Mahir SOLMAZ
Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği’nin (TÜRKÇİMENTO) Elazığ’da 7’ncisini gerçekleştirdiği “Anadolu Buluşmaları”nda, sektörün sorunları, depreme dayanıklı binalardaki önemi ve sürdürülebilirlik hedefleri masaya yatırıldı.
Programın açılış konuşmasını Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İdris Alan yaparken, moderatörlüğünü Mena İletişim Ajans Başkanı Suat Özyaprak’ın yaptığı panelde EKONOMİ Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar, TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜRKÇİ- MENTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nihat Özdemir, Seza Çimento Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Açık, sektörü değerlendirdi. Programın ev sahipliğini yapan Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın Başkanı İdris Alan, “Bu kıymetli buluşmanın amacı, sektörün önündeki engelleri aşmak, karşılaştıkları zorlukları görmek ve birlikte hareket ederek daha güçlü adımlar atmaktır. TÜRKÇİMENTO’nun değerli yöneticileriyle birlikte burada Elazığ ve bölgemizdeki çimento sektörünün geleceğini şekillendirme yolunda önemli adımlar atacağımıza inanıyorum” dedi.
“ÇİMENTO, CAN GÜVENLİĞİNİN AYRILMAZ BİR PARÇASI”
Toplantının panel kısmında konuşan TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, depremlerden etkilenen Elazığ’ın yaralarını hızlı bir şekilde sarması temennisinde bulunarak, depremlerin bir felakete dönüşmesinin önüne geçilebileceğini söyledi. Yücelik, “2020’de yaşadığı büyük depremin ardından 6 Şubat 2023’teki büyük deprem felaketiyle tekrar ağır şekilde etkilenen güzide şehrimizde yaraların en hızlı şekilde sarılabilmesi için dualarımızı eksik etmiyoruz. Deprem felaketinin ardından çimentonun artık ticari bir konu olmadığı anlaşıldı ve can güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğu kanısı tekrar zihinlere yerleşti. İnşallah böyle bir felaketi tekrar yaşamayız. Ülkemiz açısından depremler kaçınılmaz bir gerçektir, ama depremlerin yıkılan binalarla bir felakete dönüşmesinin önüne geçebilmemiz mümkün” dedi. Depremden sonra çimento sektörü olarak ellerini taşın altına koyarak sorumluluk aldıklarını ifade eden Yücelik, şöyle devam etti: Sektörün içinde bulunmayanlar için beton ve çimento, toprağı alıp işlemek kadar basit görünürken biz sanayiciler biliriz ki; bu üretim oldukça karmaşık, zor ve hassas birçok süreçten meydana gelmektedir. Bu nedenle, ülkemizin tekrar benzer felaketler yaşamaması için, her zaman uluslararası standartlara uygun ve her daim denetlenebilir çimento üretimini birinci öncelik olarak gördük, görmeye de devam ediyoruz. Üzerimize düşeni yapmak adına tüm fabrikalarımız 24 saat çalışıp, ihtiyaç duyulan çimentoyu zamanında tedarik etmek için dur durak bilmeden üretim faaliyetlerini sürdürüyor.”
“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE DE DÜNYA LİGİNDE YER ALMAYI HEDEFLEDİK”
Türkiye’nin çimento üretiminde Avrupa’nın lideri, dünyanın da beşinci büyüğü konumunda yer aldığını kaydeden Yücelik, aynı zamanda çimento ve klinker toplamında, dünyada ikinci büyük ihracatçı konumunda yer aldığını belirtti. Yücelik, “119 milyon ton çimento eşdeğer kapasitesine sahip olan sektörümüzde, Türkiye geneline yayılan 56 entegre ve 21 öğütme olmak üzere toplam 77 fabrikada üretim yapıyoruz. Bu rakamın %94’ünü TÜRKÇİMENTO üyeleri temsil ediyor” bilgisini verdi.
Çimento sektörünün; istihdam, yatırım, ihracat, altyapı, teknolojik ilerleme ve sürdürülebilirlik faaliyetlerinde uyguladığı çalışmalarla bölgesel ekonomilere ve ülke ekonomisine önemli katkı sağladığını söyleyen Yücelik, “Çimento sektörü olarak ekonomimize katkılarımız dışında yeşil mutabakata uyum, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, enerji verimliliği konularındaki başarılarımızla da dünya liginde yer almayı hedef olarak belirledik. Yeşil Mutabakat ve düşük karbon hedefleri ülke politikası olarak sürdürüldüğü takdirde, sektörümüzün de önündeki zorlukları aşabilmesi kolaylaşacaktır” dedi. Çimento tesislerinin, bulunduğu illerde ve bölgelerde sağladığı istihdamla bölge halkının gelir düzeyini artırdığını söyleyen Yücelik, “Çimento uluslararası ticarette de önemli bir ürün olması sebebiyle ülke ekonomisine döviz kazandıran ve ticaret dengesini olumlu yönde etkileyen bir ürün. Türkiye çimento sektörü olarak ülkenin ihtiyacı olan yatırımların hayata geçmesini sağlayacak üretim kapasitesine fazlasıyla sahip olduğumuzun bir kez daha altını çizmek isterim. Cumhuriyetimizin 100. yılında devletimizin ve milletimizin yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“ATIKLAR ÇİMENTO TESİSLERİNDE YAKILARAK MALİYET DÜŞÜRÜLEBİLİR”
Seza Çimento Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yasemin Açık, çimento sektörünün hem üretimde hem de ihracatta Türkiye’ye büyük katkı sağladığını söyledi. Açık, “Hepimizin bildiği gibi ülkenin sürdürülebilir kalkınması ancak yerel ve bölgesel kalkınmanın olmasıyla mümkündür. Ülkenin her tarafına yayılmış, tüm bölgelerde bulunan aynı zamanda her sosyoekonomik düzeydeki insanı bünyesinde barındıran, istihdam eden iç pazar satışlarının yanı sıra ihracat ile dış ticaret açığımızın azalmasına katkı sağlayan çimento sektörü, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına büyük katkılar sunuyor” dedi. Çimento fabrikalarının prosesi gereği kendiliğinden bertaraf etme tesisi niteliği taşıdığına dikkat çeken Açık, “Yani sanayi, evsel, çevresel gibi tüm atıklar çimento fabrikalarının fırınlarında yakılabilir. Böylece hem atıklar bertaraf edilir hem üretim esnasında kömür kullanımı azaltılacağından karbon emisyonları düşürülür hem de üretim maliyeti dolayısıyla çimento fiyatı aşağı çekilir” dedi. Prof. Dr. Açık ayrıca, çimento sektöründe yüzde 6 olan kadın istihdamının artırılması için kamu, özel sektör ve STK’ların iş birliği yapması gerektiğini de sözlerine ekledi. Öte yandan sektörün ülkeye katkısının sadece çimento üretimiyle değerlendirilmesinin yanlış olacağını ifade eden Açık, “Çünkü mamul ya da yarı mamul üretiminde kullanılan hammaddenin tedarikinden lojistiğe kadar geniş bir ekosistemi kapsayan bir sektör” ifadesini kullandı.
“SİSTEMLERİMİZİ GÖZDEN GEÇİRMEMİZ GEREKİYOR”
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜRKÇİMENTO Başkan Yardımcısı Nihat Özdemir, depremin Türkiye’ye uzak olmadığını belirterek, deprem konutlarının yapımı için ellerinden geleni yaptıklarını kaydetti. Özdemir, “Sistemlerimizi, yapılarımızı tekrar gözden geçirmemiz lazım. Deprem bize yine uzak değil. Çok yakın zamanda bu bölgede deprem yaşandı. Tedbirleri deprem olmadan almamız gerekir. Çimento sektörü olarak da bu süreçte hem arama kurtarma çalışmalarında hem fabrikalarımızı depremzedelerimize açma yönünde hep önde çalıştık. Hem de konutların yapımında alt yapının tekrar ayağa kalkması noktasında üzerimize düşen her şeyi yapmaya çalıştık, yapmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz” dedi. Düşük karbonlu üretimin de sektörün önemli hedeflerinden biri olduğunun altını çizen Özdemir, “2030 ve 2053 için iki fazlı bir yol haritası belirledik Önümüzdeki dönemde sektördeki teknolojik dönüşüm bu düşük karbonlu üretim açısından da önem arz edecek” diye konuştu.