İzmir Serbest Bölgesi’ninde (İZBAŞ) kurumsal destekçileri arasında yer aldığı Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Deri Mühendisliği Bölümü tarafından düzenlenen 7. Deri Endüstrisinde Yenilikçi Yaklaşımlar Kongresi’nde konuşan Eyüp Sevimli, sektörün katma değeri yüksek ve emek yoğun bir sektör olduğuna dikkat çekerek, yanlış tarım ve hayvancılık politikaları, suni deri olarak adlandırılan malzemenin kullanım alanının yaygınlaşması gibi sebeplerin sektörü olumsuz etkilediğini belirtti.,
1980’li, 1990’lı ve 2000’li yıllarda altın çağını yaşayan deri sektöründeki ivme kaybında, en önemli etkenin Türkiye’deki hayvan varlığının azalması olduğunu kaydeden Sevimli, sektörün üretimde ve ihracatta yeniden söz sahibi olabilmesi için yerli hayvan varlığının mutlaka artırılması gerektiğini vurguladı.
“Her yıl 60 milyon hayvanın ham derisine ihtiyaç var”
Türk deri sektörü olarak her yıl yaklaşık 60 milyon adet büyük ve küçükbaş hayvanın ham derisine ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Eyüp Sevimli, “İhracat pazarlarımızı kaybetmemek için kaliteli hammaddeye ve yüksek üretim kapasitelerine ihtiyacımız var. Deri işlemede dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olmamıza rağmen, rakiplerimiz olan İtalya, Hindistan, Brezilya ve Afrika ülkelerinin üretim miktarlarının gerisinde kalıyoruz. Ham deri varlığının azalması ve maliyet artışlarının yanı sıra, savaş, salgın ve deprem gibi etkenlerle ülkemizdeki deri işletmelerinin sayısının da her geçen yıl azaldığına tanık oluyoruz. Sözgelimi İzmir Serbest Bölgesi’nde kümelenen deri işletmelerinin sayısı, 30 yıl önce 200 seviyesinde iken bugün 30’lu rakamlara gerilemiş durumda” dedi.
Sektörün 2022 yılında 2,5 milyar dolar, bu yılın ilk 10 ayında ise 1,6 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini belirten Sevimli, konfeksiyon ve ayakkabıda Avrupa’nın önemli tedarikçi ülkeleri arasında hâlâ Türkiye’nin geldiğini hatırlattı.