NURETTİN BAKİ
Dünyadaki gelişmeler, resesyon, kur baskısı ve Orta Doğu’da yaşanan çatışmalar Türk demir çelik sektörünün ihracatını olumsuz etkiliyor. Sektör olarak yaşanan belirsizlik sebebiyle 2024 yılı için ihracat hedefi koymakta zorlandıklarını söyleyen Ege Demir ve Demirdışı Metallar İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, İsrail’in Türk demir çelik ve demirdışı metaller sektörünün en büyük üçüncü pazarı olduğunu ve bölgede yaşanan savaşın ihracatı yavaşlattığını ifade etti. Türkiye demir ve çelik ihracatının 2022’ye göre yüzde 33 düşüşte olduğunu söyleyen Yalçın Ertan, “Bu oran 2021 yılına göre yıllık bazda yüzde 35 daha az. Demir çelik ve demirdışı metaller sektörü olarak yıllık bazda yaklaşık 2021 yılına göre bugün 13 milyar dolar daha az ihracat yapmış durumdayız. Ancak Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği olarak geçen yıl gerçekleştirdiğimiz ihracat rakamlarımızı tutturacağımızı öngörüyoruz. Geçtiğimiz yıl 2 milyar 564 milyon dolardaydık, şu anda yıllık bazda 2 milyar 530 milyon dolarlık ihracat yapmış durumdayız. Dünyadaki durgunluk, 2024’ün son çeyreğine kadar devam edecek gibi. Mevcut şartlarda demir çelik ihracatçıları olarak 2024’te hedef koymakta zorlanıyoruz” dedi.
Maliyetlerde enerjinin payı arttı
Geçen yıl Türkiye demir çelik ihracatının yüzde 43’ünün Avrupa’ya yapıldığını, bu yıl aynı dönemde bu rakamın yüzde 31’e düştüğünü söyleyen Yalçın Ertan, “Kaybettiğimiz bu pazara Çin, Japonya, Güney Kore, Vietnam, Tayvan girdi. Pazar kayıplarının sebeplerini; yüksek enerji maliyetleri, kotalar, birçok ülkenin koruma önlemleri, serbest ticaret anlaşmaları kapsamında yurdumuza giren gümrüksüz, vergisiz, kotasız ürünler, işgücü maliyetlerinin artması, finansmana erişimde yaşanan zorluklar olarak sıralayabiliriz. Üretim maliyetlerimiz yükseldiği için rekabetçiliğimizi kaybettik. Üretim maliyetlerimiz içerisinde enerjinin payı yüzde 7’den yüzde 28’e çıkmıştı. Sonrasında yüzde 17’ye düşse de elektrik ve doğalgaza yapılan yüzde 20’lik zamdan sonra, enerji maliyetimiz tekrar yüzde 21’e çıktı” diye konuştu.
Türkiye’nin demir ve çelikte net ihracatçı konumundan net ithalatçı konuma düştüğünü söyleyen Yalçın Ertan, şunları söyledi: “Döviz kurları enflasyon oranında artmadığı için sıkıntı yaşıyoruz. Enerji, hammadde ve finansman girdileri bize göre daha uygun seviyede olan Çin, Güney Kore, Japonya ve Vietnam gibi ülkelere ilaveten Avrupalı üreticiler bile bizim üreticilerimizden daha rekabetçi duruma geldi.”
“İsrail üçüncü büyük pazarımız”
İsrail’in sektör için en önemli pazarlardan biri olduğunu vurgulayan Yalçın Ertan, son yıllarda Tel-Aviv ve Kudüs’ün belirli bölgelerinde yüksek katlı binalar yapılmaya başlandığını, Türkiye’nin kalın çaplı inşaat demirine de ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Bölgeye yapılan ihracatın yavaşladığını ancak eldeki mevcut kontratların yavaş da olsa devam ettiğini söyleyen Ertan, “Demir ve çelik ürünlerimiz şu anda aktif savaş bölgesine biraz daha uzak olan kuzey limanlarına gidiyor. Yaşanan çatışmalardan dolayı Arap bölgesine ürün gönderemiyoruz. Bundan sonra savaşın seyrine göre durumumuz netlik kazanacak” dedi.