Millî Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan “Millî Eğitim İstatistikleri 2023-2024” verilerine göre, Türkiye’de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde 9 milyon 600 bin 891’i erkek, 9 milyon 109 bin 374’ü kız olmak üzere toplam 18 milyon 710 bin 265 öğrenci örgün eğitim alıyor.
Çocukların ve gençlerin sağlık ve eğitim hizmetlerine tam erişimi, geleceğin dünyasına en sağlıklı koşullarda ve eşit fırsatlarla hazırlanması ülkemizin en temel konularından birisi olmak zorunda.
Başta TÜSİAD olmak üzere, pek çok kamu ve özel sektör kuruluşu, sivil toplum kuruluşları gençlerin bilgi ve beceri düzeylerinin artmasına destek olmak amacıyla araştırmalara kaynak ayırıyor, projeler geliştiriyorlar.
Biz de bundan böyle EKONOMİ Gazetesi olarak her hafta, Cuma günleri, başta milyonlarca öğrenci, öğretmen ve veli olmak üzere tüm toplumu ilgilendiren eğitim konularını irdelemek amacıyla özel bir sayfa ayırıyoruz. TÜSİAD’ın desteğiyle hazırlayacağımız bu çalışmada eğitime ayrıntılı ve bütünleşik bir biçimde yaklaşmayı; eğitim konusunda yapılan araştırmalara, uzman görüşlerine, çözüm önerilerine, dünyadaki başarılı örneklere ve eğitime destek veren kuruluşların projelerine yer vermeyi hedefliyoruz.
İlk yazımızı PISA 2022 Araştırması’nın ortaya koyduğu sonuçlar çerçevesinde gençlerin geleceğe hazırlanmaları için gereken temel beceriler konusuna ayırdık. Temel becerilerin, sosyal ve duygusal becerilerin kazandırılması için neler yapılması gerektiğine odaklanacağız.
Eğitime toplumsal bir çerçeveden yaklaşmak gerekli En önemli gücümüz olan genç nüfusumuzun potansiyelinin doğru bir biçimde yönlendirilmesi için veriye dayalı politikalara ihtiyaç var. Sorunlara şeffaf bir biçimde yaklaşmak, çözümleri kolaylaştıracağı gibi başarıyı da artırmaya yardımcı olacaktır. TÜSİAD’ın bu doğrultuda Eğitim Reformu Girişimi (ERG) işbirliği ile hazırladığı TÜSİAD-ERG raporunun ‘Geleceğin Dünyasına Hazırlanırken Eğitime Bakış: PISA 2022 Bulguları Işığında Türkiye’de Eğitimin Durumu Araştırması’, gençlerimize 21’inci yüz- yıl becerileri kazandırılması konusunda kamuya büyük bir görev düştüğünü gözler önüne seriyor.
Matematik, fen ve okuma becerileri düşük
Ülkemizde bu yıl itibariyle okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde örgün eğitimdeki 18,7 milyon öğrenci; rakamlar itibariyle 21 AB üyesi ülkenin ve 39 Avrupa ülkesinin nüfusundan daha fazla bir büyüklüğü ifade ediyor. Tek başına bu bakış dahi, Türk eğitim sisteminin çok yönlü ihtiyaçları olduğuna işaret ediyor. EKONOMİ Gazetesi olarak iş planımıza aldığımız eğitim sayfamızı Cumhuriyet’in kuruluş yılından itibaren gündemimizde olan ‘iyi bir eğitim sistemi’ne giden yolculuğa naçizane katkı olarak yorumluyoruz. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır’ sözleriyle ifade ettiği şekliyle, eğitim sisteminin çağdaş hedeflere ulaşmada en önemli araçlar olduğu gerçeğinin bilincindeyiz. Haftalık tasarladığımız eğitim sayfamızın içeriğini oluştururken, Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği de (TÜSİAD) yanımızda olacak. TÜSİAD’ın eğitim konusunu uzun yıllardır sahiplenerek veriye dayalı politika önerileri geliştirme gayretleri ve iş dünyasının yanı sıra akademi ve sivil toplum ile olan işbirliklerinin getirdiği birikimden yararlanarak zengin bir içerik ve geniş bir bakış açısı oluşturacağımıza inanıyoruz.
TÜSİAD-ERG raporunun da ortaya koyduğu gibi, mevcut eğitim sistemimiz temel bilgi ve beceriler düzeyinde bile yeterli donanı- mı sağlayamıyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından 3 yılda bir, yapılan ve 15 yaşındaki öğrencilerin kazandıkları bilgi ve becerileri değerlendiren Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 sonuçlarına göre, Türkiye 81 ülke içinde, fen bilimlerinde 34’üncü; matematikte 39’uncu; okumada 36’ncı sırada yer alıyor.
37 OECD ülkesi içinde ise fen bilimlerinde 29’uncu; matematikte 32’nci; okumada 30’ncu sırada bulunuyor.
Türkiye, PISA’ya 2003’den beri katılıyor. Aradan geçen zaman içinde bazı yetkinliklerde artış ya- şansa da öğrencilerimizin gereken sıçramayı yapamadıkları görülüyor.
Öte yandan, Türkiye’deki öğrencilerin, geleceğin becerileri arasında azim, öğrenme merakı, işbirliği, empati ve liderlik becerileri özellikleriyle öne çıktıkları dikkat çekiyor. Gençlerimizin puanlarının matematik, okuma ve fen alanlarında OECD ortalamasının altında olmasına rağmen tüm bu becerilerde ortalamanın üstünde olmaları önemli bir fırsat barındırıyor. Gençlerin kendilerine olan güvenlerinin, özel şirketlerin ve kamunun oluşturacağı yetkinlik ve beceri geliştirmeye yönelik eğitim programlarıyla desteklenmesiyle aradaki açığın azaltılması mümkün olabilir.