İsraf; sahip olduğumuz bir şeyi yok etmek, zayi etmek… Faydaya dönüştürmeden harcamak… Gerektiğinden fazla kullanmak… Kullanmadığını çöpe atmak… Sarf kökünden gelir. Harcama anlamındaki sarf, abartıldığında israfa dönüşür ve israf her kültürde istenmeyendir.
Gereksiz ve ölçüsüz harcadığında, kusur işlemiş olursun. Kaynağı ziyan etmiş, üretileni; ayarında kullanmamışsındır. Ekmeği abartarak alırsın, artanı çöpe atarsın; israftır. Enerjiyi üretirsin, kullanmadığını harcarsın; israftır. Suyu boşuna akıtırsın; israftır.
ERTELENEN SONSUZA ATILIR
Zaman israfının en sinsi olanı, yapılacak bir işi ertelemektir. Aslında ertelediğiniz anda o iş kıyamete kalmıştır. Bugünün işini yarına bırakma öğüdü herkesin dilindedir. Fakat pratikte hayat şöyle işler; bugünün işini bugünden yapmadıysan yarına değil, kıyamete kalacaktır. Nitekim ertelenen iş ölür.
Zaman planlaması bu yüzden hayati değer taşır. Acil ve öncelikli ise derhal yapmalısın. Acil fakat önemli değilse zamanlamasını yeniden tanımlarsın. Acil değil fakat öncelikli ise bir başkasına delege edersin. Hem acil değil, hem de önemli değilse gönül rahatlığıyla unutabilirsin. Gündemden çıkarırsın.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…
İsrafın bize bedeli nedir?
İsrafın karşıtı, aynı kökten gelse de tasarruftur. Harcamaz; biriktirirsin… Zamanı geldiğinde, miktarında harcamak üzere tasarruf edersin… İsraftan artandır sende kalacak olan… İsrafın bedeli; emeğin, üretimin faydaya dönüşememesidir. Faydaya dönüşmeyen her eylem, israf diye tanımlanır.
İsrafta geri gelmeyen nedir?
Zaman israfı; en sinsi olandır. Her madde, israf edilse de yeniden üretilebilir. Fakat zaman, verimli kullanılmadığında geri alınmaz. Tıpkı atılan ok gibi… Zaman, ya yaşanır ya da ıskalanır ve israf edilir. Aynı şey boşuna israf edilen ve ağızdan çıkan gereksiz sözdür. Bu da şimdiki anın ziyan edilmesidir.
NOT
İSRAF SEFAHATİN, SEFAHAT İSE SEFALETİN KAPISIDIR
Tasarruf çoğaltan, israf azaltandır. Tasarruf eden zenginleşir, israf eden fakirleşir. İsrafı alışkanlığa taşıyana müsrif denir. Müsrif tüccar, ticaretin kazancını tasarruf edememiş, iflas etmiş demektir.
Eskiler “israf sefahatin (konfor), sefahat ise sefaletin kapısıdır” derler. İsrafı kutsayan hiçbir inanç sistemi yoktur. Zira israf etmede hayır, hayırda ise israf bulunmaz.
Canın ne istiyorsa ye ve iç ama israf etme… Gençliğini israf eden, yaşlılığında sağlık dilencisi olur. Servetini israf eden kendi hazinesinin dilencisi sayılır.
Ülkeleri iflasa götüren yol, israf taşlarıyla döşenmiştir. Bu israf, insan kaynağını kullanmamaktan, kaynaklarını değerlendirememekten doğar.
Neticede; kamu bütçesine bakınca, israfın ekonomi için yıkıcı olduğunu net görüyoruz. Bütçe açığının temel sebebi de harcamaların fayda analiz ve önceliğinin rasyonel olmamasıdır. Ya bir seçim ekonomisi veya bir kaynak transferi söz konusudur. Netice; yapışkan enflasyon, Kamuflasyon…