Ahmet USMAN
İzmir’in yurtdışı ile bağını kuvvetlendirmek için kurulan Dünya Kenti İzmir Derneği (DİDER), yurtdışına açılmak isteyen küçük ve orta ölçekli firmalar için yeni bir model geliştirdi. İzmir Ofisleri Katılım Payı Modeli’nden faydalanmak isteyen şirketler, 3, 6 ya da 12 ay abone olarak DİDER’in Avrupa’daki 11 ofisinden kendi ofisleri gibi faydalanabilecekler.
DİDER’in İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yönlendirmesiyle 2020 yılı sonunda kurulduğunu ve 2021’de Almanya’da 5 ofis açarak çalışmalarına başladığını belirten DİDER Başkan Yardımcısı Ruhisu Can Al, şu an 8’i Almanya, diğerleri Fransa, İngiltere ve Hollanda’da olmak üzere 11 ofisi ile lobicilik faaliyetlerini sürdürdüklerini, bu sayıyı önümüzdeki yıl sonunda 20’ye ulaştırmayı hedeflediklerini söyledi.
Bugüne kadar bütün İzmir ofislerinin gönüllülük temelinde açıldığını hatırlatan Al, “Ofislerimiz söz konusu kentlerdeki Türk iş insanları ya da sivil toplum kuruluşları liderleri tarafından açıldı. Bunlar hem Alman toplumu tarafından kabul gören, hem de Türk camiası tarafından saygı gören insanlar. Önümüzdeki dönemde gönüllülük şartı baki kalmak koşuluyla, işi daha profesyonel bir zemine taşımak istiyoruz. Üzerinde çalıştığımız yeni modeli tamamladık. İzmir Ofisleri Katılım Payı Modeli (İKPM) adını verdiğimiz bu model bir abonelik sistemi. Model, başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya açılmak isteyen iş dünyasının bu ofisleri kullanabilmesinin önünü açıyor” dedi.
Bu modele göre İzmir’deki firmaların 3, 6 ve 12 aylık sürelerde abonelikler aracılığıyla DİDER’in ofislerinden yararlanabileceklerini vurgulayan Al, “Özellikle küçük ve orta ölçekli firmalar her iş yapmak istedikleri şehir ya da ülkede bir ofis kiralayamazlar. Çünkü bunun ciddi bir maliyeti var. Biz girişimcileri bütün bu maliyetlerden kurtaracağız. Abonelik paketlerimizden birini seçtikleri zaman Avrupa’daki mevcut ve ileride açacağımız tüm bu ofislerimizi kullanabilecekler. Görüşmeleri burada yapabilecekler, sekretarya ve tercüme desteği vereceğiz. O ofisin bulunduğu kentteki otel ve restoranlardan indirim sağlayacağız. Ayrıca hukuk danışmanlığı, sektör ve pazar araştırması gibi hizmetlerimiz olacak” diye konuştu.
2024’te hizmet vermeye başlayacak
DİDER’in bu hizmetinin sadece bir ofis olarak görülmemesi gerektiğini ifade eden Ruhisu Can Al, “İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yaptığımız protokol gereği ofislerimizde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bayrağı bulunuyor. Oraya giden firmalar potansiyel müşterileriyle görüştüklerinde belediyenin gücünü de arkalarında hissedecekler. Oraya sadece bir firma olarak değil, o şehrin en büyük kuruluşlarının çatısı altında faaliyet gösteren, akredite bir firma olarak gidecekler. Bunun yaratacağı prestij ve algı kendilerine avantaj sağlayacak. Buralar zamanla iş dünyasının da temsil edildiği bir ofis haline gelecek. Biz aslında bu ofisler aracılığıyla büyük bir lobicilik çalışmasına imza atmış oluyoruz. Önümüzdeki yıl başından itibaren hizmete sunacağız” dedi.
Hedef orta ölçekli firmalar
Özellikle orta büyüklükte şirketlere ulaşmak istediklerini anlatan Ruhisu Can Al, “Almanya’yla, Avrupa’yla ticaret yapmak isteyen, yeni kurulan, büyük potansiyeli olan ama bir sebeple oradaki firmalara ulaşamayan firmalara ulaşıp onların ticaret kapasitelerini yükseltmek istiyoruz. Büyük kurumsal firmaların burada olmasını beklemek gibi bir durum içinde değiliz. Onlar kendi ağlarını kurmuş durumlar zaten. 2024’te belirlediğimiz yeni lokasyonlarda da İzmir ofisi açacağız. Şu an Almanya, Fransa, Hollanda ve İngiltere’de ofislerimiz var. Bunlara Danimarka, Portekiz, İspanya ve İtalya eklenebilir. Japonya ve ABD’de ofis açmak da hedeflerimiz arasında” diye konuştu.