Nihat DELİBAŞI
Küresel iklim değişikliğinin etkisiyle Ege’ye beklenen yağışların bir türlü gelmemesi sonucu İzmir’in Menemen, Kemalpaşa, Torbalı ve Salihli ovalarında geleneksel ürün çeşidindeki değişim hızlandı. Mısır ekiminin azaldığı İzmir’in tarımsal üretim merkezi ovalarında buğday, arpa gibi susuz tarım ürünlerinin ekimi arttı. Yağışlarının önemli bir bölümünü aralık-ocak-şubat aylarında alan İzmir’de birim alana düşen yağış miktarı % 60’larda düşüş gösterdi. Yağışların bölgesel kalmasının yanı sıra sel ve taşkınlara neden olarak birikmiş malzemeleri taşıması barajların da verimini düşürüyor. Kar yağışının olmaması ise yer altı su rezervlerinin kritik eşiği aşmasını önlüyor.
“Üretici mısır yerine pamuğa yöneldi”
Torbalı Ziraat Odası Başkanı Yılmaz Girgin, kuraklık etkisi ile bölge üreticisinin ürün deseninde zorunlu değişime gittiğini belirterek, “Birkaç yıl önce 60 bin dekarı bulan mısır ekim alanı 12 bin dekara kadar geriledi. Üretici, 7-8 sulama isteyen mısır yerine domates ve pamuğa yöneldi. Bu ürün sulamalarında imkanı el verdiği ölçüde damlama sulamayı tercih ediyor” dedi. Yer altı sularındaki azalma ile birlikte sulama imkanlarının azalması sonucunda yılda 3 ürün alının günlerin geride kaldığını kaydeden Girgin, “Büyükşehir Belediyesi arıtma sularının tarıma kazandırılması için çalışmalarını, yatırımlarını artırmalı” diye konuştu.
“Küçük üretici tarımdan kopuyor”
Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, Turgutlu, Torbalı havzasında olduğu gibi Salihli Ovası’nda da mısır ekiminde ciddi düşüş olduğunu söyledi. Gölmarmara’nın tamamen kuruduğunu, geçtiğimiz yıl 21 gün su veren Demirköprü Barajı’nda bu yıl 10 gün su verilmesinin mucizelere kaldığını ifade eden Yalvaç, “Ovada bağlar kökleniyor. Yerine zeytin, sulama imkanına göre pamuk ekimi yaparken, boş kalan, icara verilen arazi sayısında da büyük artış yaşanıyor. Küçük üreticinin tarımdan kopuşu hızlandı” dedi.
“Ayçiçeği, buğday ve arpa ekimi arttı”
Menemen Ziraat Odası Başkanı Metin Karagöl de kuraklık tehdidini görerek üreticiyi uyardıklarını, bu uyarıya kulak veren üreticinin kuraklığa dayanıklı tarım ürünleri ekimine yöneldiğini söyledi. Karagöl, 1 milyon dekar alana sahip Gediz Ovası’nın 220 bin dekarını oluşturan Menemen Ovası’nın büyükbaş hayvancılıktaki merkez konumuna rağmen mısır ekiminden uzaklaşmak zorunda kaldığını vurguladı. Yaz mevsiminde ayçiçeği, kış döneminde ise buğday ve arpa ekiminin arttığı bilgisini paylaşan Karagöl, şunları söyledi: “Gediz Nehri’nde su kalmadı, kalan su ise sanayi atıkları nedeniyle sulamada kullanılma özelliğini yitirdi. Senede 3 ürün alan Menemen çiftçisi tek ürüne şükreder durama geldi. Yarın çok geç olmadan önlemler alınmalı. Öncelikle arıtma sularının, tarımsal sulamada kullanımını sağlayacak yatırımların Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilmesi sağlanmalı.”
“Üretici yalnız bırakılmamalı”
Ziraat Mühendisleri Odası geçmiş dönem başkanı Ferdan Çiftçi, İzmir’in iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek iller arasında yer aldığı gerçeğini gözardı etmeden küresel iklim değişikliğine bağlı kuraklığa karşı orta ve uzun vadeli önlemlerin şart olduğunu belirterek, desteklerin üretici imkanları gözetilerek düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Mevcut suyun yüzde 70’inin tarımsal sulamada kullanıldığını ifade eden Çiftçi, “Gözden kaçan önemli bir olgu tarımsal üretim maliyetlerindeki artış. Suya erişimin azaldığı, gübre, ilaç ve bitki gelişim düzenleyicileri fi yatlarının katlanarak arttığı ortamda, üretici açısından tarımsal üretimde sürdürülebilirlik günden güne zorlaşıyor. Yapmamız gereken sıcaklık dengesini bozucu eylemlerden kaçınırken, kimyasal tarımdan uzaklaşıp organik tarım yöntemlerini daha fazla kullanmak. Devlet destekleri buna göre dizayn edilirken kırsalı doğru planlamak gerekiyor” diye konuştu.