FARUK ŞÜYÜN
BARSELONA’DA, Lluís Domènech i Montaner’in önderliğinde inşa edilen, 1908 yılında kapılarını açmış bir binadan söz ediyorum:
Şehrin kültürel simgelerinden Palau de la Musica Catalana (Katalan Müzik Sarayı)… Salon, Katalan Rönesans Hareketi’nde (Renaixença) önemli bir yeri olan Orfeo Catala Korosu için inşa edilmiş.
Limak Filarmoni Orkestrası’nın ilk yurt dışı konseri için buradayım. Limak, buranın resmi destekçileri arasında… Konseri anlatmadan önce Katalan Müzik Sarayı’nın tarihi atmosferi ile devam etmek istiyorum. Konseri izlediğimiz mekân, Art Nouveau tarzının en güzel örneklerinden.
Salonun yan duvarlarındaki geniş kemerli pencereler, renkli mozaiklerle çerçevelenmiş. Bu mozaiklerde Katalan kültürüne özgü çiçek desenleri ve simgeler bulunuyor. Bu tasarım, salonun iç kısmına kattığı Akdeniz’e özgü hava ile de dikkat çekiyor. Bu pencereler, aynı zamanda salona bol miktarda doğal ışık girmesini sağlıyor.
Sahnede dekoratif çiçek motifleri ve heykellerle süslenmiş büyük bir kemer bulunuyor. Kemerin üzerinde, Katalonya’nın dört bir yanından gelen çiçeklerin tasvir edildiği renkli mozaikler yer alıyor. Bu kemer, sahneye çerçeve oluştururken izleyicinin etkinliğe odaklanmasını da sağlıyor. Üzerindeki heykeller, müzik tarihinin önemli figürlerini temsil ediyor. Sahnenin arkasında yer alan dev orgun etrafında, 18 müzisyeni temsil eden kadın figürlerden oluşan her birinin farklı bir enstrüman çaldığı bir niş bulunuyor.
Koltuklar, koyu ahşaptan yapılmış ve kırmızı kadife ile kaplı, bu da izleyicilerde sıcak ve davetkâr bir his uyandırıyor. Koltuk sıraları, sahneyi mükemmel bir şekilde görecek şekilde eğimli olarak yerleştirilmiş. Salonun akustik tasarımı da son derece özel; duvarlardaki ve tavanlardaki kıvrımlı yüzeyler, her noktadan müziğin eşit ve berrak bir şekilde duyulmasını sağlıyor. Bu da Katalan Müzik Sarayı’nı sadece görsel olarak değil, akustik açıdan da dünyanın en iyi konser salonlarından biri yapıyor.
Ve belki de en baştan söylemem gereken cümle ile konsere geçeyim: Çok etkileyici bu mekân, 1997 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine kabul edilmiş.
Katalan Müzik Sarayı sahnesi bu kez Limak Filarmoni Orkestrası konseri için, operanın dünyaca ünlü yıldızlarını buluşturdu. İtalyan, Fransız ve İspanyol opera eserlerinden popüler Akdeniz ezgilerine uzanan geniş bir repertuvarın sunulduğu konserde; İtalyan Şef Francesco Ivan Ciampa yönetiminde, dünyaca ünlü tenor Murat Karahan ve uluslararası üne sahip Katalan soprano Sara Blanch binlerce izleyiciye unutulmaz bir gece yaşattı. Konserden elde edilen gelir ise İspanya’da yakında yaşanan sel felaketinden etkilenen afetzedelere aktarıldı.
Konser, İspanya’nın doğu ve güney bölgelerinde yaşanan sel felaketi nedeniyle hayatını kaybeden bu insanlar anısına saygı duruşu ile başladı. Etkinliği, Limak Şirketler Grubu Onursal Başkanı Nihat Özdemir, Limak Şirketler Grubu ve Limak Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, Türkiye’nin Madrid Büyükelçisi Nüket Küçükel Ezberci, Barselona Spor Kulübü Başkanı Joan Laporta, Palau de la Música Başkanı Joaquim Uriach ile her iki ülkenin iş, spor, sanat ve medya dünyasından pek çok davetli izledi.
Limak Filarmoni Orkestrası’nın ‘Akdeniz’in Büyüleyici Melodileri: Aryalar, Düetler ve Daha Fazlası’ isimli ilk uluslararası konserinde Katalonya’nın önde gelen orkestralarından Vallés Senfoni Orkestrası müzisyenleri de aynı sahnede yer aldı.
Konser öncesi konuştuğumuz Limak Şirketler Grubu ve Limak Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, Limak Filarmoni Orkestrası’nın Barselona’daki ilk yurt dışı konserinin önemli bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: ”
Faaliyet gösterdiğimiz ülkelerdeki ekonomik yatırımlarımızı, sosyal yatırımlarımız ile destekliyoruz. Bu çerçevede Barselona’nın müziğe, kültüre ve mimari mükemmelliğe olan bağlılığını ve ruhunu temsil eden Katalan Müzik Sarayı ile (Palau de la Música Catalana) bu yıl mayıs ayında bir iş birliği protokolü imzalamıştık. Şimdiyse Limak Filarmoni Orkestrası’nın bu güzel konseri ile ortaklığımız açısından çok önemli bir anı hep birlikte yaşadık ve ‘bir rüyayı’ gerçekleştirdik.
Ortak Akdeniz kültürünü paylaştığımız İspanya’daki projelerimizle iki ülke arasındaki kültürel ve sosyal bağları güçlendiriyoruz. İspanya’nın önemli kültür ve turizm merkezlerinden Barselona’nın ruhunu ve kalbini tanımlayan simge yapılarında imzamız bulunuyor. Bunlardan biri de futbol dünyasının önemli mabetlerinden Barselona’nın simgesi Spotify Camp Nou Stadı… Bu simge yapının Barselona için taşıdığı derin önemin farkında olarak sürdürdüğümüz yenileme çalışmasıyla Katalan kültür mirasına anlamlı bir iz bırakıyoruz. Diğer bir yandan Limak Vakfı liderliğinde yürüttüğümüz Global Engineer Girls (GEG) programını Türkiye, Kuzey Makedonya, Kosova ve Suudi Arabistan’dan sonra yakın bir zamanda İspanya’da başlatıyoruz. Bu hedefle faaliyet gösterdiğimiz coğrafyalara kültür, sanat ve eğitim başlığı altında anlamlı girişimlerle dokunuyoruz. Grubumuzun gerçekleştirdiği bu anlamlı sosyal yatırımların uluslararası bir boyut kazanması doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Türkiye’nin Mühendis Kızları olarak 9 yıldır gururla yürüttüğümüz projemizin küresel bir sosyal etki hareketine dönüşerek Global Engineer Girls’e (GEG) evrilmesi gibi Limak Filarmoni Orkestrası’nın da 8 yıllık başarı dolu yolculuğunun yurt dışına taşınmasından büyük mutluluk duyuyoruz.”
Konserin solistleri tenor Murat Karahan ve soprano Sara Blanch, hem solo hem de birlikte yorumladıkları eserlerde büyük alkış aldılar. Sevgili Murat Karahan sahneye çıktığında hem sesiyle hem de davranışlarıyla her zaman izleyicileri büyülüyor. Ustalığının yanında bir de şeytan tüyü var, diye düşünüyorum. Sara Blanch’ı ilk kez dinledim ve çok beğendim…
Bis parçası iki kez tekrarladıkları Barcelona Marşı’ydı… Bütün salon ayakta sanatçılar ve orkestraya eşlik etti. Barselona’daki gece, unutulmayacak anılarım arasına çoktan yerleşti…