Hilal SÖNMEZ
Orta Anadolu Girişim ve İş Dünyası Federasyonu (ORSİFED) ev sahipliğinde düzenlenen “Alternatif Yatırım Enstrümanları” ve “Risk Yönetimi” konulu iki ayrı panel, Ommer Hotel Kayseri’de gerçekleştirildi. Her iki panelde de moderatörlüğü TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi ve Finansmana Erişim Komisyonu Başkanı Kaan Kiziroğlu yaptı. Açılış konuşmasını yapan İntegral Yatırım Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Taşdoğan, risklerin daha iyi anlaşılabilmesi ve iş dünyasına destek olmak adına bu tarz programlar düzenlediklerini paylaştı. Programın ev sahibi ORSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Soner Türküm ise yaptığı konuşmada, panelistlerin seçim sonrası ekonomik kadrolardaki değişiklikler ve bu sebeple oluşan beklentiler konusunda katılımcıları bilgilendireceğini söyledi. Türküm, ORSİFED’in Türkiye’nin tamamında benzer şekilde faaliyet gösteren 26 bölgesel federasyondan biri olduğunu belirterek, “Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu, tek amacı KOBİ’lerin ve iş dünyasının gelişmesi olan Türkiye’nin en büyük gönüllü ve bağımsız sivil toplum örgütüdür. Bünyesinde yer alan 300’ün üzerinde dernek ve 60 bine yakın şirket ile Türkiye’nin kalkınmasına destek olmaktadır. Bizde ORSİFED olarak Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun iş dünyasına sağladığı katkılardan hem istifade ediyor hem de destek oluyor konumundayız” diye konuştu.
“Kalkınma odaklı ekonomi modeline geçmeliyiz”
Bu yıl Cumhuriyetin ikinci yüzyılına adım atılacağını belirterek konuşmaya başlayan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Sanayici İş İnsanları Derneği Başkanı Vedat Gizer, “Ekonomiden demokrasiye, eğitimden gençliğe, kadından çevreye Türkiye’nin aydınlık geleceğini aklın ve bilimin ışığında inşa edebiliriz” dedi. Faizler ve finansmana erişim konusunda iş dünyasının uzun süredir yaşadığı belirsizliğin bir an önce istikrara kavuşması için iyileştirici adımların vakit kaybetmeden atılması gerektiğini ifade eden Vedat Gizer konuşmasında şunları söyledi, “Bunun için krediler üzerindeki baskı hafifletilmeli, finansmana erişimde zorlaştırıcı unsurlar ortadan kaldırıldığı gibi, kolaylaştırıcı uygulamalar hızla hayata geçirilmeli. Merkezde alınan kararların sahaya yansıması sağlanmalı. Tüketim odaklı büyüme sürdürülebilir değil. Rekabetçilikte sahneye odaklı, üretim odaklı yeni bir hikâye yazmamız, büyümeden ziyade kalkınma odaklı bir ekonomi modeline geçmemiz gerektiği görülüyor. Artık köklü yapısal reformlarla güven, istikrar ve öngörülebilirliği sağlamalıyız.”