Türkiye iş yaşamı, zorlu bir finansal türbülanstan geçiyor. Bir taraftan enflasyonist ortamla birlikte üretim maliyetlerini ‘denkleştirmeye’ çalışan ve rekabette geriye düşmeme adına doğru fiyatı ortaya koyabilmek için çabalayan iş dünyası, diğer yandan artan faiz ortamında daralan mali arzın olumsuz etkisini iliklerine kadar hissediyor. Hani denir ya kırk katır mı kırk satır mı?
Tüm bu zor zamanların ve aslında her dönemin en önemli mali enstrümanlarından sayılan banka dışı finans, EKONOMİ gazetesinin dosya konusunu oluşturuyor. Yıl içinde üçer aylık dilimler halinde verilerini açıklayan sahanın temsili kuruluşu Finansal Kurumlar Birliği’nin son verilerine göre; bankacılık dışı finans sektörü şirketleri, yılın ilk 6 ayında geçen yıla oranla işlem hacmini yüzde 87,6, aktif büyüklüğünü yüzde 68,5 ve öz kaynaklarını ise yüzde 62,3 büyüttü. Sizce de ciddi bir büyüme rakamı değil mi, uzunca süredir kredi temininde zorluk yaşayan iş dünyasının oyuncularının karşısında duran bu büyüme rakamları. Türkiye ekonomisinin üretim, satış ve tüketim kanallarının üçünde de yer alan finansal kiralama, faktoring, finansman, varlık yönetim ve tasarruf finansman sektörlerinin çatı kuruluşu Finansal Kurumlar Birliği, yakın zamanda 9 aylık verileri açıklamaya hazırlanıyor. 9 aylık verilerin de adres olarak büyüyen rakamları göstereceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Biz, ilk yarı itibariyle ortaya konan rakamlara dönecek olursak, bankacılık dışı finans sektörü şirketlerinin, geçen yılın aynı dönemine göre; işlem hacminin yüzde 87,6, aktif büyüklüğünün yüzde 68,5, öz kaynaklarının ise yüzde 62,3 büyüdüğünü görmekteyiz. İlk yarı itibariyle işlem hacmi 441 milyar TL, aktif toplamı 508,8 milyar TL, öz kaynak büyüklüğü 76,5 milyar TL, müşteri sayısı ise 5,9 milyon olarak gerçekleşmiş tüm hizmet gruplarında ortaya çıkan performans. Ayrıntılarını dosyamızda yer alan FKB Başkanı Ali Emre Ballı’nın açıklamalarında ortaya konan rakamlar ışığında, en yüksek büyümenin faktoring sektöründen geldiğini görebiliyoruz. Faktoring sahasında altı aylık işlem hacmindeki artış yüzde 93’e yakın ortaya çıkıyor.
FinTek hizmetleri hızlı büyüyor
Banka dışı finansman ağında FinTek şirketleri de önemli bir oyuncu olarak devreye giriyor son yıllardaki atak yapılarıyla. Dijitalleşmenin bir sonucu olarak büyüyen bu saha, yakın zamanda banka dışı alanın önemli kategorileri arasında yer almaya namzet olarak karşımızda duruyor. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nin Türkiye Fintek Genel Görünümü çalışmasının Eylül raporuna göre, Türkiye’de 656’sı aktif 782 FinTek şirketi faaliyet gösteriyor. Bu alanın dağılımına baktığımızda da, Türkiye’deki FinTek ekosisteminde en yaygın dikeylerden ödemeler alanında 260 şirket, bankacılık teknolojileri alanında 101, blok zincir /kripto varlıklar alanında ise 99 şirket şirket yer alıyor. FinTekler esasında günümüz bankacılık sisteminin gelişen teknoloji ile birlikte özellikle müşteri tarafında oluşan beklenti ve ihtiyaçların karşılanması noktasında büyük bir boşluğu doldurmak üzere hayata geçen bir sektör. Sahanın ilk kuruluşları arasında yer alan ve yurt içinde olduğu kadar global pazarda da büyüme hamleleri gerçekleştiren United Payment Türkiye Ülke Müdürü Adem Aykın, “FinTekler, inovasyon geliştirme kasları sayesinde, hızlı hizmet sunar, hızlı entegre olurlar ve farklı sektörler için çok farklı inovasyonlar geliştirdikleri için neredeyse şirkete özel çözüm geliştirmek gibi bir esnekliğe sahip olurlar. Örneğin; geliştirilen POS çözümleri ile firma aynı gün içinde ödeme almaya başlayabiliyor. Yine mobil uygulama üzerinden hisse senedi alımı ve finansal danışmanlık gibi hizmetler sunulabiliyor” açıklamasını yapıyor.
Leasing, büyümesini sürdürüyor
Banka dışı finansman sektörünün yüksek işlem hacmine sahip alanlarından leasing, pandeminin olumsuz etkisinden kurtuluyor. 2018’de 4.7 milyar dolarlık işlem hacmine ulaşan sektör, 2019’da iş hacmini 2.5 milyar dolara kadar düşürmüştü. 2022 yılında ise 4.2 milyar dolar seviyesinde işlem hacmine ulaştı. 2023 Temmuz sonu işlem hacmi ise toplam 2.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sözleşme adetlerinde ise 2023 Temmuz sonu 8 bin 906 adet sözleşme imzalandı. Geçen yıl temmuz sonu bu rakam 8 bin 499 adetti. Rakamlara bakıldığında, sektörün global ekonomik durgunluk, seçim vb. dış etkenlere rağmen finansman sağlamaya ve müşteri ihtiyaçlarına hızla cevap vermeye devam ettiğini söyleyebiliriz.
Leasing sektöründeki büyüme istihdama olumlu katkı sağlıyor
Leasing sektörünün Finansal Kurumlar Birliği (FKB) ile koyduğu hedef 2023 yılı için 4,6 milyar dolarlık işlem hacmi. Her ne kadar deprem felaketi ile yıla başlansa da performans artışı ile dikkat çekti sektör. Leasing sektörü yüzde 75 oranında makinenin finansmanını yapıyor. Ortalama proje büyüklüklerine baktığımızda önceki yıla göre dolar bazında yüzde 5 artış olduğunu görüyoruz. Ortalama işlem hacmi artışındaki en önemli kalem ise yeşil enerji finansmanları oldu. Öz tüketime dayalı güneş enerjisi santrallerinin leasing sektöründen aldığı pay artıyor, bu işlemlerin büyüklüğü de sektörün ortalama işlem hacminin üzerinde olduğundan, sektör ortalamasını yukarıya taşıyor. 2023’te su tasarrufu ve suyun korunması, yenilenebilir ve yeşil enerji, enerji ve kaynak verimliliği konularında finansman sağlamayı öncelikli konular olarak belirlemiş durumda, sektörün tüm temsilcileri.
Sektör, 2023’e deprem felaketinin yarattığı ciddi tahribat ile başladı. Gaziantep ve Kahramanmaraş, bu bölgedeki leasing potansiyeli en yüksek şehirlerin başında geliyor. Bu bölgedeki müşterilerin yaklaşık yüzde 10’unun deprem sebebiyle yapılandırdı. Sektörde hareketlenme beklentisi var, fakat bunun yansıması zamana yaygın olacak. Leasing; orta ve uzun vadeli makine yatırımındaki en uygun finansman yöntemi olduğundan, bu yatırımlara gereken desteği vermesi, istihdam açısından da büyük önem taşıyor. Sektörün hacminin yaklaşık yüzde 22’si iş ve inşaat makinesi yatırımlarından oluşuyor. Dolayısıyla bölgede yapılacak altyapı yatırımlarının leasingle finanse edilmesi de muhtemel. Yeşil enerji finansmanları son dönemde en çok artış gördüğümüz alanlardan biri. Özellikle güneş enerjisi santrallerinin yatırımları önemli oranda leasing ile finanse ediliyor.
Yukarıdaki tabloda görebileceğiniz gibi leasing sektörünün en temel sorunlarından bir tanesi, istikrarlı rakamlarla hareket edememesi olarak tarif edilebilir. 2016 ve 2017’li yıllarda 7 milyar dolarlık seviyelerde gerçekleşen iş hacmi, 4 milyarın altına düşerken, şimdilerde 5 milyarın üstüne çıkma gayreti içinde bulunuyor.