Ali ESKALEN-Talip ÖZTÜRK-Mehmet Nabi BATUK
Deprem felaketini yaşayan kentler sadece vatandaşlarını kaybetmedi, sanayilerinde de ciddi kayıplar yaşadı. Kentlerin sanayi tesisleri, makineleri, iş gücü de depremden ciddi hasarlar aldı. Depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş’ın sanayisi deprem öncesine dönmenin mücadelesini veriyor. Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Buluntu, 6 Şubat depremleri sonrası sanayideki son durumu değerlendirdi. Buluntu, “Kahramanmaraş’ta tesislerimiz ve iplik makinelerimiz ciddi hasarlar aldı. Kahramanmaraş depremden çok fazla yara ve hasar almış bir şehir” dedi. Kahramanmaraş’ı diğer deprem şehirlerinden ayıran özelliğin sanayi kenti olması olduğunu dile getiren Buluntu, “Kahramanmaraş ekonomik olarak deprem bölgesindeki şehirlerin birçoğundan daha büyük ve potansiyeli daha yüksek. Bu doğrultuda depremin ilk anından itibaren Ticaret ve Sanayi Odası olarak şehrimizin ve iş dünyamızın sorunlarıyla ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye’nin üretim üssü kadim şehrimizi yeniden ayağa kaldırmak adına hasar almış işletmelerimizle ilgili ciddi çalışmalarımız var. Bu noktada ciddi mesafelerde kat etmeye başladık. Ancak elbette ki bu yeterli değil” diye konuştu. Kentteki işletmeleri 6 Şubat öncesine oranla yüzde 50’nin altında kapasite ile çalıştıklarına dikkat çeken Buluntu, “Öte yandan makine, bina, tesis ve işçi olarak ise yüzde 40 kapasitenin altında olduğumuzu söyleyebilirim. İlerleyen süreçte yaptığımız ve yapacağımız proje ve çalışmalarla bu açığı minimum seviyeye indireceğimizi düşünüyorum” dedi.
“Gaziantep ayağa kalkarsa bölge de ayağa kalkacaktır”
Deprem felaketinin işletmeleri ciddi oranda etkilediğini kaydeden Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi, “Deprem nedeniyle bölgenin lokomotifi olan şehrimizin diğer deprem kentleri ile olan ticari ilişkilerinde aksaklıklar yaşanıyor. Bu süreçte sorunların çözümüne yönelik yapabileceklerimiz de maalesef sınırlı. Bu açıdan her zaman söylediğimiz gibi ‘Gaziantep ayağa kalkarsa bölge de ayağa kalkacaktır’ Seçim süreci tamamlandığına göre depremi yeniden gündemimize almalıyız” değerlendirmesini yaptı. Gaziantep ve depremi yaşamış tüm illerin toparlanabilmesi ve eski gücüne kavuşabilmesi için iş dünyası olarak daha fazla desteğe ihtiyaç duyduklarını ifade eden Ünverdi, şöyle devam etti: “Gaziantep olarak en azından 5. bölge teşviklerinden faydalanmak istiyoruz. Kamu tarafından bölgemize yönelik alınan kolaylaştırıcı kararların süreleri uzatılmalı, her konuda pozitif ayrım yapılmalı. Çok büyük istihdam kayıpları yaşadık ve yetişmiş iş gücümüz başka şehirlere gitti. Devletimizin burayı cazip kılacak çalışanlara yönelik özel istihdam teşvikleri vermesi gerekiyor. Deprem sonrasında istihdamda büyük sorunlar yaşamaya başladık ve bunun çözümü için çalışan açısından bölgemizi cazip kılacak düzenlemeler yapılması gerekiyor. Çalışanlardan kesilen gelir vergisi ve sigorta primlerinin çalışanlara iade edilmesi bu anlamda faydalı olacaktır.”
“Lojistik bakanlığı kurulmalı”
Lojistik ve liman konusunda sıkıntılarının arttığını belirten Adnan Ünverdi, “Bugünkü sorunlar ve ileride yaşanabilecek olası sorunlar karşısında ülkemiz için bir lojistik bakanlığı kurulmasını bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Yeni yatırım alanları noktasında da depremden önce yapımına başlanan yeni OSB’lerin altyapılarının tamamlanması ve seçim öncesi de gündeme gelen Hassa-Dörtyol Tünel Projesinin hızlandırılması bölgemiz için kritik önem sahiptir. Özellikle hem finansmana ulaşmakta hem yüksek kredi maliyetleri sebebiyle sıkıntılarımız maalesef büyüyor. Finansmana ulaşım ve kredi maliyetlerinin yüksek oluşu, enflasyona bağlı olarak üretici maliyetlerindeki artışlar, ikili döviz kurunun ticaretimize etkisi konusunda ivedi tedbir alınması öncelikli beklentilerimiz arasında yer alıyor” diye konuştu.
“En az 5 yıllık özel bir teşvik programı düzenlenmeli”
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu da, seçim sürecinin ülkemizin en önemli gündemi olması gereken deprem felaketini gölgede bıraktığını belirtti. “Şehrimizde neredeyse her 3 binadan biri ağır hasarlı veya yıkılmış durumda” diyen Sadıkoğlu, şunları dile getirdi: “Şehrimizde çarşı diye tabir ettiğimiz tüm alanları kaybetmiş durumdayız. Yıkılan ve ağır hasarlı iş yeri sayısı yaklaşık 20 bin. Dolayısıyla hizmet sektörü ve esnafımız ciddi yara aldı. Hal böyle olunca deprem sonrasında ciddi bir göç ve buna bağlı olarak iş gücü kaybı yaşadık. Üretim alanlarında bu durum derinden hissediliyor. Üretim sahasında gün geçtikçe toparlanma gözlense de deprem öncesi seviye için daha kapsayıcı destekler gerekiyor. İvedilikle iş gücü ve maliyetlere yönelik destekler öncelenmeli. Özellikle OSB’lerimizde ortalama veya ilave işçi sınırı olmadan sigorta ve vergi destekleri bekliyoruz. Deprem bölgelerindeki çalışanlarımıza brüt ücret verilmesi, şehirden göçen nitelikli iş gücünün yeniden kazanılabilmesi için faydalı olacaktır. Depremin ardından şehrimiz tüm ilçeleriyle Cazibe Merkezleri Programı kapsamına alındı, ancak mevcut şartlarda yatırım teşviklerinden daha çok yatırım ortamının oluşması adına imar, kentsel dönüşüm, vergi, sosyal güvenlik gibi konularda desteklerin sağlanması gerekiyor. Bunun için de deprem bölgelerine yönelik en az 5 yıllık özel bir teşvik programı düzenlenmesi isabetli olacaktır. Firmalarımız finansmana erişim konusunda sorun yaşamakta. Üyelerimizin faizsiz kredi beklentisi var.”
Sadıkoğlu, “KOSGEB tarafından 1 milyon TL’ye kadar faizsiz kredi desteği açıklandı ancak daha çok üreticiye yönelik olan bu desteği yeterli görmüyoruz. Bu nedenle hizmet sektörüne ait tüm NACE kodları, perakende sektörünün tüm alt dalları ile özel öğretim kurumlarının kapsam içine alınması gerekiyor. Vergi indirimi ve muafiyeti, finansmana erişim, KGF işlemlerinde kolaylık sağlanması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi gibi destekler sadece belirli sektörlere değil, deprem bölgesindeki tüm üreticilerimize ve esnafımızı kapsayacak şekilde hayata geçirilmeli. Reel hasarı yok sayan, masa başında alınan kararlar deprem bölgesindeki sorunları çözmeye yeterli olmayacaktır. Özel teşviklerle bu şehri ayağa kaldırmazsak gidenleri geri getirme, kalanları da koruma gibi bir şansımız yok” dedi.
Adıyaman’ın zararı 500 milyar TL
Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Torunoğlu, “Deprem maalesef kentimizde büyük bir ekonomik yıkıma da yol açtı. Depremin üzerinden yaklaşık 4 ay gibi bir süre geçmesine rağmen, sosyal ve ekonomik yönden etkilerini halen devam ediyor. Depremin kentimize faturası çok ağır oldu. Adıyaman genelinde 500 milyar TL’lik bir zarara yol açtı. 17 fabrikamız yıkıldı, birçoğunda da çeşitli maddi hasarlara yol açtı. Üretim başlamış olsa da 6 Şubat öncesine maalesef dönemedik. Şu an işletmelerimiz yüzde 30 kapasiteyle çalışıyor. Adıyaman’a psikolojimiz ve ekonomi temel sorunumuz. Bunların da düzeltilebilmesi için çeşitli desteklere ihtiyaç duymaktayız. Teşvik, hibe ve kredilerle ilimizin cazibe merkezi haline getirilmesiyle bu sorunları aşacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
“Destekler artarak devam etmeli”
Depremden sonra aylar geçmesine rağmen henüz 6 Şubat öncesine dönemediklerini belirten Elâzığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İdris Alan, şunları söyledi: “Görülmemiş bir depremi yaşadık. İşletmelerimiz de aksaklıklar yaşandı. Deprem sonrasına dönmemiz uzun bir zaman alacaktır. Bizim öngörümüz Elazığ’ın eski haline dönebilmesi 3-4 yıl sürecek. İnanıyoruz ki küllerimizden doğacağız. Aradan geçen süre zarfında devletten ciddi destekler aldık ama tabii ki yetersiz. Seçim sürecini de atlattık. Desteklerin daha da artacağını bekliyoruz. Bunun yanında en büyük beklentimiz depremin yaşandığı 11 kente de daha fazla bütçe ayrılması. Ülke olarak çok badire atlattık. Bunu da atlatacağız. Karamsarlık yok, ümitliyiz.”
“Tesis ve altyapı yatırımları için teşvik sağlansın”
Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yetim, yaşadıkları deprem afetinde kentteki mevcut sanayi tesislerinde fiziksel açıdan ciddi bir olumsuz durumun yaşanmadığını söyledi. Ancak afetin ardından gelişen beşeri komplikasyonlar nedeniyle kentteki sanayicilerin özellikle Adıyaman ve Kahramanmaraş bölgesinden sağladığı tedarik zincirinin zarar gördüğünü ifade eden Mehmet Yetim, buna bağlı olarak bölgede finans döngüsünde de bazı olumsuzlukların oluştuğunu aktardı. Mayıs ayı ile birlikte tedarik zincirindeki ve ödemelerde yaşanan olumsuzlukların önemli bir kısmının giderildiğini belirten Yetim, buna rağmen bölgede ekonomik problemlerin devam ettiğini dile getirdi.
Afet bölgesinde hızlı bir kalkınma için yeni bir destek ve teşvik programına ihtiyaç olduğunu belirten Mehmet Yetim, “Şanlıurfa’da faaliyet gösteren iş insanları 6’ncı bölge teşviklerinden yararlanıyor. Deprem kaynaklı yaraların daha hızlı sarılması için hazırladığımız yeni teşvik programı taslağını ilgili kurumlara ilettik. Bu sektörler için mevcut teşvik programlarımızdaki destek payları ve kapsamının daha da genişletilmesine ihtiyaç var. Makine, teknoloji yatırımlarına sağlanan desteklere ek olarak tesis inşa ve altyapı yatırımlarında da girişimcilere yeni teşvikler sağlanması gerekiyor. Eğer devlet destekleri bu kapsamda geliştirilirse çok kısa bir süre içinde deprem öncesindeki rakamları yakalayıp geçmemiz zor olmayacaktır” dedi.