Yener KARADENİZ
Dünyada lider olduğumuz sayılı sektörler arasında yer alan halıda taşınma telaşı başladı. Yüksek kira ve istihdam maliyetleri, başta Bayrampaşa Bölgesi olmak üzere İstanbul’da faaliyet gösteren halı üreticilerinin göçünü gündeme getirdi. Tokat’ta 700-900 bin metrekare arasında bir alanda kümelenme çalışmasının 1 yıla kadar hayata geçeceği belirtilirken bir diğer önemli gelişme de el halısında yaşandı. Sektör temsilcileri, Anadolu’da el halısı atölye kurma çalışmalarının hızlandığını belirterek aynı zamanda kültürel bir miras olan el halıcılığında de özel sektör-devlet ortaklığının gerekliliğine vurgu yaptı. Verilen bilgilere göre 2021’de 18 bin olan dokumacı sayısı 10 bine kadar gerilemiş durumda.
İhracatta geçici düşüş
200’e yakın üreticinin faaliyet gösterdiği halı sektörü, 2022 hariç son 8 yıldır ihracatını sürekli artırıyor. Salgında evde zaman geçirilmesinin de etkisi ile sektör 3 milyar 179 milyon dolarlık ihracata imza atarak Cumhuriyet tarihi rekoru kırmış, ilerleyen dönemde de söz konusu talebin devam edeceği beklentisi ile yine tarihinin en büyük yatırımlarına imza atmıştı. Ancak 2022’de artan enflasyonist baskı, 2021’de oluşan stoklar ve küresel durgunluk endişeleri, ihracatta ve iç pazarda düşüşe yol açtı. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre sektörün ihracatı geçen sene bir önceki yıla göre yüzde 13,7 gerileyerek 2 milyar 755 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Miktar bazında ise 2021’de 994 bin kilogram olan ihracat 2022’de yüzde 14,9 gerileyerek 846 bin kilograma düştü. Kilogram başına ihracat ise aynı dönemde 3,2 dolardan 3,3 dolara yükseldi.
Pandemi baz etkisi yarattı
İstanbul Halı İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Hayri Diler, söz konusu düşüşün baz etkisinden kaynaklandığını ve geçici olduğu görüşünü dile getirdi. Diler, “Pandemi döneminde herkes evinde idi ve başta ABD olmak üzere dünyanın her yerinden çok yüksek talep ile karşılaştık. Özellikle ABD’de ve bir ölçüde Avrupa’da büyük stoklar oluştu. Yavaşlamanın bir nedeni de bu ve geçici bir durum. Son çeyrekte yaşanan iyileşme de bunu işaret ediyor” dedi.
Eski makineler Üçüncü Dünya’ya
2021’de artan talep yatırım atağına da yol açmıştı. Özellikle hafif, kolay yıkanabilir dijital baskı halılara talep salgın öncesine göre yüzde 20’lerden yüzde 60’lara yükselmişti. Halı sektörü de bu değişim ve artan talebe bağlı olarak eski makinelerini İran, Mısır ve Hindistan gibi ülkelere satarken kendi makine parkını da yenilemeye başladı. Diler, “100 tarak makineler vardı viskon halı yapılan. Onlar artık geçerliliğini yitirdi. Birçok fabrika modernizasyona gitti. Dekoratif halıya talep var. Herkes makinesini değiştirmeye başladı. Daha önce Belçika eski makinelerini bize satmıştı, biz de şimdi üçüncü dünya ülkelerine satıyoruz” dedi.
Tokat’ta “Dijital Baskı” kümesi
Ancak söz konusu yenileme kapsamında artan maliyetler, birçok bölgede halı üretimini zorlaştırdı. Bu bölgelerin başında da İstanbul geldi. Her ne kadar sektörün merkezi Gaziantep olsa da İstanbul’da da irili ufaklı birçok üretici faaliyet gösteriyor. Ancak bölgede yer sorunu, yüksek kira ve işçilik gibi sorunlar nedeni ile taşınmanın bir zorunluluk haline geldiğini kaydeden Ahmet Hayri Diler, Tokat Valiliği ve TSO ile görüştüklerini belirterek “Dijital baskı halılarla ilgili bir kümelenme gündemde. 700 ile 900 bin metrekare arasında bir alan tahsis edilecek. 20-25 firma başvuru yaptı. Görüşmelerimiz sürüyor, yerin pazarlığını yapıyoruz. Bu sayı artabilir. 1 yıla kadar hayata geçirmeyi planlıyoruz” dedi.
El halısında da birçok yatırımcının Anadolu’da atölye açmayı planladığını dile getiren Diler, kendisinin de Uşak’ta bir Osmanlı Konağında 30 dokumacı ile yıllık 5 bin metrekare kapasiteli bir atölye açtığını söyledi.
İç pazarda üretim miktarı yüzde 25 daraldı
Sektörün salgın döneminde yaşanan talebin devam edeceği beklentisi ile dünyanın en büyük üretişi olmasına rağmen yüzde 50-60 arasında kapasite artırımı yaptığını söyleyen İHİB Başkan Yardımcısı ve Norm Halı Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Uysal, salgının geçmesi ile birlikte başta ABD olmak üzere birçok pazarda sert düşüşler yaşandığını anlattı. Sektör ihracatı 2022’de yüzde 13,7 gerilerken bu oran ABD pazarında yüzde 30,5’e çıktı. Bu düşüşün Suudi Arabistan gibi pazarlar ile telafi edilmeye çalışıldığını ancak yine de bunların yeterli olmadığını aktaran Uysal, bu yılın da iyimser bir tahminle 2022 ihracatına yakın bir seviyede kapanacağı öngörüsünde bulundu. İstanbul merkezli firmalar için bu bölgede devam etmenin mümkün olmayacağının görüldüğünü dile getiren Uysal Anadolu’da tokat da dahil olmak üzere 6. Bölge teşvikinin bulunduğu illere yatırımı kaydırma çalışmalarının sürdüğünü, kendilerinin de bu yönde telkinlerinin olduğunu kaydetti. Uysal, 2021 yılı itibari ile yurtiçi toplam perakende cirosunun sektörde yaklaşık 5,5 milyar TL, metrekare karşılığını da 80 milyon metrekare olduğunu belirterek, “Bunun 30 milyonu dokuma makine halısı, 10 milyon metrekaresi seccade ve kadife kumaş üreten tezgahlarda dokuna ince halılar, 10 milyon metrekaresi makine kilimleri, 10 milyon metrekaresi duvardan duvara halılar ve 20 milyon metrekaresi de battaniyeden halılardan oluşuyor. 2022’de artan fiyatlara bağlı olarak cirolarda artış vardır ancak metrekare bazında yüzde 30 civarında düşüş olduğunu tahmin ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Dokuyucu sayısı 10 bine geriledi
Geçen yılı sektörün genelinin aksine ihracatını artırarak 47 milyon dolara yükselten el halısı için de 6 yıl önce canlandırma çalışmaları başlattıklarını belirten Uğur Uysal, “Dokumacılık bu ülkede biterse mirasımızı da kaybetmiş olacak. Birinci amacımız kültürel anlamda dokumacılığın devam etmesi ikincisi de özel sektör devlet ortaklığında sanayileşmiş el halısı imalatı kurmak. Bunu Hindistan Pakistan yapıyor. Dünyanın el halısı ticaretine şu anda Hindistan hakim” dedi. Dünya el halısı ihracatı 2021 yılında yüzde 16,4 oranında artarak 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Hindistan söz konusu alanda ihracatta 28,7 pay ve 337 milyon dolar ile açık ara ilk sırada yer alıyor. Uysal, Hindistan’ın atölye tipi, seri imalat yapmasının bu liderlikte önemli bir payı olduğuna dikkat çekerek, “Biz 6 yıl önce bu konu ile ilgili Ticaret Bakanlığı’na bir çalışma sunduk. Türkiye’nin nerelerinde ne kadar dokuyucu kaldı ne kadar bu sektörün küçüldüğü. Bu işlerin atölye tipi fabrika ortamlarında standart ölçü iplik dokuma ve işçiliğe dayalı bir ortamda yaşayabileceğini ve bunun da devlet destekli olması gerektiğini belirtik. Çalışanların SGK ve tazminat yüklerinin devlet, ücretlerinin de özel sektör tarafından karşılandığı bir devlet-özel sektör ortak teşebbüsü önerisinde bulunduk. Bunu tekrar gündeme getirmeye çalışıyoruz. Uzun soluklu bir şey. Türkiye’de bir halı kültürü ve Türk halısı marka algısı var. Bu ülkede dokumacılık yok olmamalı. Dokumacılar 60 yaş üstü şu an. Gençler ilgi göstermiyor. Dokumacılık biterse mirasımızı kaybetmiş olacağız. Sanayileşmiş el halısı imalatı kurmalıyız. Bunu yapanlar şu an lider. Bu proje hayata geçerse şu an 30-40 milyon dolar olan el halısı ihracatı milyar dolarları aşar” dedi. Uysal’ın verdiği bilgilere göre 6 sene önce 18 bin dokuyucu varken hali hazırda bu sayının 10 bine gerilediği tahmin ediliyor.