ABD ekonomisi 2024 yılında 1,1 trilyon dolara yakın cari açık verdi. Bu şimdiye dek ülkenin verdiği en yüksek açık. Cari açığın GSYH’ye oranı ise yüzde 3,7.
Başka bir ülke olsa “kritik” olarak niteleyebileceğimiz bu oran; dolar küresel bir para olduğu ve açığı kendi parası ile finanse edebildiği için ABD için hayati bir sorun teşkil etmiyor. Yine de küresel güç olma adına bunun ülke ekonomisi için bir tehdit olduğunu ve vergi konan ülkelerin yatırımlarını ABD’ye kaydırması durumunda geri adım atılabileceğini Trump’ın ağzından çok kez duyduk.
ABD hükümeti, gümrük vergilerini sadece ekonomik amaçlar ile gündeme getirmiyor. Siyasi güdülerle ya da karşı ülkeyi bir karara zorlama gayesi ile bu yolun tercih edildiğini/edileceğini de duyuyoruz ve bu sorunu daha önemli hale getiriyor.
Trump önceki hafta sonu, aylardır gündeme getirdiği gümrük vergi artışlarına yönelik kararı imzaladı. İlk hedefler yüzde 25’lik oranlar ile Meksika ve Kanada, yüzde 10 ile Çin’di. Oranların yürürlüğe girmesinden önce Meksika ve Kanada’ya bir aylık erteleme geldi. Çin’e yönelik vergiler ise yürürlüğe girdi. Bu ülkelerin ortak özelliği ABD’nin en fazla ithalat yaptığı ülkeler sıralamasında ilk üçte olmaları.
Kanada hükümeti hızlı bir karşılık verdi ve ABD’den 107 milyar $ değerinde, meyve-sebze, meyve suyu, alkollü içecek, giyim eşyası, spor ürünleri, plastik ve mobilya ithalatına yüzde 25’lik vergi artışı yapacaklarını duyurdu.
Trump’ın cevabı: “Kanada’yı yüz milyarlarca dolar sübvanse ediyoruz. Onların hiçbir şeyine ihtiyacımız yok” oldu. ABD’li yetkililerden ise “bu bir ticaret savaşı değil; amacımız yasadışı göç ve uyuşturucu trafiğini engellemek” açıklaması geldi.
Üç ülkenin yetkilileri arasında yapılan görüşmelerden sonra, Kanada ile Meksika göç ve uyuşturucu konusunda daha ciddi tedbirler alacaklarını duyurdular ve ABD’den vergilere bir aylık erteleme kararı çıktı.
Komşularına doğrulttuğu namluları indiren Trump, bu defa Avrupa’ya yöneldi. Avrupalıların teknoloji şirketlerine karşı tutumu ve mal ticaretindeki fazlasıyla ülkesini yıllardır suistimal ettiğini ve gümrük vergilerini artıracaklarını söyledi. ABD 2024’te AB ile ticaretinde, 370 milyar dolar ihracata karşılık 606 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi ve 236 milyar dolarlık açık verdi. Açığın dörtte biri otomotiv sektörü kaynaklı.
Henüz resmi bir açıklama gelmese de AB’nin bu konuda 2023’te yürürlüğe koyduğu yaptırım yönetmeliği (anti-coercion tool) ile karşılık vermeyi planladığı söyleniyor. Bu araç, mal ticaretine yönelik karşı tarife artışı ile değil, hizmet ticaretini zorlaştırıcı önemler almayı öngörüyor. AP Ticaret Komitesi Başkanı Lange ise, olası bir gerginliği önlemek için AB’nin ABD’den sıvılaştırılmış doğalgaz ve askeri ekipman ithalatını artırabileceğini, otomotivdeki yüzde 10’luk gümrük vergisini yüzde 2,5’e kadar indirebileceklerini söyledi.
Meksika ve Kanada’nın aksine vergilerde erteleme yapılmayan Çin, ABD’ye hızlı ama kısıtlı karşılık verdi. ABD’den gelen ve toplam değeri 14 milyar dolar olan sıvılaştırılmış doğalgaz, kömür, ham petrol ve zirai aletlere yüzde 10-15 arasında değişen vergi artışları yaptı, nadir metal ihracatına kontrol uygulaması başlattı. ABD, Çin’den yapılan tüm ithalata vergi artışı uygularken, Çin’in cevabı daha ılımlı kaldı. Trump’ın ilk döneminde iki ülke arasındaki tarife savaşını izleyen yıllarda ABD ithalatında Çin’in payı yüzde 21’den yüzde 13’e inmişti.
Japonya da, Başbakan İshiba’nın Washington ziyaretinde, kaderiyle yüzleşti. Trump, bu konuyu detaylı konuşmadıklarını ancak, 68 milyar dolar ticaret açığı verdikleri Japonya’ya karşı vergileri artırmanın ihtimal dahilinde olduğunu söyledi. 2024’te ABD, 80 milyar dolarlık ihracatına karşı Japonya’dan 148 milyar dolarlık mal ithalatı gerçekleştirdi.
İlk hafta gelişmeleri böyle. Ticaret ve ekonomi konjonktürü bundan sonra çok daha hareketli olacak. Bu hafta Trump’tan yeni tarife açıklamaları gelecek. Meksika ve Kanada’nın aksine Çin ve AB ekonomilerindeki mevcut sorunlar, bu ikiliyi ABD ile korakor bir mücadeleye girmekten alıkoyacaktır. Gelişmelerin bizi nasıl etkileyeceğini göreceğiz. Sektörlerimiz dış ticarette, hem olumlu hem olumsuz yan etkiler hissedecek.