Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) ev sahipliğinde, iklim değişikliği ve ekonomi ilişkisinin medya bakış açısıyla ele alındığı, basın mensuplarına yönelik İklim ve Ekonomi Konferansı Sakarya’da yapıldı. İklim ve enerji konularının alanında uzman isimlerce ele alındığı ve iki gün süren konferansa katkı sağlayanlar arasında EKONOMİ gazetesi, Columbia Global Centers İstanbul, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA), KONDA Araştırma ve Danışmanlık, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (IPM), Solar3GW ile ATENA İletişim yer aldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan EGD Yönetim Kurulu Başkanı Recep Erçin, kalkınma politikalarını belirlerken iklim krizi meselesinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirterek, “Biz ekonomi gazetecileri de iktisadi gelişmeleri bu çerçeveden bakarak haberleştirmeliyiz. Bu kapsamda meslektaşlarımızın temel bilgilerden ve son gelişmelerden haberdar olması için konferansı düzenlemeye karar verdik” dedi.
“Güneş enerjisi, kömür ve doğalgazı geçecek”
Etkinliğin “Güneş ve Rüzgar Bize Yeter mi?” başlıklı keynote konuşmasını yapan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, yenilenebilir enerji kaynaklarında büyük potansiyele sahip Türkiye’nin, yeşil dönüşümü kalkınma hamlesine çevirebileceğini belirtti. Enerji dönüşümünün iklim kriziyle mücadelede ana unsur olduğunu söyleyen Güllü, “Enerji dönüşümünün farklı unsurları var. En temel unsuru ise yenilenebilir enerji. Yenilenebilir enerji dediğimizde de güneş ve rüzgar enerjisi ön plana çıkıyor” ifadelerini kullandı. Güllü’nün verdiği bilgilere göre karasal rüzgar enerjisi kapasitesi dünyada 178 GW’den 837 GW’ye çıktı. Aynı dönemde güneş enerjisi tam 26 kat artarak 1000 gigavatın üzerine ulaştı. Gelecek dönemde bu ivmelenmelerin daha da hızlanmasının beklendiğini dile getiren Güllü, küresel güneş enerjisi kapasitesinin 2026’da doğalgaz kapasitesini, 2027’de ise kömür kapasitesini geçeceğinin öngörüldüğünü anlattı.Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan da dünya genelinde enerjide “sanayi devrimi gibi” devrim yaşandığını, bütün alışkanlıkların yeniden gözden geçirileceğini söyledi. Turhan, güneş enerjisinin diğer kaynaklara göre çok daha farklı bir kaynak olduğunu belirterek, “En önemli özelliği aslında ölçeklenebilir yapısı. Çatınıza kurduğunuz 10 kW’lik sistem ile araziye kurduğunuz 100 MW sistem arasında 10 bin kat fark var ancak kurulumu açısından çok benzer. Modüler bir sistem” dedi. Turhan, Türkiye’nin güneş enerjisinden elektrik üretimiyle sağladığı tasarrufa ilişkin, “Güneş enerjisi santrallerinin 2022’deki 15 bin 157 GW/saat elektrik üretimi yaklaşık 1,27 milyar dolarlık kömür ithalatını engellemiş.” bilgisini paylaştı. EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ da AB Yeşil mutabakatı kapsamında karbon emisyonları ile ilgili test sürüşlerinin başladığını belirterek, “2026’dan itibaren uygulama başlayacak. Bir yola girildi ve takvim de netleşmeye başladı. Bu artık dünyayı yeniden şekillendirecek. Zamanın ruhu ekonominin sürdürülebilirlik ile birleşmesinin etrafında şekillenecek. Dünya bir halden diğerine giderken bize de büyük işler düşüyor. Tüm bu yeni gelişmeleri yeni kavramları, bilgileri mutlaka insanların içselleştirmesi gerekiyor. Dünya kimsesiz bir yer ve sahip çıkılmayı bekliyor. Hepimizin bunda sorumluluğu var” diye konuştu.
DENİZ ÜSTÜNDE RÜZGAR SANTRALİ EN ERKEN 2027’DE ÖNGÖRÜLÜYOR
Konferans kapsamında düzenlenen “Rüzgar ve Güneş Hakkında Her Şey” başlıklı oturumda konuşan Kısa, Türkiye’deki rüzgar enerjisi kurulu gücünün 12 bin megavata ulaştığını anımsattı. Kısa, Türkiye’nin 2035’te rüzgar enerjisinden 29.600 MW üretim hedeflediğini ifade ederek «Bunların 24 bin 600 megavatının karada, 5 bin megavatı da deniz üstünde kurulması hedefleniyor» bilgisini paylaştı. Türkiye’nin karadaki rüzgar santralleri potansiyelinin 100 bin megavat olarak açıklandığını anımsatan Kısa, “Yıllık 1.500 MW’lik hedef, doğru politikalarla 3 bin MW’ye yükseltilebilir” ifadesini kullandı. Kısa, Türkiye’nin her yerinde yaklaşık 18 bin MW’lik proje stokunun oluştuğunu ve bunların yakın zamanda hayata geçmesinin beklendiğini söyledi. Deniz üstü rüzgar enerjisi santrallerinin en erken 2027’de kurulmasının öngörüldüğünü aktaran Kısa, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları’nda (YEKA) ise 75 bin megavatlık bir potansiyelden bahsedildiğini dile getirdi.