KURUCU Başkanlığını İstanbul eski Defterdarlarından Sezai Onaral’ın yaptığı İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası (İstanbul YMMO) yönetimi, Vehbi Karabıyık, Sabri Tümer, İbrahim Aktan ve Vahap Adıyaman’ın başkanlıkları döneminde şimdiki Başkan Müfit Erkarakaş’ın da içinde yer aldığı ekiple 4-5 yıl kafa yordu:
– 1500 üyemizle İstanbul’daki büyük, orta ölçekli ve küçük toplam 25 bin şirketin, işletmenin, her şeyini yakından izliyor, ekonomik açıdan nabızlarını tutuyoruz. Bu nabzı yansıtan bir çalışma yapmamızda yarar var.
Konu İbrahim Aktan ve Vahap Adıyaman’ın başkanlıkları döneminde 29 Ağustos 2007-1 Mayıs 2009 döneminde ekonominin koordinasyonundan sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunmuş, sonrasında İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörlüğünü uzun süre yürütmüş Prof. Nazım Ekren’e açıldı.

İstanbul YMMO’nun üyesi olan Prof. Nazım Ekren, İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Elçin Aykaç Alp ile Dr. Mefule Fındıkçı Erdoğan’ı yanına alıp, kolları sıvadı. Prof. Ekren’in ekibinin ilk işlerinden biri, İstanbul YMMO üyeleriyle anket yapmak oldu.
Ankete verilen yanıtlar üzerinden yapılacak analiz, “İstanbul YMMO Ekonomik Beklenti Endeksi”ne temel oluşturacaktı. Çeyrek dönemler itibariyle anket çalışması başlatıldı. Çıkan sonuçların nabzı yansıttığı kanısına varılınca endeksin kamuoyuna yansıtılması yönünde adım atıldı.
Geçenlerde İstanbul YMMO Başkanı Müfit Erkarakaş, Vehbi Karabıyık ve Vahap Adıyaman’ın ev sahipliğinde Oda’nın İstanbul’daki merkezinde buluştuk. Müfit Erkarakaş, Prof. Nazım Ekren, Prof. Elçin Aykaç Alp ve Dr. Mefule Fındıkçı Erdoğan’la Oda’nın 450 üyesinin yanıtlarının baz oluşturduğu “İstanbul YMMO Ekonomi Beklenti Endeksi-2025. 1. Çeyrek” sonuçları üzerine konuştuk.
Müfit Erkarakaş, endeksle ilgili şu bilgiyi verdi:
– Prof. Nazım Ekren başkanlığındaki hocalarımız anketle toplam 12 sektör bazında büyüme ve eğilim yoklaması yapıyor. “İYMMO Ekonomik Beklenti Endeksi”, Türkiye ekonomisinin geleceği hakkında fikir veren önemli bir veri kaynağı oldu.
Ardından Prof. Nazım Ekren, “İYMMO Ekonomik Beklenti Endeksi”nin yansıttıklarını sıraladı:
- 2025 yılı 1. çeyrek dönemine ilişkin yapılan ankete verilen cevaplar ışığında hesaplanan bileşik endeks 52.4 olarak gerçekleşti. Bu veri, bir önceki döneme göre düşüş olsa da makul bir ekonomik faaliyet düzeyinin süreceğini gösteriyor.
- Endeksin 50’nin üzerinde seyretmesi, ekonomik genişlemenin sürdüğüne işaret ederken, düşüş eğilimi, büyüme hızında bir yavaşlama olasılığını ya da piyasalardaki temkinli beklentileri ortaya koyuyor.
Prof. Ekren, şirketlerin ciro düzeyine göre beklentilerine dikkat çekti:
- Endeks değerinin ciro düzeyine göre küçük ölçekli firmalar için 59.2, orta ölçekli firmalar için 50.2 ve büyük ölçekli firmalar için 51.9 olduğunu tespit ettik.
- 2025 yılı çalışan sayısına göre firmaların beklentileri incelendiğinde küçük ölçekli firmalar için endeks değeri 57.1, orta ölçekli firmalar için 51.8, büyük ölçekli firmalar için 50 olduğu görüldü.
- Ciro ve çalışan sayısı beklentileri arasındaki paralellik, firmaların genel ekonomik koşullara benzer şekilde tepki verdiğini ve işletmelerin ölçeklerinden bağımsız olarak benzer beklenti dinamiklerine sahip olduğunu gösteriyor.
Bazı sektörler üzerinde durdu:
- 2025 yılı 1.çeyrek sonuçlarına göre tekstil, otomotiv, inşaat ve turizm sektörü hariç tüm sektör beklentilerinin 50 baz puan üzerinde oluştuğu, geleceğe yönelik ihtiyatlı bir iyimserliğin hakim olduğu anlaşılıyor.
- Birinci çeyrekte en iyi beklentilere sahip ilk 3 sektörün sağlık, bankacılık ve finans ile bilişim ve iletişim olduğu tespit edildi
Kısacası, “İYMMO Ekonomik Beklenti Endeksi”nin ilkinden çıkan sonucu şöyle özetlemek mümkün:
- 2025 yılının ilk çeyreği, makul bir ekonomik faaliyet düzeyi ile tamamlanacak…
Enflasyonu indirmek için maliyet artışları daha düşük olmalı
PROF. Nazım Ekren, “İYMMO Ekonomik Beklenti Endeksi”nin sonuçlarını değerlendirirken enflasyon konusunda ortaya çıkan değerlendirmeyi şöyle aktardı:
- Üretim maliyetlerindeki özellikle enerji, lojistik hammadde maliyetlerinin artması, şirketlerin sürdürülebilirliğini ve kârlılığını olumsuz yönde etkiliyor.
- Bu sorunun çözümü için ekonomi politikalarının gözden geçirilmesi, fiyat istikrarının sağlanması ve maliyet artışlarının enflasyon seviyesinde veya altında tutulması sektörel istikrar açısından büyük önem taşıyor.
- Ayrıca sektörler arası fiyat denetimi ve kamu gözetiminin artırılmasının enflasyonun düşürülmesinde önemli olduğu vurgulanıyor.
Faiz oranları ihracatçılar için makul seviyeye çekilsin
PROF. Nazım Ekren, “İYMMO Ekonomik Beklenti Endeksi”nin sonuçlarını değerlendirirken döviz kurları konusunda oluşan izlenimi şöyle özetledi:
- Türkiye’de uygulanan para ve döviz kuru politikalarının ihracatçı firmalar üzerinde olumsuz etkiler yarattığı, üretim maliyetlerinin artmasına karşın gelirlerin döviz bazında sabit kalmasıyla kârlılık oranlarının düştüğü ifade ediliyor.
- Döviz kurlarının serbest piyasa mekanizmalarına uygun bir şekilde düzenlenmesi ve enflasyon oranıyla uyumlu bir seyir izlemesinin, ihracatçıların rekabet gücünü artıracağı ve sektörlerin sürdürülebilirliğini destekleyeceği belirtiliyor.
- Bununla birlikte, düşük maliyetli finansman kaynaklarının artırılması, faiz oranlarının ihracatçılar için makul seviyelere çekilmesi ve teknoloji odaklı katma değerli üretimin teşvik edilmesi, döviz kuru kaynaklı sorunların çözümüne yönelik önemli adımlar olarak öneriliyor.
Güvenilir bir hukuki çerçeve oluşturulsun
PROF. Nazım Ekren, “İYMMO Ekonomik Beklenti Endeksi”nin sonuçlarını değerlendirirken ekonomik ve siyasi belirsizlikler konusunda ortaya çıkan havayı da şöyle aktardı:
- Kısa vadeli programlar yerine uzun vadeli ve sürdürülebilir ekonomi politikalarının benimsenmesi, para ve maliye politikalarının uyumlu bir şekilde düzenlenmesi vurgulandı.
- Ekonomik ve siyasi istikrar için güvenilir bir hukuki çerçeve oluşturulması önerilirken siyasi belirsizliklerin sonlandırılması, istikrarlı bir yönetim anlayışının benimsenmesi gerekliliği ortaya konuluyor.
- Böylece ulusal ve uluslararası yatırımcılar için güven veren bir ortam oluşturulmasının mümkün olacağı ifade edildi.
Türkiye’de STK’lar beşinci güç olarak tanımlanabilir mi?
EVSİD’in kurucu Başkanı, PAGEV Başkan Yardımcısı Qlux İdeas Genel Müdürü Burak Önder, Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) başkanlığına adaylığını açıkladığı toplantıda sivil toplum örgütlerinin önemini şu tanımla ortaya koydu:

- Bugün gelişmiş ülkelere, gelişmiş ekonomilere baktığımızda sivil toplum örgütleri (STK) “beşinci güç” olarak adlandırılır.
Sıralamanın da altını çizdi:
- Yasama, yürütme, yargı, medya ve STK’lar…
Burak Önder’in “Gelişmiş ülkelerde STK’ların gücünü” ortaya koyan bu sözleri üzerine sordum:
– TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras’ın başına gelenleri dikkate alınca sivil toplum örgütlerinde görev alma konusunda bir tedirginlik söz konusu oluyor mu?
Burak Önder, şu yanıtı verdi:
– Bu konu “sırat köprüsü”nden geçmek gibi. Başka bir deyişle “mayınlı alan”… Biz sektörel konu ve sorunlarımıza odaklanıyoruz.
Önder’in listesinde ZÜCDER yönetim kuruluna aday olan CKC Cam’dan Celalettin Çakıcı da şu değerlendirmeyi yaptı:
– ZÜCDER yönetimine adaylık konusunda aynı listede yer alan bizler, hepimiz farklı siyasi görüşlere sahibiz, farklı takımları tutarız. ZÜCDER platformunda sektörümüzü konuşmayı yeğleriz.
Önder, dünkü ZÜCDER adaylık toplantısında “gelişmiş ülkelerde STK’lar 5’inci güçtür” konusunu anımsatınca aklıma geldi:
- Türkiye’de de STK’lar bir gün “beşinci güç” konumuna gelir mi?