Türkiye yılda ortalama 30 bin yazılımcı kaybediyor. Üstelik onlara çok ihtiyacımız olmasına rağmen. Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) verilerine göre göç edeceklerin sayısı 200 bini aşacak. Göç sebebi; düşük maaşve uzun çalışma saatleri… Bir de bana göre onları önemsemeyişimiz.
Sultan II. Beyazıt’a Cenova’dan gemi ile gelen bir iş başvurusu mektubu var… Talep edilen pozisyon; mimar ve mühendislik… Başvuru sahibi ise, kayıtlara Likardo Usta diye geçirilen Leonardo da Vinci… Mektubun Topkapı Müzesi arşiv kayıtları için yapılan tercümesi şöyle;
LEONARDO’YA CEVAP DAHİ VERMEDİK
“Ben kulunuz, İstanbul’dan Galata’ya uzanan bir köprü yapmak isteğinizi, yapabilecek biri bulunamadığı için köprüyü yapamadığınızı duydum. Ben kulunuz nasıl yapılacağını biliyorum. Köprüyü bir bina kadar yüksek yapacağım. “
Çok yüksek olduğu için, üzerinden kimse geçmeye razı olmayacak. Öyle bir köprü yapacağım ki, yelkenleri fora olsa bile, bir gemi altından geçebilecek. İsteyenleri Anadolu kıyısına geçirecek bir asma köprüyapacağım. Allah inandırsın. Bu kulunuzun, hizmetinizde olduğunu bilin…”
İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…
Leonardo’nun projeleri nelerdi?
Likardo Usta, mektubuna 4 proje ekliyor. Bir yel değirmeni, bir su boşaltma pompası, Haliç için kemerli taş köprü ve İstanbul Boğazı için asma köprü… Peki, sonuç? Likardo ustaya cevap dahi vermedik. Eğer verseydik, belki de Medici ailesinin zenginliği, İstanbul’da şekillenecekti.
Şimdi durum farklı mı?
Bugün çılgın projeler sunanlarımız şükür ki var. Fakat tutumumuz değişmiyor. Uzay diyoruz, şeklen yapıyoruz, çip diyoruz, “zaten yaptık” diye savuşturuyoruz. Robot diyoruz; “mertliği bozar” efelenmesinde isek, gelmekte olan cesur dünya ile nasıl baş edeceğiz?
NOT
AKIL AÇIĞI BAŞKA AÇIKLARA BENZEMEZ
Bugün Haliç’te 4 köprü. Boğazı ise 3’ü üstten, Marmaray ve Avrasya Tüneli ile alttan aştık. Liyakati önceleseydik, bu dev adımları atmaya 400 yıl önce başlayabilirdik.
Bugün kendi Likardo Usta’larımızın değerini bilmiyor ve onları başka ufukları, başka yarınları inşa etsinler diye yabancıya yağmalatıyoruz. Beyinlerimize sahip çıkmalıyız.
Gün geçmiyor ki nitelikli insanımız, valizlerini sürükleyip dış hatlara yöneliyor. Bu valizler acaba geri döner mi? Dönse onları döndüklerine pişman eder miyiz? Tersine Beyin Göçü kampanyasında gördük ki geri çağırdığımız süper beyinlerimize, hayatı dar ettik.
Özetle bizde Likardo ustaları çalıştıracak kültür iklimi ve demokrasi ortamı oluşmadıkça beyinlerimiz yağmalanacaktır. Bilen insan yerine bizden insan tercihindeki iktidar anlayışıyla varılacak bir yarın yok.
Neticede; eğer kalkınacaksak Leonardo düzeyindeki gençlerimize mecburuz. Daha nasıl ilk 10 ülke arasınagirebiliriz ki… Gençleri er veya geç geri getirmenin bir yolunu yordamını bulmak zorundayız.