Ahmet USMAN
Türkiye’deki rüzgar enerjisi santrallerinin (RES) yüzde 20’sine ev sahipliği yapmasının yanı sıra bu konuda ekipman üretimine de öncülük eden İzmir, güneş enerjisi konusunda da benzer bir başarı hikayesine imza atma yolunda. Güneş enerjisinde 338.8 MW kurulu güçle iller arasında 6. sırada bulunan İzmir, sıralamadaki yerini daha yukarılara taşımayı hedefliyor. Hibrit santrallere izin verilmesinin ardından RES’lere entegre güneş enerjisi santrallerinin (GES) sayısının artmaya başladığını belirten Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Başkanı Alper Kalaycı, trafo sorununun aşılması halinde özellikle yazlık bölgelerde çatı tipi GES pazarında çok hızlı bir büyüme meydana geleceğini vurguladı.
Yakın zamanda çıkan yönetmeliklerden sonra hibrit santral kurmanın çok daha rahat hale geldiğini anlatan Kalaycı, “Şu an RES’lerin önemli bir kısmı hibrit santrale dönüşüyor. Rüzgar santrallerine güneş panelleri de ekliyorlar. Türkiye’deki rüzgar türbinlerinin yüzde 20’si İzmir’de olduğu için, hibrit santraller yoluyla İzmir’in güneş enerjisi kurulu gücü diğer illerden daha yukarı çıkacak. İzmir’de yenilenebilir enerji konusunda bireysel farkındalık da çok fazla. İzmir ayrıca rüzgar enerjisinde olduğu gibi güneş enerjisi ekipmanları konusunda da hızla geliyoruz. Türkiye’de güneş panelleri için hücre üretimi yapacak olan ikinci tesisin İzmir’de kuruldu. OSB’lerde ve serbest bölgelerde yenilenebilir enerji sanayine yönelik çok sayıda üretim tesisi var ve bunlara her gün bir yenisi ekleniyor. GES kurulumunu her şeyiyle yapabileceğimiz bir altyapı mevcut. Yani rüzgar enerjisindeki başarı hikayesinin aynısını yazmamamız için engelimiz yok” dedi.
Sorun trafoların yetersizliği
Güneş enerjisinin tabana yayılmaya çok müsait bir kaynak olduğuna dikkat çeken Kalaycı, “Büyük santrallerden ziyade konutların, bahçelerin, otoparkların üzerine yapılabilmesi GES’in toplam hacmini hızla büyütebilir. İzmir’de bunun önündeki en büyük engel trafo merkezlerinde bağlantı sıkıntısı. Çatı tipi GES’ler en çok yazlıklarda uygulanıyor. Çünkü yazlık sahipleri bu konuda bilinçliler ve finansal güe sahipler. İzmir’in bu anlamda potansiyeli çok büyük. Ama bunun için izin alamıyorsunuz, çünkü trafo merkezinin kapasitesi yetmediği için şebekeye bağlanamıyorsunuz. Devletin yeni trafo merkezi yapması ya da dağıtım şirketlerine yaptırması lazım. Çünkü konut sahiplerinin tek tek ya da biraraya gelerek bunu yaptırması mümkün değil” diye konuştu.
Trafo sorununun aşılması durumunda çatı tipi GES projelerinin hızla hayata geçeceğini vurgulayan Alper Kalaycı, “İzmir’de ve daha genel olarak Ege kıyılarında yüzbinlerce yazlık konut var. Bir çatı GES’in maliyeti birkaç bin dolar. Bir anda 10 milyon dolarlık bir GES yapamayabilirsiniz ama trafo sorunu çözülürse 100 bin yazlığın çatısına GES kurulması uzak bir hedef değil. 100 bin çatı GES demek 200 MW kurulu güç anlamına geliyor. Yani Türkiye’nin en büyük GES santralinin beşte biri büyüklüğünde bir kapasite kısa sürede yapılabilir. Üstelik bu, enerjinin tüketildiği yerde üretilmesi ilkesine de katkı sunar” görüşünü savundu.
İzmir’in GES potansiyeli çatılarda
İzmir’de toprağın çok verimli olmasından dolayı GES kurulabilecek geniş araziler olmadığını dile getiren ENSİA Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Koç, “Buna karşın çatı GES açısından ilk 3 il arasında yer alıyor. Üstelik hem endüstriyel çatılarda, hem de evsel çatılarda rakamlar hızla büyüyor. İzmirliler yenilenebilir enerji konusunda açık fikirliler. Başka bölgelerde daha çok olayın ekonomik boyutuna bakılırken, İzmir’de çevre, enerjide bağımsız olma gibi sosyal motivasyonlar da yüksek. İzmir’in rüzgar enerjisinde merkez haline gelmesinde bu konudaki sanayi altyapısının güçlü olmasının etkisi var. Güneş enerjisinde de benzer bir gelişme yaşanıyor. Ekipman imalatı, kalifiye işgücü, mühendislik yeteneği, hatta İzmir’de düzenlenen yenilenebilir enerji fuarının gördüğü ilgi bile bunun göstergesi. Rüzgar ve güneş enerjisi kardeş sektörler. Birini konuşurken diğeri de mutlaka beraberinde geliyor. Hibrit santraller düzenlemesiyle bu durum bir anlamda yasal zemin de kazandı. İzmir, Türkiye’de en çok rüzgar santralinin bulunduğu şehir ve şimdi bunların yanında yardımcı kaynak olarak güneş santralleri yapılıyor. Güneş enerjisi konusunda global şirketlere ve yurtdışına açılmayı hedefleyen yerli işletmelere ev sahipliği yapan İzmir, rüzgardaki başarıyı yakalamaya aday ama biraz daha yolu var” dedi.