Talip ÖZTÜRK
Depremin en çok zarara uğrattığı kesimlerden biri de esnaf oldu. Depremlerle yıkılan binaların altına faaliyet gösteren milyonluk işletmelerden mahalle bakkalına kadar o binlerce iş yeri de yıkıldı. Milyarlarca liralık zarara uğrayan deprem bölgesindeki esnaf ve sanatkar odaları birliklerinin başkanları, yaşadıkları sorunları ve beklentilerini EKONOMİ’ye anlattı.
“Herkes bir şey kaybetti ama en çok esnaf kaybetti”
Gaziantep Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (GESOB) Başkanı İsmet Özcan, kent merkezinde yıkım çok fazla olmasa da depremin hemen hemen tüm esnafı etkilediğini söyledi. İşyerlerini bir süre açamadıklarını özellikle gıda sektöründe de enerji kesintilerinden dolayı ürünlerinin bozulduğunu ve ciddi zarara yol açtığını kaydeden Özcan, zararın boyutunun çok yüksek olduğunu belirtti. Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde ise ayakta kalan işyeri sayısının çok az olduğunu, şu ana kadar herhangi bir destek de alamadıklarını söyleyen Özcan, şunları kaydetti: “Bir diğer büyük rahatsızlığımız da sanki Gaziantep depremi yaşamamış gibi davranılması. Belki merkezde yıkım fazla değildi ama haftalarca işyerlerimize giremedik. Tüm esnafın ürünü içeride bozuldu. Kimse bunu sormadı. Esnaf ve Kefalet üzerinden 250 bin lira ek limit verilecek dediler ama şu an esnafın teminat gösterecek hiçbir şeyi yok. Nurdağı ve İslahiye’de bir tane sağlam yapı yok. Devletten nasıl yardım yapacağını söylemesini bekliyorum. Şu an tüm işletmeler yüzde 30-40 kapasiteyle çalışıyor. Hizmet sektörü çok fazla etkilendi. Herkes bir şey kaybetti ama en çok esnaf kaybetti. Pandemiden daha ağır şartlara sahibiz. OHAL bölgesi olmanın her türlü zahmetini çekiyoruz ama imkânlarından faydalanamıyoruz. Herkes zararına çalışıyor.”
“Kredi değil hibe gerekiyor”
Malatya Esnaf Ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Şevket Keskin de kentte 18-20 bin civarında esnafın işyerinin yıkıldığını söyledi. “Esnafın şu an evi, arabası, işyeri, kazancı yok ama maalesef ödemeleri var” diyen Keskin, “Esnaf sağdan soldan eşinden dostundan aldığı destekle hayatını sürdürüyor. Çorba kuyruğunda karnını doyurmaya çalışıyor. Sıkıntı çok büyük. ‘Sıkıntı giderildi’ diyorlar ama olduğu yerde duruyor. Esnafa yönelik hiçbir şey yapılmadı. Esnaf sermeyesi sırtında olan insandır. Bu ülkeye en çok katma değer katan kesimdir. Esnaf geçime muhtaç hale geldi. Seçim döneminde de çok fazla rağbet görmemeye başladı bu bölgeler” dedi.
Bu problemin 1-2 yılda çözülecek bir problem olmadığını söyleyen Şevket Keskin, şöyle devam etti: “Pozitif ayrımcılık yapılmalı. Her gün gelip selam verip, gitmeleri değil olay. Biz icraat istiyoruz. Esnaf ve sanatkarı ayağa kaldırmak için destek gerekiyor. Devletin alacaklarını 1-2 yıl almaması gerekiyor. İnsanları karnını doyurmadan mutlu edemezsiniz. Faizle para desteğini biz ödeyemeyiz. Böyle kalkınamayız. O gün bugün değilse ne zaman destek verecek? Bizim isteğimiz en azından devletin esnafa asgari ücret desteği vermesi. Bunları Sayın Cumhurbaşkanına da söyledim. Elektrik, doğalgaz, su, BAĞ-KUR, SGK ücretlerinin devlet tarafından karşılanması ve en az 1 yıl boyunca da devletin esnafa asgari ücret desteği vermesini istiyoruz. Faizsiz kredi bile esnaf için çok zor. Nasıl ödeyecek? Bunun yerine hibe desteği verilmesi gerekiyor. Esnafın kazancı, bir geliri yok ki ödesin. Esnafın yanında çalışanlara asgari geçim indirimi yapılmalı.”
Keskin, “Biz kurum olarak 100 bin kişiye hitap ediyoruz. 70-80 bin aileden bahsediyoruz. Oda çalışanlarımızın maışnın da bakanlık tarafından ödenmesi gerekiyor. Şu an kazanç yok. Bunu bakanlara da söyledik. 20 bin esnafın sadece işyerleri değil evleri de yıkıldı. Esnaf ve kefalet üzerinden 200 bin TL kredi veriyorlar sadece ama bunun için teminat ve kefil isteniyor. Biz bu durumda bunları nasıl sağlayacağız. Malatya’da odamız kapsamında 55 sektör var ve hepsi zarar gördü. Zararın boyutunu da ölçemiyoruz” dedi.
“Sermayeye ihtiyacımız var”
Adıyaman Esnaf Ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Ziya Duranay, kentin dört bir tarafında hasar oluştuğunu söyledi. Kent merkezinde esnafın yüzde 70’inin zarar gördüğünü ifade eden Duranay, esnafın alacaklarını tahsil edemediğini ancak borçlarını da ödemek zorunda olduğunu kaydetti. Duranay, “Yıkılan yıkıldı, yıkılmayanlar da ağır hasarlı ve yıkılacak. Binaların altlarında hep esnaf vardı. Kent merkezinin yüzde 70’i zarar gördü. Binanın altında kaldığı için hasar tespiti bile yapamadık. 23 oda başkanımızda hasar tespit çalışmalarına yönelik rapor hazırlıyoruz. Cumhurbaşkanımız geldiğinde kendisine de anlattık. Borçların ertelenmesinin dışında esnafın esnafa da borcu var. Biz bunu hiçbir şekilde tahsil edemiyoruz. Üstelik karşı taraftan büyük şirketlere borcumuz var ve bunu da ödemek zorundayız. Esnaf, Kredi ve Kefalet Kooperatifi üzerinden 250 bin TL kredi veriliyor. Ama burada kefil ve ipotek bulamıyoruz. Bugünlerde kim kime kefil olacak? Zaten Adıyaman’ın yüzde 60’ı kenti terk etti” diye konuştu.
Ziya Duranay, şunları söyledi: “Biz diğer illerden gelen belediyelerin destekleriyle kalıcı dükkanlar yaptık. Park ve boş alanlarda. Değişik mesleklerden esnafı yerleştirmeye çalışıyoruz. 4. Çarşıyı da teslim ettik. Bu şekilde ayakta kalmaya çalışıyoruz. Esnafın şu an öncelikle barınmanın yanında işletme sermayesine ihtiyacı var. Esnafın sermeyesinin tamamı işletmesinin içinde. Ürünleri de hep enkaz altında kaldı. Bunun için de sermayeye ihtiyacımız var. Uzun vadeli düşük faizli kredi ya da hibe desteği ayağa kalkmamızı hızlandıracaktır. Kalıcı konutlara ihtiyacımız var. İlçelerde de durum çok kötü. Adıyaman’ın esnafının eski günlerine dönebilmesi için yapılaşma ve kalıcı konutlara ihtiyacı var. Bu da en az 2 yıl sürer.”
“Adı küçük ama 30 bin kişiyi istihdam ediyor”
Ali ESKALEN
Depremde hasar gören yerlerden biri olan Kahramanmaraş Yavuz Selim Mahallesi’ndeki Süçük Sanayi Sitesi esnafı da devlet desteği bekliyor. Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Sadi Kır, Küçük Sanayi Sitesi’ndeki 1869 işyerinden 99’unun yıkıldığını, 669’unun ağır, 161’inin orta, 690’ının hafif hasarlı, 250’sinin ise durumunun belirsiz olduğunu belirtti. Hala depremin yarattığı hasarla ve devlet desteğiyle ilgili belirsizliğin devam ettiğini ifade eden Kır, sanayi esnafı olarak devlet yetkililerinden bir an önce somut bir çözüm beklediklerini kaydetti. Kır, “Küçük Sanayi Sitesi esnafları olarak beklentimiz orta ve ağır hasarlı iş yerlerinin bir an önce çözüme kavuşması. Yani bu işyerleri yıkılıp, aynı yerine yeniden mi yapılacak yoksa başka bir prosedür mü uygulanacak? Aslında, Sanayi Bakanlığı ile işyerleri sahipleri arasında, zemin etütleri yapılarak hasarlı işyerlerinin yerinde yapılması konusunda görüşmeler yapıldı. Fakat harekete geçemiyoruz. Bir belirsizlik var gibi. Bu soruların cevaplanması ve biran önce işimize bakmak, üretime dahil olmak istiyoruz” diye konuştu.
Kahramanmaraş Küçük Sanayi Sitesi esnafının bir an önce normale, eski günlere dönmek istediğini, bunun olabilmesi için maddi desteğin şart olduğunu ifade eden Sadi Kır, şunları söyledi: “Sanayi sitesindeki işyerlerinin tamir-onarımı için KOSGEB destekleri henüz başlamadı, acilen başlaması gerekiyor. Sanayi esnafı, en az 1 yıl ödemesiz uzun vadeli desteklerle ayağa kalkmak istiyor. Sitede şu anda esnafımızın yüzde 80’i işinin başında ve çalışıyor. İşyerlerimizin bazıları ağır hasarlı ama esnaflarımız dükkânlarının ön taraflarında binaya girmeden iş yapıyor. Kimi esnafımız konteynerde kimi esnafımız ise çadırda işlerini yürütüyor. Biz kalıcı bir çözüm istiyoruz. Buranın ismi ‘Küçük Sanayi Sitesi’ diye geçiyor ama kapsam olarak büyük bir yer. Küçük Sanayi Sitesi, büyük fabrikalarımıza parça üreten bir yer ve 30 bin kişinin istihdam edildiği büyük bir alan. Öte yandan ağır hasarlı olan işyerlerinin elektrikleri kapatılacak. Küçük esnaf zaten çok zor durumda, elektrikleri kapanırsa çok daha zor bir duruma düşecek. Ayrıca sanayinin yukarı kısmı diye hitap ettiğimiz 4’üncü etap kısmında arsalar var. Bu noktalara kredi verilirse biz esnaflar olarak yeninden işyerleri inşa etmek istiyoruz. Devletimizden uzun ölçekli kredi talep ediyoruz. Bunun yanı sıra ciddi bir barınma sorunu var. Fabrikalar olsun sanayi sitesindeki işçiyi geri getirmek için ciddi teşviklere ihtiyaç var. İlk günden beri dillendirilen 1 yıl süreyle bir asgari ücret biz verelim, bir asgari ücret de devlet teşvik olarak versin.”