HÜSEYİN GÖKÇE
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen ormanlarındaki kömür madeni faaliyetlerinin ekonomi, çevre ve sağlığa etkilerini içeren “Akbelen Gerçeği: Başka Bir Enerji Mümkün Mü?” başlıklı rapor hazırladı. Raporda dünyanın ve Avrupa’nın temiz enerjiye yöneldiği, sınırda karbon Vergisi’nin yaklaştığı bir dönemde Türkiye’nin fosil yakıtlara eğiliminin 2053 sıfır karbon hedefiyle çeliştiğine dikkat çekildi.
Rapor Akbelen’de açıklandı
TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu, raporu Akbelen’de çeşitli sivil toplum örgütlerinin de katıldığı bir toplantıda açıkladı. Türkiye’de yenilenebilir enerjinin kurulu güç içindeki payı yüzde 50’nin üzerinde olmasına rağmen, üretimdeki payının bu seviyeyi yakalayamadığı vurgulanan raporda termik santrallerdeki üretimin hammadde yönünden daha ucuz olsa da özellikle çevre ve sağlık alanında büyük tahribat yaşandığı aktarıldı. Fosil yakıtlardan enerji üretiminin Türkiye’nin en önemli ticari partnerlerinden Avrupa’ya ihracatı olumsuz etkileyeceğinin altı çizilen raporda, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen Türkiye’nin fosil yakıtlarda ısrar etmek yerine temiz enerji kaynaklarına ağırlık vermesinin enerji maliyetini de azaltacağı kaydedildi. Politika metinlerinde acilen sıfır karbon hedefiyle uyumlu değişikliklere gidilmesi önerilen raporda, sırf temiz enerji kaynağı diye büyük hacimli güneş enerjisi yatırımlarının verimli tarım arazilerine yapılmaması gerektiğine dikkat çekildi. Madencilik faaliyetlerinin sıkı denetime tabi tutularak modern işletmecilik yöntemlerinin kullanımının zorunlu hale getirilmesinin önemine işaret edilirken, işletme süreci sona eren maden sahalarında rehabilitasyon faaliyetlerinin firmaların inisiyatifine bırakılmadan yerine getirilmesinin sağlanması gerektiğini anlatıldı. Türkiye’nin acilen kömüre dayalı elektrik enerjisi üretimini kademeli olarak azaltma planını ortaya koyarak radikal bir şekilde bunu hayata geçirmesi gerektiği bildirilen raporda, “Tartışmalara konu Yatağan ve Kemerköy termik santrallerinin bulunduğu bölgede, doğa ve insan tahribatı geri dönülemez bir noktaya gelmeden eylem planı ortaya konmalıdır” ifadeleri kullanıldı.
ÇED referanduma dönüştürülmeli
Raporda, “En çok bölge halkı olmak üzere, ülkemizin tamamının bu faaliyetten etkilendiğinden hareketle, yatırımlarda (niteliği ne olursa olsun) mutlaka ÇED mekanizmasının işletilmelidir” denildi. Ayrıca yatırımın niteliğine göre halkın katılımı toplantılarını, Avrupa’ya örnek olacak şekilde referanduma dönüştürmenin Türkiye’yi bu alanda öncü bir konuma getireceği vurgulandı.