Bir Brezilya atasözü; ‘duran timsah çanta olur’ der. Anlatmak istediği, ne kadar güçlü, yetenekli olsan dahi eğer duruyorsan, eyleme geçmiyorsan, hayatın başkalarının sana çizdiği kadere bağlıdır. Hele ki ekonominin kürede ve yerelde kriz modunda ise eylemsizliğinle fırtınayı geçiştiremeyeceksin.
Gonçarov’un ünlü karakteri, kabiliyetlerine rağmen konfor alanından çıkamayan Oblomov’u anlatır bize. Hatta bu durumu; ‘oblomovlaşma’ diye nitelendiririz. Tutunamayanlar’ın yazarı Oğuz Atay da eylemsizlik eyleminden (!) söz eder; ‘ben başlamazsam ancak durdurulabilirim.’
KRİZİ DURARAK ATLATAMAZSIN
Başlamadığı için durdurulan nice kabiliyet biliyorum. Hataları; konfor tuzağına düşmek olmuştur. Zira konfor; çürütür. Rahat içinde hiçbir zor başarılmamıştır. Tarihe bakın; tüm büyük başarılar, sorun ve dertlerle mücadele edenlerce sağlanmıştır. Fırtınada duran kaybetmiş, mücadele eden başarmıştır.
Hiç yan gelip yatan ve bir şey üreten var mıdır? Yatarak büyüyen tek şey kabaktır, o da suya, güneşe ulaşmak için gayret etmek zorundadır. ‘Çocuğum çok zeki ama biraz tembel’ söylemi, nice velinin dilinde adeta pelesenktir. Oysa çocuğunu konforla değil, sorumlulukla ödüllendirebiliyor olmalısın.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…
Küresel çalkantıda nasıl hareket etmeli?
Tüm dengeler değişirken işletmeler, fırtınanın dinmesini bekleyerek var kalamazlar. Savaş bulutları toplayan dünya, olası büyük hesaplaşmalara giderken, kullanışsız hale gelen ezberleri sorgulamalı. Oysa pek çok kurum, işletme ve kişi, Godot’u bekler gibi davranıyor. Oysa Godot asla gelmeyecektir.
İşletmeler krizde nasıl davranmalı?
Bu yıl hayatta kalmanın başarı sayılacağı bir yıl olacak. “Bana bir şey olmaz” cümlesi en büyük gaflet itirafıdır. Ne kadar sağlam olursan ol, kürede ve yörede işler kötü gitmeye başladığında sen de etkileneceksin. Vejetaryen olman, boğanın sana saldırmayacağı garantisi sunmayacaktır…
NOT
NİCE YETENEK EYLEMSİZLİK KURŞUNUYLA ÖLMÜŞTÜR
Ekonomi Gazetesi olarak sürekli Anadolu ve Trakya’da dolaşıyor, şirketler, patronlar, kurumlarla görüşüyoruz. Gittiğim her yerde fazlasıyla şikâyet dinliyor ve haklı yakarışlarına kulak verip, yazıp çiziyor, televizyon yayınlarında anlatıyoruz. Ancak çok azı krize karşı hareket planı hazırlamış.
Gerisi; kurtuluşu kamudan bekliyor. Kısa vadeli teşvik kovalıyor. Oysa alsalar ne olacak? Stratejin yoksa işine yaramayacak. Zira çözümü yanlış noktada, yanlış yerde arıyorlar. Hâlbuki 2025 yılında hayatta kalma strateji inşa etmeli, fırtınalı denizde tekneyi su üstünde tutma planları olmalı.
En yetenekli şirketler dahi, karmaşada yol alma pratiği edinmeli, kamudan yardım beklemek yerine kendi göbeğini kesecek adımlar atmalı. Bilinir ki kabiliyet çok şeydir ancak eylem yoksa yok şeydir. Konfor, başarının düşmanıdır da… Su kıyısında güneşlen ama durunca çanta olan timsahı hatırla.
Neticede; nice yetenek, eylemsizlik kurşunuyla ölmüştür. Şirketin ne kadar sağlam olursa olsun fırtınalı denize dönüşen ekonomilerde, gemisini yüzdürebilen kaptanın ihtiyacı, akıllı eylemlerdir.