Pazarlama iletişiminde bilinirlik ve farkındalık yaratmanın en garantili yollarından birisi ünlülerle işbirliğidir. Reklamveren reklamı için seçtiği kişinin şöhretinden yararlanarak iletişiminin etkinliğini artırmayı hedefler. Uzun yıllardır kullanılan bu yöntem, dijitalleşmeyle birlikte yeni bir boyut kazanmış durumda. Sosyal mecrada belirli takipçi sayısına sahip olan kullanıcılar “Influencers” yani “etkileyenler” tanımıyla markaların iletişiminin merkezine yerleşebiliyorlar. Dijital reklamların etkileşimi matematiksel olarak ölçülebildiği için, şirketlerin medya planlama ve satın alma bölümleri harcanan bütçeyi izleme ve erişim rakamlarıyla savunabiliyorlar.
Ancak, markaların itibarı, inandırıcılığı, güvenirliği, yakınlığı ve beğenilirliği benzeri duygusal parametrelerin bu verilerle ölçülmesi mümkün olamıyor. Ayrıca, yanlış işbirlikleri markalara yarar değil zarar getirebiliyor. Markaların insanlarla yakın ilişki kurabilmesi için samimiyet, doğallık ve inandırıcılık gerekiyor.
Bu bağlamda, geçtiğimiz günlerde SuperFresh’in yeni yayına giren “Dolapta Ne Var?” kampanyasının tanıtımında Kerevitaş CMO’su Gülizar Öcal Doğan’ın Refika Birgül hakkında kullandığı “Marka Dostu” tanımı üzerinde durmak yararlı olabilir.
SuperFresh-Refika Birgül iş birliği marka-ünlü ilişkisi hakkında başarılı bir örnek sunuyor. Uzun süredir, SuperFresh’in liderlik yolculuğuna eşlik eden Refika Birgül marka ekibinin bir parçası olarak çalışıyor. Kuruluşun sürdürülebilirlik çalışmalarına destek veriyor. Sağlıklı beslenme konusunda çalışan bir fikir önderi olarak, “marka dostu” rolünü üstleniyor. İnandırıcılığı yüksek bir uzman olarak ürünler hakkında söyledikleri de tüketiciler için daha ikna edici olabiliyor.
3 yılda 3 kat ciro artışı
“Dolapta Ne Var?” kampanyasının tanıtımında konuşan Kerevitaş CMO’su Gülizar Öcal Doğan, SuperFresh’in 2025 yılında odak alanlarının iletişim, inovasyon ve ulaşılabilirlik olacağını belirtti.
Pazarlama stratejilerini oluştururken tüketici içgörülerini ve yükselen trendleri yakından takip ettiklerini belirten Öcal Doğan’ın verdiği bilgiye göre, dondurulmuş gıda sektörü son üç yılda yaklaşık 25 milyar TL’lik bir pazara ve yüzde 85 penetrasyona ulaştı.
2024 yılında, 50 yeni ürünü tüketicilerle buluşturan SuperFresh, son 3 yılda yüzde 50 tonaj büyümesi ve üç kat ciro artışının yanı sıra yıllık yaklaşık 8 milyon ile en yüksek hane erişimi ile liderliğini pekiştirdi.
SES Yılın Kadınları “Üzgünüz, Öfkeliyiz, İsyandayız” diye seslendi
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği tarafından dördüncü kez düzenlenen 2024 SES Yılın Kadınları Ödül Töreni 21 Ocak akşamı Pera Müzesi’nde iki yüze yakın kişinin katılımı ile gerçekleşti. Kadın hareketinin temsilcileri, çevre ve iklim aktivistleri, belediye başkanları, milletvekilleri, işçi ve işveren temsilcileri, akademisyenler, gazeteciler, medya mensupları ve sanatçıların katılımı ile gerçekleşen tören Bolu’da yaşanan otel faciasının hüznü hakim oldu.
Üzgünüz, Öfkeliyiz, İsyandayız
SES Yılın Kadınları 2024 Ödül Töreni “Üzgünüz, Öfkeliyiz, İsyandayız” mesajının önünde sanatçı Feryal Öney’in seslendirdiği ağıt ile açıldı. Sunuculuğunu Ayşen Şahin’in yaptığı ödül töreninde açılış konuşmasını yapan SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı Gülseren Onanç şunları söyledi; “2024 yılı demokrasinin küresel çapta gerilediği bir yıl olarak tarihe geçti. Korku ile içe kapanma hakim hale geldi. Ama öte tarafta 2024 yılı aynı zamanda bu gidişatın insanlık, toplum, demokrasi için kabul edilemez olduğunu cesaretle haykıran, kendi haklarını savunmanın yanında, ağacın hakkını da savunan cesur ve bilge kadınların da yılı oldu. Türkiye ve Dünya’dan farklı grup ve kadınlar, korkunun, suskunluğun ve içine kapanmanın yaygınlaştığı bir ortamda, susmadılar SESlerini yükselttiler. Tüm baskılara rağmen, barışın, toplumsal cinsiyet eşitliğinin, iklim adaletinin, demokrasinin ve laikliğin yılmaz savunucusu oldular. Kadın cesareti ve kadın bilgeliği ile dünyada aradığımız umut oldular. Hepsine minnet borçluyuz.”
SES 2024 Yılın Kadınları Ödülleri Sahipleri
2024 yılında SES Yılın Kadınları; doğasını ve kamuya ait çevre haklarını korumak için mücadele eden Hacıbekir ve Yanıklar Köyü Kadınları; emek mücadelesinde direnen Polonez Kadın İşçileri; sanatın özgür sesini yükselten Demet Evgar; siyasette eşitliği temsil eden kadın büyükşehir belediye başkanları, Özlem Çerçioğlu, Ayşe Serra Bucak Küçük, Ayşe Ünlüce, Fatma Şahin, Candan Yüceer, Burcu Köksal, Hazal Aras, Gülistan Sönük, Melek Mızrak Subaşı, Filiz Gencan Akın ve Sofya Alağaş; Filistinli kadınların SESlerini duyuran Arwa Mahdawi; bilimin geleceğini şekillendiren İlayda Şamilgil; laiklik mücadelesinin sembolü Nazan Moroğlu; muhafazakâr baskılara direnen genç kadınların sesi olan Asla Yalnız Yürümeyeceksin Platformu; bağımsız medyanın kadın temsilcileri Bianet’ten Nadire Mater ve Evrim Kepenek; Açık Radyo’nun öncü kadınları Meral Madra ve Didem Gençtürk, ülkelerine karşı açtıkları davayı kazanan iklim adaleti savunucuları Klima Seniorinnen; 7 kıtada 7 zirveye tırmanan dağcı Gülnur Tumbat, Kürt feminist hareketinin öncülerinden Gültan Kışanak oldular.