Duygu GÖKSU
Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde, EKONOMİ Gazetesi işbirliği ve Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) organizasyonuyla gerçekleştirilen Ege İhracat Buluşmaları’nın yeni durağı Muğla oldu. Toplantının açılış konuşmasını yapan EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 2023 yılının 8 aylık döneminde ihracatındaki artışını sürdüren Muğla’nın; orta vedeli programa (OVP) göre 2026 yılı için 302,2 milyar dolar olarak belirlenen ihracat hedefine 2 milyar dolarlık katkı koyacak potansiyeli barındırdığını vurguladı. Eskinazi, bu potansiyeli harekete geçirmek için tarım, sanayi, madencilik sektörlerinde faaliyet gösteren ihracatçılara can suyu gerektiğine dikkat çekti.
Muğla’nın ihracatını ve bu ihracatta tarımın payını özetleyen Eskinazi, “Muğla, 2 milyon 50 bin dekar tarım alanında, 30 bine yaklaşan üreticisiyle, 3 milyon 65 bin ton bitkisel üretim, 378 bin ton süt üretimi, 170 bin ton su ürünleri ve 6 bin 578 ton bal üretimi gerçekleştiriyor. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) Tarımsal Görünüm 2023-2032 adlı raporuna göre, küresel gıda tüketimi her yıl yüzde 1,3 artacak. Türkiye, tarım ve balık üretiminde Doğu Avrupa’nın lider ülkesi olacak. Bu liderlikten de en büyük payı alacak illerimizin başında Muğla gelecek” diye konuştu.
Muğla ihracatının yüzde 79’u su ürünlerinden
Geçtiğimiz yıl Muğla için 1 milyar dolar ihracat hedefi koyulduğunu hatırlatan Eskinazi, “2022 yılı sonunda Muğla ihracatını yüzde 31 artırarak, 1 milyar 14 milyon dolara çıkardı ve bu hedefi aştı. Muğla’da ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 258 oldu ve 621 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. 2022’de Muğla’nın ihracatında tarım ürünlerinin payı 896 milyon dolara ulaştı. Bu Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 2,6’sı demek. Burada lokomotif 803,9 milyon dolarla su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü oldu. Muğla’nın ihracatının yüzde 79’unu su ürünleri sektörü karşıladı ve bu sektörde Muğla’yı zirveye taşıdı. Kentin tarımsal ihracatında 35,4 milyon dolarla yaş meyve sebze sektörü ikinci, 26 milyon dolarla hububat bakliyat ve yağlı tohumlar sektörü üçüncü sırada yer aldı. Madencilikte de güçlü olan Muğla, geçen yıl bu sektörde 131 milyon dolarlık ihracat yaptı” ifadelerini kullandı.
“Uygun maliyetli finansmana erişim hayati öneme sahip”
2026 sonunda mevcut OVP hedeflerine göre döviz kurundaki artışın enflasyonun altında kalacağını, ihracatçının kur ile imtihanının 3 yıl boyunca devam edeceğini söyleyen Eskinazi, döviz kurlarındaki değişimin enflasyona uygun olmasını, ülke döviz rezervini dikkate almasanı ve ihracat beklentilerini destekleyici olmasını temenni etti. 2023’ün ilk 8 ayında Türkiye ihracatının yüzde 3,4’lük kayıpla 144 milyar dolara gerilediğini hatırlatan Eskinazi, “Aynı dönemde EEB’in kayda aldığı ihracat ise geçen yılı koruyarak 12,2 milyar dolar oldu. Türkiye’nin, OVP’ye göre 2026 yılı için 302,2 milyar dolar ihracat hedefine ulaşması için sanayide çarkların dönmesi lazım. Üreticinin üretimine devam edebilmesi için de uygun maliyetli finansmana erişim hayati öneme sahip” değerlendirmelerinde bulundu.
“Reeskont kredi faizi ihracatı desteklemekten uzaklaşıyor”
Reeskont kredileri uygulamasında faizin Merkez Bankası tarafından peşin tahsil edilmesinin yüzde 30 olan kredi faizini yüzde 48’lerin üzerine çıkardığına dikkat çeken Eskinazi, “Reeskont kredi faizi piyasa faizine yükseliyor ve ihracatı destekleme amacından uzaklaşıyor. Sembolik tutarda döviz varlığı TL kredi kullanımına engel oluyor. Bu yasak kaldırılmalı. İhracat gelirlerinin yüzde 40’ının TC MB’ye bozdurulması uygulamasından vazgeçilmeli. Merkez Bankası tarafından ihracatçıya verilen döviz dönüşüm desteği kapsamında 2 puanlık farkı 5 puana çıkarıldığında bu kriz ortamında bir nebze nefes aldırır. İhracatçıları zor durumda bırakan finansman gider kısıtlamasının da kaldırılmasını talep ediyoruz. İhracatçılarımız için getirilen 5 puanlık kurumlar vergisi indiriminin Ticaret Bakanlığı’nın statü verdiği aracı ihracatçı şirketler üzerinden ihracat yapan imalatçı ihracatçılara da sağlanmasını istiyoruz. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 10 milyar TL olan pazarlama desteğinin 20 milyar TL’ye çıkarılacağı sözünü verdi. Rekabetçiliğimiz için desteğin ilk etapta minimum 1 milyar dolara, OVP hedeflerini tutturabilmek için 2 milyar dolara çıkarılmasını ve döviz bazında kullandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
“Girdilerdeki yükselişe rağmen üretmeye devam ediyoruz”
Türkiye sıralamasında 24. sırada olan Muğla’nın, % 27’lik sıçramayla 2022 yılında Ege Bölgesi’nin ihracat artış rekortmeni olduğunu hatırlatan Muğla Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak, “2022’de ihracatımız su ürünlerinde 125 bin 987 tona, bitkisel üretimde 77 bin 56 tona ulaştı. Zeytinyağı ve bal ihracatımız da arttı. Muğla, tarım ve turizm sektörünü bir arada yükseltmek üzere önemli bir aşamayı geçti. Pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı, yangınlar, iklim krizinin ortaya koyduğu olumsuzluklar, dünyadaki egemenlerin yeniden yapılandırdığı lojistik yolları gibi bir sürü handikap içerisinde, üretim girdilerindeki tüm yükselişlere rağmen ayakta kalmaya devam ediyoruz. Ormanlarımız yandı, çam balı üretimimiz düştü, arıcılarımızı milli parklara taşıdık ve çam balı üretmeye devam ettik. Ayrıca, kaybımızı kurduğumuz Ar-Ge inovasyon merkezi ile apiterapi ürünleri kazanmaya başladık” dedi.
4 bin 400 civarında endemik bitki florasına sahip olan Türkiye’de bunların yüzde 17’sinin Muğla’da olduğunu vurgulayan Saylak, “Ormanlar içerisindeki tıbbi aromatik bitki ekim alanını 6 bin 500 dekara çıkardık. Bakanlığımız da Muğla’yı bu konuda kümelenme merkezi seçti. Muğla tüm gücüyle üretmeye devam ediyor. Kentimizde 25 adet coğrafi işaretli ürünümüz var. Avrupa Birliği coğrafi işaret tescilli Milas memecik soğuk sıkım zeytinyağı ve memecik yağlı zeytinimiz bunların başında geliyor. Türkiye’nin AB coğrafi işaretli 14 ürünün ikisi Muğla’da bulunuyor. Coğrafi işaretleri almak tek başına yeterli değil, bunu sürdürülebilir kılmalıyız. Saklama, depolama koşulları ve ihracatına kadar yükümlülüklerini yerine getirmeliyiz. Bu konuda her türlü çalışmaya açığız. Muğla olarak önemli bir turizm destinasyonuyuz. 2022’de 2,7 milyon yabancı turist ağırladık ve ülkemize 2,3 milyar dolar döviz kazandırdık. Tarımsal ihracat rakamımız ise yaklaşık 1 milyar dolar” diye konuştu.
“Muğla’yı hayvancılığın merkezi haline getireceğiz”
Tarım alanında kamu ve özel sektör iş birliğinde il genelinde pek çok yatırım ve proje hayata geçirildiğini söyleyen Muğla Valisi İdris Akbıyık, “Tarım ve Orman Bakanlığı desteği ile Seydikemer’de alt yapı ve inşaat çalışmaları devam eden 40 bin büyükbaş hayvan kapasiteli ve 2 bin 500 kişiye istihdam sağlayacağı öngörülen Seydikemer Tarıma Dayalı İhtisas Süt Sığırcılığı OSB Projesi ile ilimizi süt ve süt ürünleri ile hayvancılığın merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Muğla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yürütülen Bitki Koruma Ürünleri ve Gübre Ambalajları Bertarafı Projesi, Çilek Üretiminin Yaygınlaştırılması Projesi, Muğla İlinin Hastalıktan Arilik Projesi, Buzağı Kalkanı Projesi, Seydikemer Eşen Çayı Balık Hastalıkları Tespiti ve Hastalık Haritası Çıkarılması Projesi’nin toplam bütçeleri 11,1 milyon TL. Sulama konusunda hayata geçirilen toplam 10 milyar TL tutarındaki 99 proje kapsamında çalışmalara devam ediliyor. Muğla’nın, her alanda gelişimini kat kat artıracağına inanıyorum. Tarım olmadan kalkınma olmaz. Daha güçlü bir tarım sektörü ve daha güçlü bir Türkiye için hep birlikte omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
“Tarımsal destekler çok geç açıklanıyor”
Muğla’nın tarım potansiyelinin ortaya konulduğu, Moderatörlüğünü EKONOMİ Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Handan Sema Ceylan’ın yaptığı panelde tarım destekleri ve tarımsal planlamalarla ilgili bilgi veren EKONOMİ Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, tarımsal desteklerin çok geç açıklandığını ve tarımsal planlamanın sadece yönetmelik çıkarılarak yapılamayacağını vurguladı. Tarım desteklerinde genel olarak 2022’ye göre yüzde 44’lük artış öngörüldüğünü aktaran Yıldırım, bütçenin, meclisten geçtikten sonra kesinleşeceğini, 63.4 milyar TL’lik bütçenin, 91.5 milyar TL’ye ulaşacağını söyledi.
Temmuz ayında gübreye gelen zamma rağmen gübre desteklerinde 1 kuruşluk bile artış yapılmadığını ifade eden Yıldırım, “Fark ödemesinin yapıldığı 17 ürünün ise sadece 7’sinde artış var. Organik tarım desteklerinde ise yüzde 80 ile yüzde 200 arasında bir artış bulunuyor. Bu geçen iki yılın telafisi diyebiliriz. Hayvancılıkta ise çelişki var. Türkiye’nin temel sorunu yem, yemde yüzde 50 oranında dışa bağımlıyız ama yem desteklerinde bir artış yok” diye konuştu. Yıldırım, tarımsal planlamanın sadece yönetmelik çıkarılarak yapılamayacağını, yapılması gereken en önemli şeyin destekleme politikası olduğunu sözlerine ekledi.
Enflasyonun düşme eğiliminde emin olunamadığını söyleyen EKONOMİ Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz ise, “Önümüzdeki dönemde, enflasyonda bir düşüş temennisi var ama temenninin gerçekleşmesi için seçim sonrasını bekleyeceğiz. Yeni ekonomi yönetiminin seçimden sonra bu vizyonda kalması ve temel bir yanlış yapmamaları halinde ortodoksun işe yarayacağını düşünüyorum” dedi.
EKONOMİ Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar da, katıldığı, Türk-Amerikan İş Konseyi, Amerikan-Türk Ticaret Odası, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi toplantılarında gözlemlediği havanın samimi ve açık olduğunu, güven ortamının oluşmaya başladığını, işbirlikleri konusunda olumluya dönüş olduğunu aktardı.