Sigorta sektöründe bir ilke imza atmaya hazırlanan Allianz Türkiye, çevre ve iklim değişikliği alanında hizmet vermeye başladı. Sürdürülebilirlik alanında edindiği tecrübeyi ve risk yönetimi alanındaki uzmanlığını, yeşil dönüşüm yolculuğundaki işletmelerle paylaşmayı hedefleyen şirket, 2019 yılında kurulan Allianz Teknik Deprem ve Yangın Test & Eğitim Merkezi bünyesinde çevre ve iklim değişikliği hizmetleri verecek.
Bilindiği üzere, Avrupa Birliği (AB) tarafından Yeşil Mutabakat kapsamında alınan kararlar, AB üyesi ülkelere ihracat yapan şirketler başta olmak üzere, Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin de aksiyon almasını zorunlu hale getiriyor. 2026 yılında başlayacak yasal yaptırımlar öncesinde işletmelerin üç yıllık geçiş sürecinde başta karbon ayak izlerinin hesaplanması ve raporlanması olmak üzere çevre konusunda birçok sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Buradan hareketle Allianz Türkiye, başta KOBİ’ler olmak üzere geçiş sürecinde işletmelerin farkındalıklarını artırmak ve risklerini bertaraf etmek için yeni bir çalışma başlattı. Allianz Türkiye’nin çevre ve iklim değişikliği hizmetleri iklim değişikliğine sebep olan sera gazı emisyonlarının hesaplanması ve azaltılması, iklim değişikliğinin etkilerinin belirlenmesi ve bu kapsamda ortaya çıkan risklerin yönetilmesi gibi alanlara odaklanacak. Bununla birlikte iklim değişikliği ve AB Yeşil Mutabakat kapsamında bilgilendirme eğitimleri, acente ve brokerler için atölyeler, genel katılıma açık ya da firmalara özel eğitimler de sunulacak.
“Allianz ile birlikte ekosisteminin dönüşümüne katkı sağlayacağız”
Konuyla ilgili açıklama yapan Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan, “Allianz Türkiye olarak sürdürülebilirliği 2016 yılından bu yana bu işe özel bir ekip, karar alma seviyesinde bir komite ve çalışma gruplarıyla yapısal olarak yönetiyoruz. İyi bir çevre için iklim değişikliğiyle mücadeleyi ve düşük karbon ekonomisini destekliyor; toplumun iyiliği için gelecek nesillere yatırım yapmaya devam ediyoruz. Daha iyi bir kurum olmak için iş stratejisiyle birlikte iş etiğini, şeffaf ve çevik yönetişimi, sürdürülebilir çözümleri, ESG entegrasyonunu ve risk yönetimini odağımıza alıyoruz. Bir organizasyon olarak kendimizi dönüştürerek sektörümüze öncülük etmekten öteye geçmeyi, finansal bir kuruluş olarak içinde bulunduğumuz ekosistemin de dönüşümüne katkı sağlamayı hedefliyoruz. Hem kendimiz hem de iş ortaklarımız için iklim değişikliğinin yarattığı riskleri yönetiyor, düşük karbon ekonomisine hizmet eden iş modellerini destekliyor ve kömür işlerini sigortalamıyoruz. Müşterilerimize sürdürülebilir ürün ve hizmetler sunmaya odaklanırken, bu kapsamda işletmelere çevre ve iklim değişikliği hizmetleri vermeye başlıyoruz” dedi.
İhracatçılar daha büyük yükler üstlenecek
Özellikle AB’ye üye ülkelere ihracat yapan firmaların hazırlık yapmamaları durumunda süreç sonunda karşı karşıya kalacakları düzenlemeler ve karbon vergileri ile ciddi mali yükler altında kalabileceklerini belirten Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan, “Hem özel sektör hem de devlet tarafından bu kapsamdaki çalışmalar hızlandı. Bu noktada işletmelerin geleceğe ne kadar hazır oldukları, iklim değişikliği nedeniyle karşı karşıya kaldıkları fiziksel risklerin neler olduğunu değerlendirmeleri ve yeşil dönüşüm sürecinde risklerini fırsata çevirmeleri son derece önemli. Allianz Türkiye olarak yaşanabilir bir geleceği birlikte inşa etmek adına çıktığımız bu yolda, başarıya hep birlikte ulaşmayı amaçlıyoruz. Sigorta sektörünün öncüsü olarak bu yolda edindiğimiz tecrübemizi ve risk yönetimi alanındaki uzmanlığımızı, çevre ve iklim değişikliği hizmetlerimizle aynı hedef için yürüyen şirketlerle paylaşmaya hazırız” dedi.