DR. SİNAN ŞAHİN
TRASTA Bankacılık Partneri
Gini katsayısı gelir dağılımı eşitsizliğinin ölçülmesinde ve ülkeler arası eşitsizlik karşılaştırmalarında kullanılan en yaygın istatistiktir. Katsayı 0 ile bir ya da % 0 ile % 100 arasında bir değer almaktadır. 0 değeri mükemmel eşitliği, herkesin aynı gelire sahip olduğunu temsil ederken, 1 değeri de mükemmel eşitsizliği, tüm gelirin tek bir bireyin elinde toplandığını temsil etmektedir.
Katsayı vergiler ve sosyal transferler gibi devlet müdahalelerinin gelir dağılımı eşitsizliğine etkisini yansıtmak amacıyla vergi ve transferlerden önce ve sonra olmak üzere iki türde hesaplanmaktadır. Transferlerden önceki katsayı (Piyasa Gini Katsayısı) vergiler, sosyal transferler ve benzeri herhangi bir devlet müdahalesinden önce piyasa koşullarında yaratılan gelire dayalı olarak hesaplanan Gini katsayısını ifade etmektedir. Piyasa sisteminin doğasında var olan gelir dağılımı eşitsizliğini yansıtmaktadır.
Transferler sonrası katsayı (Net Gini Katsayısı) ise devletin saldığı vergiler ve yaptığı transferlerin (örneğin sosyal yardımlar, işsizlik ödemeleri, emekli maaşları) etkilerini de içeren harcanabilir gelire dayalı olarak hesaplanan Gini katsayısını ifade etmektedir. Devletin yeniden dağıtıcı politikalarının gelir eşitsizliğini azaltma konusunda ne derecede etkisinin bulunduğunu ortaya koymaktadır.
TÜİK her yıl Türkiye’ye ait gelir dağılımı istatistiklerini yayımlamakta ve istatistiklerde transferler öncesi ve sonrası Gini katsayılarına yer vermektedir. 27 Aralık 2024 tarihinde yayımlanan son istatistiklere göre Türkiye’de transferler öncesi ve sonrası Gini katsayıları sırasıyla 0,476 ve 0,413’dür. Bu değerlere göre devletin tahsil ettiği vergileri sosyal transferler şeklinde yeniden dağıtması sonucunda Gini katsayısı 0,476’dan 0,413’e düşmüştür. Her iki rakam da görece yüksek bir gelir dağılımı eşitsizliğini ifade etse de transferler katsayıyı 0,063 puan aşağıya çekmiştir.
Devletin vergi ve transfer politikalarının göreli başarısını değerlendirebilmek için Türkiye’nin her iki katsayısı başka ülkelerin katsayıları ile karşılaştırılabilir. Tabloda yer alan farklı ülkelere ait Gini katsayıları 2022 yılına aittir. Katsayı değerlerinin gösteriminde kolay anlaşılırlık açısından 1 yerine 1000 tavan değer olarak alınmıştır. Türkiye’nin 2024 yılı değerlerine de ilaveten yer verilmiştir. İkinci ve üçüncü sütunlar vergi ve transferler öncesi ve sonrası Gini katsayılarını, dördüncü sütun aralarındaki farkı, son sütun da vergi ve transfer politikalarının Gini katsayısı üzerindeki yüzdesel etkisini göstermektedir. Etki oranının yüksekliği vergi ve transfer politikalarının gelir eşitsizliğini daha fazla düzelttiği anlamına gelmektedir. Tabloda ülkeler politika öncesi ve sonrası Gini katsayısı farklarına göre sıralanmıştır.
(Kaynak: Türkiye dışındaki ülke değerleri Our World in Data sitesinde alınmıştır, OECD verilerine dayanmaktadır. Türkiye’ye ait değerler TÜİK’in internet sayfasından alınmıştır.)
Karşılaştırılan ülkeler arasında vergi ve transfer politikaları ile gelir dağılımı eşitsizliğini en başarılı şekilde azaltan ülkeler Fransa ve Belçika’dır. Fransa ve Belçika’da transferler sonrası Gini katsayıları sırasıyla 228 ve 226 puan düşmüştür. Gini katsayıları %43,35 ve %46,89 oranında iyileşmiştir. Ülkelerde görece yüksek olan gelir dağılımı eşitsizliği, transfer politikaları ile önemli ölçüde düzeltilmiştir. Benzer olumlu etkiler başlangıç gelir dağılımı oldukça bozuk olan Almanya, Macaristan ve İsveç için de geçerlidir.
Türkiye’nin vergi ve transfer politikalarının 2024 yılında gelir dağılımı eşitsizliğini iyileştirmede etkisi sadece 63 puan olmuş, Gini katsayısı 476’dan 413’e gerilemiştir. Transferler öncesi hesaplanan katsayı transferler sonrası %13,24 oranında iyileşmiştir. Türkiye’nin transferler öncesi gelir dağılımı eşitsizliği düzeyi yüksek, ancak karşılaştırılan diğer ülkelere, özellikle Belçika ve Almanya’ya yakındır. Buna karşılık uygulanan vergi ve transfer politikalarının var olan yüksek gelir dağılımı eşitsizliğini düzeltmede yeterince etkili olmaması sebebi ile Türkiye politikalar sonrası eşitsizlikte diğer ülkelerden önemli ölçüde ve olumsuz yönde ayrışmaktadır. Benzer durum Şili ve Meksika’da da geçerlidir.
Vergi ve transfer politikalarının gelir dağılımı üzerindeki etkilerinin zaman içindeki seyri de değerlendirilebilir. Tabloda Türkiye’nin 2014-2024 yılları arasında transferler öncesi ve sonrası Gini katsayıları, aralarındaki fark ve transferlerin Gini katsayısını düzeltmede sağladığı yüzdesel etki değerleri yer almaktadır. Veriler söz konusu dönemde devletçe uygulanan gelirinin yeniden dağıtılmasına yönelik vergi ve transfer politikalarının etkilerinde zaman içinde olumlu yönde ciddi bir gelişmenin yaşanmadığını ortaya koymaktadır.
2024 yılında Türkiye’de toplam vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payı %65,90, dolaysız vergilerin payı %34,10 olmuştur. Gelir düzeyine bakılmaksızın tüm bireylerden aynı oranlarda alınan dolaylı vergiler gelir dağılımındaki eşitsizliği artırmaktadır. Bu tür vergilerin toplam vergiler içindeki payının Türkiye’deki gibi çok yüksek olması eşitsizlik üzerindeki etkiyi daha da güçlendirmektedir.
Diğer taraftan gelir vergisi tahsilatlarının %93’ü stopaj yolu ile ve büyük ölçüde ücretlilerden tahsil edilmiştir. Kurumlar vergisinin payı ise sadece %12’de kalmıştır. Kayıt dışılık yüksek seviyededir. Kaynaktan kesintiye tabi ücretliler ayrık beyana tabi gerçek kişiler ve kurumlar üzerinde etkin bir vergi politikası uygulanmamaktadır.
Türkiye’de ücretli kesime ve emeklilere yapılan yıllık ücret ve maaş artışları resmi enflasyon rakamlarına göre belirlenmektedir. Resmi rakamların, bu kesimin gerçekte yaşadığı hayat pahalılığından sapması transfer politikalarının yeniden dağıtıcı etkisini zayıflatmaktadır.
Sonuç olarak Türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde, devletin gelirleri yeniden dağıtıcı vergi ve transfer politikaları öncesinde hesaplanan Gini katsayısına göre yüksek, ancak benzer ülkelere yakın seviyede yer almaktadır. Vergi ve transfer politikaları sonrası hesaplanan Gini katsayısına göre gelir dağılımı eşitsizliği yüksek ülkeler arasında kalmaya devam etmektedir. Son on yıllık dönemde trendde olumlu bir değişim gözlenmemektedir. Bunda bozuk vergi sisteminin, vergi politikasının etkin bir iktisat politikası aracı olarak kullanılamamasının, kayıt dışılığın ve transfer politikalarının yetersiz kalmasının etkisi bulunmaktadır.
2021 yılı sonrası hızla yükselen enflasyonla 2023 yılının ikinci yarısında başlanan mücadele büyük ölçüde para politikasına, bu da yüksek faize ve hane halkı talebinin kısılmasına dayanmaktadır. Maliye politikası para politikasını desteklememektedir. Mevduata ödenen yüksek faizin ve hane halkı talebini kısmaya yönelik gelirleri baskılayıcı önlemlerin önümüzdeki dönemde gelir dağılımı eşitsizliğini olumsuz yönde etkileme olasılığı da gözden ırak tutulmamalıdır.