FİKRİ CİNOKUR
Çok fazla su tükettiği için tropikal meyve üretimi yerine buğday gibi stratejik ürünlere ağırlık verilmesi gerektiği belirtiliyor. Türkiye’nin tropikal meyve üretim deneme bölgesi olan Antalya’nın Anamur, Alanya, Gazipaşa ve Manavgat ilçelerinde 40’a yakın tropikal meyve üretiliyor. Muz, avokado, yenidünya, papaya, ejder, mango, çarkıfelek, yıldız, kivi ve ağaç kavunu gibi ekonomik değeri olan tropikal ürünlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Avokado üretiminde 120 milyon adet potansiyeli bulunan Alanya, Türkiye üretiminin yüzde 70-80’ini tek başına karşılıyor. Ülke ihtiyacını karşılayan ve 12 ülkeye ihracatı yapılan avokado üretimi Antalya’nın kıyı bölgesinde daha da yaygınlaşıyor.
“Türkiye’de kuraklık tehlikesi var”
Ancak, aşırı su tükettiği gerekçesiyle tropikal meyve üretiminin kısıtlanması yönünde tartışma başladı. Ekvator bölgesi bitkisi olan tropik meyvelerin ülke tarımı için stratejik ürün olmadığı, Türkiye’nin kurak bir bölge içinde kaldığı ve su kaynaklarının da yeterli olmadığı belirtiliyor. Bu nedenle Türkiye’nin stratejik tarımsal ürünlere ağırlık vermesi gerektiği vurgulanıyor.
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapıları ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi ve Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. Dursun Büyüktaş, Türkiye iklimine uygun olmayan bol yağış alan Ekvator bölgelerinde yetişen tropik meyve üretimi yerine ülkemiz iklimine uygun daha stratejik ürünlere ağırlık verilmesini önerdi. Muz, avokado gibi tropik meyvelerin çok aşırı derecede su tükettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Büyüktaş, şunları kaydetti: “Türkiye kuraklık tehlikesi olan bölgede bulunuyor. Su kaynakları çok kısıtlı. Muz yılda bir metrekare alanda 1368 metreküp, avokado ise 1168 metreküp su tüketiyor. Buğday ise 346 metreküp su tüketiyor. Tarımsal ürünlerde stratejik davranmak gerekiyor. Tropik meyveler Ekvator bölgelerinde yetişiyor, sulamaya gerek kalmıyor. Çünkü o bölgeler yağışlı… Antalya ve yakın sahil bölgelerinde ovalara seralarda muz üretimi artıyor. Serada yüzde 75-80 oranında nem tutturmak gerekli. Bu da su tüketimini artırıyor. Muz ülkemiz için stratejik bir ürün değil, ithal de edebilirsiniz.”
Üreticiler, üretimin kısıtlanması görüşüne tepkili
Türkiye’nin tropik meyve ithalatını azaltırken ihracat ile de ülkenin cari açığının azaltılmasına az da olsa katkı sunan sektör üreticileri, son dönemde “aşırı su tükettiği”, su kaynaklarının azalmasına yol açtığı gerekçesiyle tropik meyve üretiminin kısıtlanmasına yönelik kampanyalara tepki gösteriyor.
Alanya Avokado Üretici Birliği Başkanı Hilmi Sevilgen, çiftçi sayısı her geçen gün azalan Türkiye’de tropik iklimin yaşandığı Alanya-Gazipaşa ve Anamur bölgelerinde de tropik meyve deneme ve üretimi yapıldığını anımsattı. Sevilgen, şunları kaydetti: “Üreticimizin, çiftçimizin önünü kesmek istiyorlar. Doğaya zarar verdiği, çok su tükettiği gibi gerekçelerle üreticiye saldırılıyor. Bulunduğumuz bölgede DSİ izin vermeden su kuyusu açmak yasak. 150 metre yakınında bir başka su kuyusu var ise zaten izin vermiyorlar. Yaz aylarında avokado ve muz için daha fazla su ihtiyacı var, bu doğru… Ancak su sıkıntısı çekilen yerlerde de daha az su isteyen ejder, mango, pasiflora gibi meyvelerin yetiştirilmesini öneriyoruz. Para kazanacağımız meyveleri yasaklamaya çalışıyorlar. Bunu anlamak mümkün değil.”
“Manavgat ırmağı denize boşa akıyor”
Asıl, bu bölgelerde tropik meyve üretiminde su ihtiyacının nasıl karşılanacağının tartışılması gerektiğini ifade eden Hilmi Sevilgen, şöyle devam etti: “Tropikal meyve üretim bölgelerinin su ihtiyacı karşılanmalı. Alanya’nın önemli su kaynağı Dim Çayı ve Türkiye’nin en büyük su kaynaklarından Manavgat Irmağı denize boşa akıyor. Bu su kaynaklarını tarımda kullanmalıyız. Öte yandan yeraltı su kaynaklarını başka faktörler de kirletiyor. Bunu tropikal meyve üreticilerine yüklemek çok anlamsız.” Sevilgen, içinde minerali çok fazla olan avokado meyvesine coğrafi işaret alındığını belirterek, Alanya’da avokado ormanı oluşmaya başladığını sözlerine ekledi.
“İstanbul’da su krizi var”
Manavgat Muz Üreticileri Birliği Başkanı Önem Gök ise tropik meyve üretiminin ülkenin cari açığının kapatılmasında bir parça da olsa önemli olduğunu söyledi. Sebze ve diğer meyve üretiminde de su kullanıldığına dikkat çeken Gök, Manavgat’ta 460 bin dekar tarım arazisi bulunduğunu bunun 21 bin dönümünün ise muz üretim alanı olduğunu kaydetti. Yeraltı su kaynaklarının azalmasını sadece muz ve tropik meyve üretimine bağlanmaması gerektiğini vurgulayan Gök, “Tarım alanlarında sulama kanalları çok kötü. Sulama kanalları sistemi yeniden düzenlenmeli. Manavgat ırmağı boşa akıyor. İklim krizi var, yeraltı su kaynakları kirleniyor. Bunlar gerçek. Ama bu sadece tropikal meyve üretimine bağlanmamalı. Yağmur yağmıyor, kar yağmıyor. İstanbul’da da, Ankara’da da su krizi var. Buralarda da mı tropikal meyve üretiliyor. Yeraltı su kaynakları çeşitli etkenlerden dolayı kirleniyor” şeklinde konuştu.
“Su kaynakları kontrollü kullanılarak tehdit engellenir”
Sulama yöntemi, bitki su tüketimi, toprak su içeriği, tarımsal sulamada uzaktan algılama konularında önemli çalışmalara imza atan Osmaniye Yağlı Tohumlar Araştırma Enstitüsü Müdürü Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Engin Gönen, çoğunlukla narenciye bahçelerinin bulunduğu yerlerde yaşanan tropik meyvelere dönüşün, ülke ekonomisine ciddi fayda sağlamaya başladığını belirtti. Gönen, “Tropik ürünlerden vazgeçilmesi doğru değil. Bilinçli sulama ile sorunu kontrol altına alabiliriz. Özellikle muz bahçelerinde damlama ve yağmurlama sulama sistemi kullanılıyor. Örtü altındaki ürün yağmur suyundan faydalanamadığı için ciddi su tüketimleri oluyor. Bu ürünler, yağmur suyundan yararlanacak sistemlerle yetiştirilebilir. Hasat edilen yağmur suyu, bitki sulamada kullanılabilir. TAGEM, tropik meyvelerde su tüketimi ve sulama programının oluşturulması ile ilgili çalışmalar yürütüyor. Mevcut ürünlerimiz bölgeye uygun. Su kaynaklarına bir baskı var ama bu kontrol altına alınabilir. Tropikal üretimden vazgeçmek doğru değil. Sadece tropik meyvelerde değil, tüm ürünlerde belirli dönemlerde bitkinin ihtiyacı kadar sulama yapılması ve kaynakların kontrollü kullanılması tehdit oluşturmaz” diye konuştu.