Esra ÖZARFAT
Nilüfer Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü Danışmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, “2022 yılı hava ve su kirliliği izleme çalışmaları” raporunu düzenlenen toplantıda kamuoyuyla paylaştı. Hava kirliliğinin kanser yaptığının kanıtlandığını vurgulayan Pala, dış ortam hava kirliliğinin nedenlerinin başında endüstri ile kötü kentleşmenin geldiğini söyledi. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) tavsiye ettiği özel bir program kullanarak Türkiye’de bir yıl içinde erken ölenlerin sayısını saptadıklarını belirten Kayıhan Pala, Türkiye genelinde 44 bin 617 erken ölüm tespit ettiklerini, Bursa’da ise 2 bin 822 kişinin yalnızca hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybettiğini dile getirdi. Bursa’da hava kirliliğinin ölçüldüğü ulusal ağ içinde 9 istasyon bulunduğunu aktaran Pala, “Bursa, hava kirliliği sorununun en yüksek olduğu illerden biri. En büyük kirletici olan PM 2,5 değeri için maalesef Türkiye’de ulusal bir sınır değer yok. Eğer hayatı önemsiyorsak sınır değerlerin sermaye tarafından değil, bilim insanları tarafından saptandığı bir perspektife ihtiyacımız var. Bursa’da sanayinin ne kadar kirletici olduğuna dair bir ölçüm istasyonumuz yok. Kasım ayında gerçekleşen fabrika yangınının kirletici etkisi yaklaşık 1 ay sürdü. Nilüfer’de kükürt ve azot dışında bütün kirleticiler çok yüksek. Azot kirliliğinin temel kaynağı trafiktir. Nilüfer bölgesinde havanın kirli olduğunu ve ciddi sorunlara yol açtığını söyleyebiliriz” dedi. Pala, Bursa’da hava kirliliğine yol açan kirlilik kaynaklarının bilimsel yöntemlerle ortaya konulması ve kirliliği kaynakta yok etmek üzere bilimsel eylem planları hazırlanarak, uygulamaların denetlenmesi gerektiğini savundu.
“Güvenli olmayan çeşmeler kapatılmalı”
Bursa’da suyu en fazla sanayinin tükettiğini kaydeden Kayıhan Pala, “Sanayinin tüketimine sınır getirmeden, bu tesislere izin verirken ‘Evde muslukları akıtmayın’ diyerek bu sorun çözülmeyecektir. Su kaynaklarının nasıl kullanılacağına dikkat etmemiz gerekir. Nilüfer’in kentsel mahallelerinde suyun temiz olduğunu söyleyebiliriz. Kırsal mahallelerde ve hayrat çeşmelerde kirlilik hala yüksek. Güvenli olmayan çeşmelerin mutlaka kapatılması lazım” diye konuştu. Bursa’nın her çeşmeden su içilebilecek bir hale gelebileceğine işaret eden Pala, bunun için de bağımsız gözetim gerektiğini vurguladı. Bursa’da arıtma tesisinden çıkan suyun yüzde 100 güvenli olduğunu ancak dağıtıma gittiği süreçte geçtiği aşamalara dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden Kayıhan Pala, “Bütün bunların açıklıkla izlenebileceği bir mekanizmaya ihtiyaç var. Yerel yönetimlere bu anlamda büyük iş düşüyor. Bursa maalesef su yoksulu bir kent. Öte yandan da su kullanımında sosyoekonomik duruma göre ciddi eşitsizlik var” değerlendirmesini yaptı.