Geçen hafta sonu Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bir veri açıklandı. Bu veri devletin resmi verisi ve özet olarak söylenen şu:
“Zengin giderek daha zengin oluyor, orta sınıf kavramı da mazide kaldı!”
Laf kalabalığına gerek bırakmayan bir veri bu… Asgari ücret artmış da, memur ve diğer çalışanlar ve emekliler enflasyona ezdirilmemiş de; geçiniz! Bu veri her şeyi apaçık ortaya koyuyor.
Sözünü ettiğim, TÜİK’in açıkladığı 2023 yılının gelir dağılımı istatistikleri.
Gelirin yüzde 5’lik gruplara göre dağılımına ilişkin 2023 yılının verisini, önceki yılların ortalamasıyla kıyasladım. Önceki yıllardan kastım 2005-2022 dönemi. Bir başka ifadeyle 18 yıllık dönemin ortalamasını 2023 yılıyla kıyaslayarak gidişatı görmek istedim.
Ortaya çıkan tablonun özeti şu:
■ Hanelerin en yoksul ilk yüzde 15’lik kesiminin geliri bir miktar artmış görünüyor. Ama bunun bir açıklaması var, izah edeceğim.
■ Hanelerin en yoksul ikinci yüzde 15’lik kesiminin gelirinde bir değişiklik yok.
■ Hanelerin kalan yüzde 65’lik kesimi gelir kaybına uğramış. Öyle ki bu yüzde 65’lik kesim içinde gelir düzeyi yüksek gruplarda yer alanlar da var.
■ Geliyoruz hanelerin en zengin, en tepedeki yüzde 5’lik kesimine… İşte bu yüzde 5’lik kesim, 2023’te önceki 18 yılın ortalamasına göre zenginliğine zenginlik katmış.
Zaten tablodaki fark sütunundaki renkler hangi kesimin gelirin arttığını, azaldığını ve aynı kaldığını gösteriyor. Tablo ağırlıkla kırmızı ve bu gelirdeki payın azaldığını gösteriyor.
Orta direk mi dediniz?
Eskiden bir orta direk kavramı vardı. O kavramın yerinde yeller esmeye başlayalı çok olmuştu.
İşte TÜİK’in son verileri orta direğin yok olduğunu, hatta zengin sayılanların önemli bir kısmının da görece yoksullaşmaya başladığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Her ne kadar toplumun gelir düzeyi açısından üst katmanlarında yer alanların gelirinde de bir miktar azalma varsa da artık ayrışma çok net.
Zenginler ve yoksullar… Ortadaki kesim de giderek aşağıda eşitlenmek üzere gelir kaybediyor.
Yoksulların geliri nasıl mı arttı?
En yoksul ilk üç yüzde 5’lik grubun gelirinde küçük de olsa bir artış dikkati çekiyor. Bu gelir artışının kaynağı ne mi; TÜİK’in gelir dağılımına ilişkin istatistiklerinin açıklamasına bakalım.
Hanehalkı kullanılabilir net gelirine “ayni ve nakdi gelirler” ile “haneye yapılan karşılıksız yardımlar” ekleniyor. İşte bu kalemler en yoksul kesimler için sanki elde edilen gelir artmış gibi bir etki doğuruyor.
Bu yardım ve desteklerin yanlış olduğunu söylemiyorum, elbette bu tür sosyal yardımlar yapılmalı. Ancak ortada gerçek anlamda bir gelir artışı yok.
İşte bundan dolayı da en yoksul ilk, ikinci ve üçüncü yüzde 5’lik grupların toplam gelirden aldığı pay çok az da olsa artmış görünüyor.
Yüzde 5=Yüzde 50!
TÜİK verilerine göre hanelerin yüzde 50’si toplam gelirden ancak yüzde 23.3 oranında pay alıyor.
En zengin yüzde 5’e bakıyoruz, bu kesimin toplam gelirden aldığı pay da hemen hemen aynı düzeyde, yüzde 23.1.
Gelir dağılımındaki çarpıklığa işaret eden bir veri daha aktarayım.
Hanelerin gelir düzeyine göre ilk yüzde 80’i toplam gelirden yüzde 51.9 pay alıyor. En zengin yüzde 20’nin payı ise yüzde 48.1’i buluyor.
Yoksulluk azalıyormuş!
TÜİK gelir dağılımına ilişkin bu verileri geçen hafta cuma günü açıkladı. TÜİK’ten dün bir açıklama daha geldi. Dünkü açıklama 2023 yılının yoksulluk ve yaşam koşulları istatistikleriyle ilgiliydi.
Gelir dağılımına ilişkin verileri ve bu dağılımının nasıl bozulduğunu özetledim. Yoksulluk ve yaşam koşulları istatistiklerinde ise genel hatlarıyla tam tersine bir eğilim dikkati çekiyor. Maddi yoksunluk oranı ile sosyal ve maddi yoksunluk oranları 2023 yılında şimdiye kadarki en düşük düzeye inmiş görünüyor. Yoksunluk oranının ne olduğunu ve bu istatistik kapsamında nelerin dikkate alındığını bir başka gün ele alacağım.
Mutlu yıllar…
Değerli okurlarımın yeni yılını kutlarım…
2025’te öncelikle sağlıklı günler dilerim…
Siyasette ve ekonomide ruh sağlımızı bozmayacak gelişmeler yaşanacağını ve haberleri izlemekten adeta korkar hale gelmeyeceğimizi umarım…