. Dediğim gibi, içinde bulunduğumuz durum hem global emtia fiyatları çok dalgalı devam etti, ediyor. Şu dönemde biraz daha stabil ama bu volatilite tekrar gelirse, Avrupa soğuk bir kış geçirirse ve bu gaz fiyatlara yansırsa, elbette bizi de etkileyecek. O yüzden içinde bulunduğumuz dönemin varsayımlarıyla yaptığımız çalışmalardan bahsetmek lazım hep. Ve en azından bir, iki, üç yılda 85-80 dolar bandında giden bir fiyat tahminimiz var son dönemde.
Sübvansiyonlar kalkarsa ne olacak ne bekleniyor?
Aslında sanayi ve elektrik üretimi için kullanılan doğalgazda, biz yaklaşık 4-5 yıldır maliyet bazlı fiyatlama görüyoruz. Zaman zaman çok kısa dönemlerde maliyetinin altına, bazı aylarda maliyetinin üzerine belli bir kâr marjıyla gaz satıldığını gördük. Bu zaten beklediğimiz, istediğimiz serbest piyasa dinamiği ve bu dinamiğin devam etmesini diliyoruz.
Peki fiyatlar o cephede nasıl seyrediyor ve tahminleriniz ne yönde? Elektrik üretimi amaçlı doğalgaz için mevcut tarife metreküp başına 12 bin lira civarında. Burada hafif bir artış eğilimi olabilir. Ocak ayı için bir artış bekliyoruz. Konut tarafı biraz daha karışık. Konut tarafı işin içine girince işin politik tarafı öne çıkıyor ve seçim dönemlerinde özellikle elektrik ve doğalgaz fiyatlarının çok yüksek oranda sübvanse edildiğini biliyoruz.
Konutlarda sübvansiyon sona erer mi?
Seçimden sonra Nisan ayı ya da sonrasında elektrik fiyatlarının hanelerde de konutlarda da hatırı sayılır derecede artacağı duyumunu alıyoruz. Bu durum aslında normalleşme, piyasanın serbest piyasadaki fiyatların yansıtılması, sübvansiyonun en azından geniş kitleler için kaldırılması anlamına geliyor. Yine elbette yoksul aileler için belli kriterler belirlenecek ve belli bir destek devam edecek. Halihazırda var, o desteğin arttırılması, daha nokta hedefl i hale getirilmesi bizim önerilerimizden biri. Çok beklenmedik gelişmeler yaşanmadıkça sanayide elektrikte ve doğalgazda uzun vadede sübvansiyonun tekrar gelmesini
öngörmüyoruz.
SANAYİCİ ENERJİ GİDERİNİ SABİTLEYEMİYOR
Enerjide tüketici cephesine mesajınız var mı?
Sanayicilerin, özellikle kısa, orta, uzun vadeli yatırım planları yaparken, bir fabrika kurarken operasyonel maliyetlerini tahmin etmeleri gerekiyor. Bunların içinde en büyük kalem aslında enerji maliyetleri. O yüzden de ikili anlaşmalar yaparak, uzun dönemde ikili anlaşmalar yaparak bunu hedge etmek, yani fi yatı sabitleyerek kendini güvende hissetmek istiyor. Ama emtia fi yatlarındaki hareket, ülkemizdeki bazı regülasyonların beklentinin tersine gelişmesi nedeniyle uzun dönemli sabit fi yatlı anlaşmalar yapılamaz hale geldi.
Peki ne yapmak lazım?
Ben 2012 yılından bu yana sektördeyim ve hep aynı şeyi konuşmaya devam ettiğimiz için artık biraz üzülüyorum. 2022’de artan fi yatlar nedeniyle bu biraz değişti. Şu anda biraz daha normalleşmiş bir elektrik fi yatı var, 80 dolarlar seviyesinde. Hazır buradayken, elektrik fi yatını daha fazla baskılayacak bir ortam olmadığını düşünüyoruz.
Neyi kast ediyorsunuz?
Baskılamaktan kastımız aslında azami fiyat limitinin, yani doğalgaz santrallerinin maliyetinin çok az üstünde belirlenen tavan fi yatın, ne kadar yükseltilirse yükseltilsin ortalama fi yatı değiştirmeyeceğini raporlarımızda gösteriyoruz. Çünkü fi yat limiti öyle bir kriter oluyor ki, şirketlerin üretim motivasyonunu ortadan kaldırabiliyor. Oysa bugün azami fi yatı 80 dolarlardan 200 dolarlara çıkarsanız dahi, yıllık ortalama fi yatın sadece 1 dolar fark ettiğini görebiliyoruz analizlerimizde.
Ama bazı zaman dilimlerinde fiyatlar fırlayabilir öyle değil mi?
Elbette bazı saatlerde, sınırlı sürelerle, belki birkaç saat diliminde 100-150 dolar çıkacak. Ama öyle saatler olacak ki, aşağı yönlü sıfıra yakın fi yatlar çıkacak. Ama fi yatın o aralıkta gezinebilmesi, serbest piyasanın bir gereği. Ve bu aslında uzun vadede yatırım yapılabilir bir pazar olmanın da gereği. O yüzden biz bu çerçevede önerilerde bulunmaya devam edeceğiz.