Fikri CİNOKUR
Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD) üyeleri tarafından merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan deprem felaketi sonrası deprem bölgeleri, depremzedeler ve Antalya ile ilgili “Afet Yönetimi Önerileri” adında bir rapor hazırlandı. Raporda, yıkılan, zarar gören iş yerlerini tekrar çalışır hale getirecek iki yıl ödemesiz, faizsiz, adeta hibe niteliğinde kredi desteklerinin hızlıca devreye alınmasının büyük önem taşıdığı belirtildi. Bölgenin üretim dokusuna uygun yeni ihtisas OSB projelerinin gündeme alınması, beyaz eşya, akaryakıt, enerji ve tarım gibi sektörlerde bölgeye özel KDV ve ÖTV destekleri verilmesi önerildi. ANTGİAD’ın raporunda ayrıca, Hatay’ın jeopolitik konumu ve jeostratejik durumu göz önüne alınarak süper teşvik kapsamında değerlendirilmesi ve bölge nüfusunu yeniden canlandıracak çalışmaların hızlıca başlatılması gerektiği belirtildi.
“Göç, yönetilemez bir sosyal dönüşüme neden olabilir”
ANTGİAD Başkanı Osman Sert yönetiminde 42 üye ve Akdeniz Üniversitesi öğretim üyeleriyle birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 13,5 milyon insanı etkileyen deprem nedeniyle hem Antalya hem de deprem bölgesi ekonomisi için rapor, Antalya Valisi Ersin Yazıcı ve ATSO yönetimine de sunuldu. Çeşitli önerilerde bulunulan raporda, asrın felaketi olarak nitelendirilen depremin sadece deprem bölgesi için değil, göç alan iller ve özellikle Antalya için de olumsuz sonuçlar doğuracağı belirtilen raporda, bazı illerin kapasitesinin üzerinde göç alma riski bulunduğu ifade edildi. “Böylesine bir göç, başta yakın iller olmak üzere Türkiye’nin her tarafında yönetilemez bir sosyal dönüşüme neden olabilecektir” denilen raporda, gerekli önlemlerin alınmaması halinde gelişmelerin sadece deprem bölgesi için değil, göç alan iller için ve özellikle Antalya için de olumsuz sonuçlar doğuracağı belirtildi.
Bölgedeki ekonomik zarar tespit edildikten sonra ekonominin çarklarını tekrar döndürebilecek can suyunun öncelikli sektörler belirlenerek hızlıca verilmesinin son derece önemli olduğu vurgulanan raporda; “Bu kapsamda ilk olarak zarar gören iş yerlerinin ödemelerinin ertelenmesi gündeme alınmalı. Yıkılan, zarar gören iş yerlerini tekrar çalışır hale getirecek 2 yıl ödemesiz, faizsiz, adeta hibe niteliğinde kredi desteklerinin hızlıca devreye alınması büyük önem taşıyor. Yatırım teşvik sisteminde 4, 5 ve 6. sıralarda bulunan deprem illerinin farklı bir ‘süper teşvik’ basamağı oluşturularak konumlandırılması başka illerden ve ülkelerden de yatırımların bölgeye akmasına neden olacak. Uzmanlaşmış kurumlar ve şirketler bu teşviklerden yararlanmalı. Yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında Bölgenin üretim dokusuna uygun yeni İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri projeleri gündeme alınmalı. OHAL kapsamında bulunan 10 ilde yeniden inşa sürecine giren işletmeler, SGK ve vergi teşviklerinden yararlandırılmalı, gerekirse yeniden kurulacak fabrikalara yer tahsisi sağlanmalı. Beyaz eşya, akaryakıt, enerji ve tarım gibi sektörlerde bölgeye özel KDV ve ÖTV destekleri verilmeli. Hatay’ın jeopolitik konumu ve jeostratejik durumu göz önüne alınarak süper teşvik kapsamında değerlendirilmeli ve bölge nüfusunu yeniden canlandırılacak çalışmalar hızlıca başlamalı” denildi.
Rapordan belli başlı öneriler
Bölgenin kısa vadede terk edilmemesi, orta ve uzun vadede canlılığını sürdürmesi hatta yeniden inşa süreci sonrasında çok daha güçlü bir ekonomik yapıya kavuşması geriyor. Aksi takdirde insanların batıya göç ettiği, bölgenin boşaldığı bir yapı ile karşı karşıya kalma riski bulunuyor.
Bu gelişme sadece deprem bölgesi için değil, göç alan iller ve özellikle Antalya içinde olumsuz sonuçlar doğuracak. Bazı illerin kapasitesinin üzerinde göç alma riski bulunuyor. Böylesine bir göç, başta yakın iller olmak üzere Türkiye’nin her tarafında yönetilemez bir sosyal dönüşüme neden olabilecek.
Bölgede ve yerinde hızlıca ticaretin başlamasına yönelik çalışmalar hızlandırılmalı.
Bilim insanları ile güçlü bir iş birliğine gidilerek bölgedeki kentlerin imar planları tekrar gözden geçirilmeli. TMMOB’a bağlı meslek odaları bu noktada en güçlü paydaşlar olarak süreçte yer almalı.
İmar planları uzun vadeli projeksiyonlarla ele alınmalı.
Bölgede geçici barınma konteyner kentlerle sağlanmalı. Konteynerler olası sonraki afetler için de kullanılabilir olmalı.
Bölgedeki konteyner kentlerin ihtiyaçlarını anlık olarak görebileceğimiz, AFAD koordinasyonunda çalışan bir akıllı telefon uygulaması oluşturulmalı. Bu uygulama gelecekteki olası felaketlerin lojistik yönetimi için de kullanılabilir olmalı.
Bölgemize göç eden depremzedelerin burada kalmak ve istihdam edilmek isteyenlerin beklentileri ve yetkinlikleri dikkate alınarak, kariyer havuzu oluşturulmalı. İş-Kur’a kayıtları yapılarak en az 12 ay vergi istisnasına tabi tutulmalıdır. Oluşturulan kariyer havuzu yerel yönetimler ve iş insanları dernekleri ile paylaşılmalı.
“Afet yönetiminde daha fazla yol almalıyız”
“Ülkemizin son dönemde yaşadığı felaketlerde yaşanan süreçler, afet yönetiminde daha fazla yol almamız gerektiğini gösteriyor” denilen raporda, afet yönetimiyle ilgili öneriler şöyle sıralandı. “Yardımların, ihtiyaç malzemelerinin olması gerektiği gibi muhataplarına ulaştırılmasında sorunlar olduğu açık. Lojistik yönetimi için, özel sektör fi rmalarıyla (kargo, perakende fi rmaları vb.) istişare edilerek AFAD bünyesinde tamamen bu konuda uzmanlaşmış bir birim oluşturulmalı. İletişim sorunları hemen her felakette gündeme oturuyor. Bu sorunun aşılabilmesi için GSM operatörleri ile Ar-Ge çalışmaları yürütülmeli, gerekirse fon sağlanarak acil durumlarda kullanılabilecek bir yapı oluşturulmalı.”